3. Bölüm: Gerçekler

21 4 1
                                    


Akademi için hazırlık yapan Anhelm, yatakta gevşekçe yatan çocuğa çaresizce baktı.

"Genç efendi, böyle yatmaya devam ederseniz göbekli dayılara döneceksiniz"

Gale "..."

Gözlerini devirdi ve başını çevirerek Anhelm'i görmezden geldi.

"Normalde hiç enerji haracamak dahi istemezsiniz. Sizi akademiye iten şey nedir?"

Güç tasarrufu modunda dolaşan Regal gözlerini hizmetçiye çevirdi önce. Sonra açık sözlü bir biçimde "Kafayı tam sıyırmayı düşünüyorum, hazır başlamışken millete de bulaştıracağım şu amansız hastalığı" dedi.

Anhelm "..."

"Yaşadığım bu şeylerin gizemi her ne boksa çözeceğim sonra da onları benimle cehenneme sürükleyeceğim" dudaklarında yavaşça zehirli bir gülümseme yayıldı.

Anhelm "..."

Regal gözlerini yumarak dinlenmeye devam etti.

Niyetini açık ve net bir şekilde ifade etti, sonuçta kimse onu ciddiye dahi almıyordu.

Birden önünde bir gölge oluşunca gözlerini araladı ve üzerindeki silülete baktı.

"Genç efendi gördüğüm kadarıyla oldukça gevşek davranıyor"

Regal bir süre sessizce kadının suratını inceledi.

"Gerçeği görmek ister misin ?"

Bir anda oldukça belirsiz bir cümle attı ortaya.

"Gerçek ?"
Anhelm ona sorgularcasına baktı.

"Sana gösterebilirim ama sanırım o andan itibaren hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Keskin sınırların bulanıklaşacak ve farklı bir boyuta atlayacaksın.

Bununla özünün derinliğine inme şansı elde edecek lakin, bu dünyanın gözünde benim gibi deli diye nitelendirileceksin"

"Ne dersin?"

Anhelm önünde uzanan 9 yaşındaki çocuğa bir süre baktı. O gözler santim santim inceleyerek keskin bakışlarla derisini kıyıyordu sanki.

"Genç efendi. Hayatın o kadar boktan ki, kimse seni izlemeye dayanamıyor. Ancak benim gibi ağır zevkleri olanlar bir nebze sana katlanabiliyor."

"Ama yine de merak ediyorum"

9 yaşındaki bu çocuğun gördükleri.

Genellikle bu yaştakiler rüya ile gerçekliği ayırt edemez.

Lakin... ya gerçekse ?

Önündeki ruhsuz gözler gerçekten hayatta yeterince zevk almış ve artık sıkıntıdan bunalmış birinin gözleridir.

"Ne arıyorsun genç efendi ? Seni bu denli sıkan şey nedir ?"

Birden sormadan duramadı.

Regal hafifçe duraksadı.

Sıkıntı ?

Doğru.

Gerçekten sıkılıyor, çok sıkılıyor, o kadar bunaldı ki hayatta hiçbir enerjisi kalmamış bir halde ölümü bekliyor.

Belki ölürse daha ilginç, daha farklı şeyler görecekti ve şu sıkıntıdan patlama durumu bir son bulacaktı.

Neyi arıyor ?

Yavaşça yerinden kalktı.

Önce o küçük bedenine baktı. Sonra gözlerini kaldırdı ve Anhelm'e bir nebze hevesle sordu.

Hiçliğin Hükümdarlığı: Sıfırın TanımsızlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin