"Cidden bu kafayı sıyırmışın hala dışarıda ellerini kollarını sallayarak gezebildiğine inanamıyorum!"
Ben deli değilim! Sadece siz kör ve cahilsiniz!
"Manyak herif yahu!"
Sizi cahiller!
"Ayyh! Şu kollarına bak! Yine kendi üzerinde işkenceler uyguluyor!"
Siz ne anlarsınız!
"Saçmalığın daniskası! Bir de buna deneyler diyor!"
Bunlar geleceğin ilerleyişi!
Sizi nankör piçler! Dünya için onca zamanını verirken! Sadece dilediğinizce eğlendiniz, hiçbir şeyden habersizce!
Sizin arkanızı toplamaya çalışan benim! Ben! Nasıl bu kadar, bu kadar aşağılık olabilirsiniz ha?!
"Ayy, buraya geliyor ya!"
Çevreden gelen küçümseyici bakışlar ilerleyen kambur adamı sarıyor.
"Şu sakala bak, içinde pire de besliyor mudur acaba hah!"
Bakımsız ve özensiz haliyle.
"Ona söylemiştik! Çok fazla sorgulamamasını! Bunca şey delirmesinden başka ne işe yarardı ki ancak?!"
"Saçmalık, cidden saçmalık!"
Tüm odakların ve dikkatlerin merkezi olan adam, sanki onu dünyadan ayıran kalın çizgilerle soyutlamamıştır.
"Hayır, hayır, bunlarla kaybedecek vaktim yok. Onlar bilmiyorlar, sadece bilmiyorlar!"
Cümlesi mırıldamayla başladı ama ses şiddeti giderek yükseldi ve son kelimeyi bağırdı. Adam orantısız uzamış saçlarını ve yüzünü neredeyse kaplayan şekilsiz sakallarıyla tökezleyerek ilerliyordu.
Topal biriydi ve sağ eli sıkıca sol kolunu tutuyordu.
Sonunda belki de edilen sözler bam teline basmıştı, görmezden gelmedi, gelemedi.
Duraksadı.
Ve her bir kişinin küçümseyici, alaycı, o iğneleyici bakışlarının odakları haline geldi.
Yüzü bunu kendine yediremiyormuş da kabullenemiyormuş gibi oldukça buruştu.
"Siz ne anlarsınız ha! Tüm hayatları yemek, içmek ve sıçmaktan ibaret olanlar! Hayvanlardan ne farkla yaşadınız ki, tüm gün boş beleş eğlenmekten başka!"
Tuttuğu yaralı sol kolunu daha da sıkmadan edemedi. Tırnaklar ete ve kana gömüldü ve kan damla damla yayıldı.
Ama acının farkında bile değil gibi, sadece o aşırı kırmızıya dönmüş gözlerle çevresine bakındı şiddetle.
Bakışlarıyla göz göze gelenler birkaç adım geri tökezleyerek deli diye küfrettiler.
Hepsi onu lanetliyordu.
"Neymiş o nihai sapıtmış amacın! Tanrı aşkına, 21. Yüzyıldayız! Teknoloji çağında!
Ama sen gelmiş ve büyü diyorsun! Sonunda keçileri kaçırdın ya! Böyle büyük bilgi birikimine sahip bir adama acıyorum!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiçliğin Hükümdarlığı: Sıfırın Tanımsızlığı
Fantasia---- "Fark ettim ki. Varlığım, tüm birikimim ve inancımla. Eldem kocaman bir sıfırdan başka bir sey değildi. Ne ilerlediğim yol ne de hayatım. Hatta varlığım ve kimliğimle koca bir sıfır. Sıfır ne demektir ? Var olanlar arasında yok olan. Topl...