1

78 10 34
                                    

Siyah postalları ile beyaz halıyı ezerken karşısında ağlayan kadına baktı polis. Gerçek bir ağlamaya sahip olmadığını anlayacak kadar çalışmıştı bu meslekte. Daha dün öldürülmüş bir adamın karısına göre fazla sakindi.

"Pekâlâ bayan Lillian. Kaybınız için üzgünüm fakat bana yardım etmek zorundasınız. O katili bir an önce bulup adalete teslim etmemiz gerekiyor değil mi?"

Genç kadın kafasını hafifçe kaldırıp elini beline koymuş polise baktı. Sinirlendiği belli oluyordu ve bunu belli etmekten çekinmiyordu.

"Dalga mı geçiyorsunuz benimle! Kocam daha dün ölmüşken bununla uğraşmamı nasıl beklersiniz?!"

"Haklısınız, fakat benim görevim bu. Kocanıza kimin bunu yaptığını öğrenmek istemez misiniz?"

Lillian karmakarışık bir surat ifadesi ile baktı etrafına. Sanki söylemek istediği bir şeyler vardı ama ağzını açamıyor gibiydi.

"Ne duymak istiyorsunuz?"

"Kocanız Dave'e bunu yapan sizce kim olabilir?"

"Bilmiyorum. Onun kimseyle bir sorunu olmazdı ki."

Daha sonra sertçe yutkundu genç kadın.

"B-belki bir intihar olabilir ya da bir kaza."

Tek kaşını kaldırarak Lillian'ın oturduğu koltuğun karşısına oturdu Albert. Bu kadının bir şeyler sakladığından neredeyse emindi.

"Yani kocanızın gözüne ekmek bıçağı sokarak intihar ettiğini mi söylüyorsunuz? Emin olun bayan Lillian bundan daha kolay intihar şekilleri var."

"Ben yalnızca seçeneklerden bahsediyorum. Kazada olabilir sonuçta değil mi?"

Kafasını iki yana sallayarak ayağa kalktı polis.

"Pekala bunun bir kaza mı yoksa cinayet mi olduğunu anlamamıza izin verin bayan Lillian. İşte o zaman seçeneklere gerek kalmaz."

🍷

Anasini satim icimden geldi.

Muhtemelen sadece iki kisinin okuyacagi (ben ve Melos'um) bir hikaye yazmisam.

Cinayetle ilgili hicbir sey bilmiorm.

Dubious~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin