7. Bölüm: Önceki Hayat: Deliriş

11 1 0
                                    

O gözlerin kendisini hedef aldığını gördüğümde tüm tüyleri şaha kalktı. Bir silahın namluları gibi sonsuz ve ani görünüyorlardı. O ufak delik, kafasında bir başka deliğe yol olacak ve coşkulu kan ile parçaları duvara aksiyon resmi çizecekti. Başka kimsenin hiçbir zaman yapamayacağı o eşsiz şahesere dönüşüverecekti birden.

Gözbebekleri küçüldü ve birden bakışlarını kaldırdı. Yüzü değişerek "Doktor, boğazımı neden sıkıyorsunuz?" Diye sordu. O iki soğuk metal parçası gibi kıstırmıştı boynunu.

Tıpkı bir giyotin gibi.

Doktorun ifadesi onun "dehşete" düşmüş ifadesini gördüğünde gevşemeye ve açılık vermeye başladı.

"Bademciklerime bakıyorsunuz değil mi ?"

Farkında değildi belki de, kendi gözleri doktorunkinden daha ürkünçtü. O sonsuzluk hem kendisini hem de karşısındakinin varlığını silip yutuyordu.

O sırada kapı açıldı.

Bir hemşire girdi içeriye. Doktorla ikisinin garip pozisyonunu görerek sadece baktı ve geçti.

Sanki hiçbir şey görmemiş gibi.

Gözleri hizmetçiyi izledi...

Elbette hareketleri!

Gerçekten bir şeyi görmüyor gibi, çok fazla andırıyordu.

O sırada.

"Denekler az ve tasarruflu kullanılmalı, karar kılınıyor..." doktor ağzını hareket ettirdiğinde bir karar aşamasına girmişti.

İrkilerek hrmşirenin suratını inceledi.

Tepki vermediğini gördü.

Bu hep böyle miydi ?

Tüm ömürleri boyunca iki ayaklı bir kamera tarafından takip edilip izlenerek mi geçmişti ???

Ne kadar dehşete kapılırsa kapılsın.

Toyca ya da ani hareketler veremeyevek kadar yaşlıdır.

Refleksleri bile eskisi kadar iyi değildir.

Bu şekilde yapılacak ilk şeyin bundan kurtulmak, hayatta kalmak olduğunu bilerek hareket etmeliydi.

Ama istemiyordu.

Ruhu karman çorman.

Tüm öfkesini burada boşaltmak ve o kurşunla zavallı ömrünü son buldurmak.

Yapamaz.

Ama zaten yaşlı ve ölümün eşiğinde değil mi ?

Hayır.

Neden ?

Olamaz.

"Karar kılındı. Denek yaşlı, zihinsel performanslardaki düşüs kabul edilebilir aralıkta. Kişinin eylemde büyük rolü üstlendiği doğrulandı. Sonuç alınamadan ölemez" kendi kendine konuşmuyor da, sanki kayıt altına alıyordu sözcüklerini. Resmi bir dil ve biçim ile.

Hiçliğin Hükümdarlığı: Sıfırın TanımsızlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin