6

22 5 7
                                    

Albert ve Luca şok olmuş bir şekilde Clara'ya bakıyorlardı. Bir açıklama bekledikleri kesindi. İkisininde kafası fazlasıyla karışmıştı. Albert daha fazla beklemeden kafasını karıştıran soruyu sordu. Eğer mantıklı bir açıklaması ve kanıtı varsa dava kapanmış demekti.

"Bir deliliniz var mı Bayan Clara? Size öylece inanmalı mıyız?"

Clara hiç düşünmeden cevap verdi.

"Tabii ki var. Durup dururken birine iftira atma gibi bir derdim yok Komiser Albert."

"Çok konuşmada göster artık. Akşama kadar seni bekleyemeyiz."

Albert, Luca'ya bakıp kaşlarını çattı. Yardımcısı her zamanki gibi umursamaz tavrıyla konuşurken oldukça sıkılmış gözüküyordu. Clara son kez boğazını temizleyip konuşmaya başladı.

"Yardımcınız biraz sabırsız galiba Komiserim. Her neyse dediğiniz gibi lafı uzatmaya gerek yok. Arthur'un o gece Dave ile Lillian'in evine gittiğini gösteren bir kamera kaydı var elimde. Zaten gittiğiniz de görmüşsünüzdür, onlar her zaman şehirden uzak yaşamayı tercih ettiler. Bu yüzden kameralar bir yerden sonra kesiliyor. Ancak Arthur bir kaç saat sonra tekrar kamera açısına giriyor ve üstü başı kan içinde."

Clara ayağa kalkıp kenarda, yerde tozlanmış bir kutudan bir flashbellek çıkarıp Albert'a verdi.

"İşte, söylediklerimin gerçek olduğunu görüceksin. "

Luca'nın aklı karma karışıkken aklındakileri çekinmeden Clara'ya yöneltti.

"Madem Albert ile aynı Üniversitedeydin şu an neden bu haldesin ve neden bize yardım ediyorsun?"

Sorduğu soru fazlaca kaba olsada kimse bunu sorgulamadı. Çünkü bunu merak edip sormakta haklıydı. Clara'nın yüzünde buruk bir tebessüm oluştu.

"Çünkü herkes Dave kadar şanslı olmuyor. Ona da iftira atıldı, bende küçük bir hata yaptım.Ve ben başımı öne eğip kabullenmekten başka bir şey yapmadım. Arthur'u ise elde edememiş olduğum mesleğin ateşinde yanarak size, adalete teslim ediyorum. Umarım anlaşılabilmişimdir."

Luca ve Albert sessizce ayağa kalkıp Clara'ya veda ettikten sonra oldukları yeri terk ettiler. Dışarıya çıktıklarında yine bedenlerini bir titreme tutmuştu. Arabaya kadar zorla geldikten sonra binip ısınmayı beklediler. Albert cebindeki flash belleği çıkarıp gözünün önüne getirdi. Daha fazla beklemeden tekrar karakola gitmek üzere arabayı çalıştırdı.

🍷

Karakola geldiklerinde hiç beklemeden bilgisayarı açıp önüne oturdu Albert ve Luca. Flash belleği yerine takıp görüntülerin açılmasını beklediler. Belki saatlerce incelemişlerdi ve Clara'nın dediği her şey tam olarak gerçekleşiyordu. Arthur olduğunu düşündüleri biri saat bir sularında kamera açısına giriyor, dörtte üstü başı kan olmuş şekilde çıkıyordu.

O tarafa doğru gidecek çok yer yoktu. Lillian ve Dave'in evi şehirden biraz uzaktaydı. Bu yüzden bakılacak en son kamera kaydı buydu. Her şey apaçık ortada gibi görünüyordu fakat Luca'nın hâlâ kafası karışıktı.

"İyi ama biz istediğimizde nasıl bulamadılar bu kayıtları? Ve o Clara denen kadın bunları nasıl aldı?"

Albert'ta aynı şeyleri düşünüyordu. Bu işte kesinlikle bir terslik vardı ve bunu anlayabilmek için önce Arthur'u bulmaları gerekiyordu.

🍷

Matematik calisirken aniden dedim wattye girem cunku neden olmasin.

Dubious~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin