5. OKYANUS VE DAĞ

175 15 0
                                    

#Aaryan Shah- Arrived

Keyifli okumalar <3

Yeni bir şarkı keşfettiğimde o şarkıya bir anımı emanet ederdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yeni bir şarkı keşfettiğimde o şarkıya bir anımı emanet ederdim. Böylece o şarkı kulağımda her çaldığında kendimi bir anının kollarında bulurdum. Biliyorum, bu aslında geçmiş denen yarayı kaşımaktan başka bir şey değildi. Ama insan bazen açılacak yeni yaralardan korktuğunda mevcut yarasını bile bile kanatabiliyordu. İzin vermiyordu kabuk bağlamasına.

Güzel anıların aksine, kötü anıların binlerce kodlaması vardı zihnimde ve hepsi bir şarkının karşılığıydı. Bazen günlerce tek bir şarkıyı dinlememin sebebi de buydu. Unutturmuyordum ki bir daha aynı yaradan açılmasın. Çünkü o zaman daha derin olur, iz kalır.

Bu sabah ise kulağımda Mor ve Ötesi, Oyunbozan çalıyordu.

Yeni keşfettiğim bir şarkı değildi fakat şimdiye dek zihnimde sahipsizdi. Artık bir anının bekçisiydi. Yaşadığım son günleri ve onu, bu şarkıya emanet etmiştim. Artık her Oyunbozan dinlediğimde aklıma o ve sahtekarlığı gelecekti, bir daha aynı noktadan darbe almayacaktım.

Umarım.

Restoranın arka kapısından içeri girdiğimde henüz çok erken olduğu için içerde kimse yoktu. Evde duramayınca biraz yürüyüş yapıp işe gitmeyi mantıklı bulmuştum. Sakin, sıradan ve rutinlerin bozulmadığı bir hayat bana hep iyi gelmişti. Şimdi de iyiydim.

Üzerimdeki deri ceketi çıkarıp siyah kazağımın üstüne önlüğümü geçirdim ve belimdeki kuşağını bağlamaya başladım. Telefonum cebimdeydi ve kulaklığımı hala çıkarmamıştım. Yalnızca dudaklarımı kıpırdatarak şarkıya eşlik ediyordum. Kıyafetlerimi koyduğum dolabı kapatmak üzereyken içindeki küçük aynadan gözlerim kendime tutundu. Omzuma değen tutamlarımı geriye doğru ittim. Normalde fazla uzamalarına izin vermeden keserdim ancak ütopik bir hızda uzayan saçlarım vardı, üç dört ay kesmediğimde bile gözle görülür bir fark oluşuyordu. Yine o farkı görüyordum, bir ara kessem iyi olacaktı.

Dolabın kapağını kapatmamla birlikte karşımda bir yüz görünce hafif irkilerek geriledim. Ellerim kulağımdaki kulaklıklara uzanırken Ceren tepkime keyifle gülüyordu.

"Günaydın, erkencisin," dedi her zamanki neşesiyle. "İyileşebildin mi?"

Başımı sallarken cebimdeki telefondan şarkıyı kapatıp onu ve kulaklığı da dolaba koyup kilitledim. Ceren normalde benden erken geliyordu, garson olduğu için diğer garsonlarla birlikte restoranın düzenini sağlıyorlardı. Ama bu sefer herkesten önce buradaydım.

"İyi bari," diyerek sırtını dolaplara yasladı. Bir süre sessizce yüzüme baktığında ne var gibisinden gözlerimi kıstım. Mimiklerinden anlamlar çıkaracak kadar onu tanıyordum.

"Kuzenin gitti mi?"

Ah, şu mesele. Çağdaş yüzünden Ceren'e söylediğim yalanların arasına bir yenisini daha eklemek zorundaydım. Benimle ilgili bildiği şeyler ya yalandı ya da koca bir boşluk. Buna rağmen o tüm gerçekliğiyle karşımdaydı. Hayatımdaki yerinin lanet mi yoksa mucize mi olduğunu bazen sorguluyordum.

YANGIN, KİTAP FORMATIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin