Bölüme başlamadan önce kitabımı okuyan herkese çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız sizi çok seviyorum.
Edward Black mi? O da kim? Ne günlüğünden bahsediyordu bu? Aklımdan geçen sorular beni çıldırtmak üzereydi. Kabus mu görüyordum acaba?
-Sana yardım etmek istiyorum.
-Ne yardımı ne için yardım edeceksin?
-Tek başına arkadaşını kurtarabileceğini mi sanıyorsun? Onları rahatsız eden kolay kurtulamaz. Rahatsız edilmeyi sevmezler.
-Kimler rahatsız edilmeyi sevmez?
-Siz onların bölgesini ihlal ettiniz. Onlar bunu saygısızlık olarak gördüğü için sizinle uğraşacaklar. Beynimin parçaları her yere dağılmış gibiydi. Bana söylenenleri anlamakta güçlük çekiyordum. Zar zor yutkunarak cevap verdim:
-Senin onlardan olmadığını nerden bileceğim?
-Seni buraya getiren benim. Seni, arkadaşının burda olduğunu öğrenmen için getirdim. Arkadaşını kurtarabilirsin ama onlardan tamamen kurtulmana başkasının yardımı olmadan imkânı yok.
-Tamam ama sen beni nerden tanıyorsun?
-Yaşadığınız ev ve senin odan. O odada ben kalıyordum. Ben öldükten sonra yakınlarım eşyalarımla birlikte evi sattı. Ve siz de gereksiz olanları bir karton kutuya koyup bir kısmını bağışladınız bir kısmını da attınız. Benim günlüğümde o atılanlar arasındaydı. Benim günlüğüm ise gitti o eve. Günlük o evde güvende değil. Çünkü günlükte onlardan tamamen nasıl kurtulman gerektiği harfi harfine yazılı. Sana yardım etmemiz sebebi de bu. Günlük yanlış kişilerin eline geçmemeli yoksa sonu tahmin bile edemeyeceğin kadar kötü olur.
-Peki tamam günlüğü alacağım ama nasıl?
-O eve girerek. Bu çocuk aklını mı kaçırmıştı? O eve geri dönmemi benden nasıl beklerdi?
-Hayır. O eve tek başıma gidemem. Yanıma arkadaşlarımı da alsam?
-O evi sadece onlarla uğraşanlar görür Lisa. Ama ben seninle geleceğim korkmana gerek yok. Tabii canım niye korkayayım ki? Sonuçta ölü biri bana başka ölülerden kurtulmama yardım edecekti. Ama başka çarem olmadığı için kabul ettim.
-Tamam anlaştık ne zaman gideceğiz o eve? Bu akşam son gündü yarın ormanda kimse olmayacaktı. İşin kötü yanı döndüğümüzde Linda' nın annesine ne diyeceğimizdi.
CLAİRE ' DEN
Sabah uyandığımda Lisa yoktu. Endişelenerek çıktığımda karşımda oturmuş vaziyette Lisa ' yı görünce rahatladım. Çok dalgındı, bir şeyler düşündüğü belliydi. Konuşmak için yanına gittim.
-Günaydın. Erkencisin.
-Hmm evet uyuyamadım.
-Linda ' yı mı düşünüyordun? Kafasını salladıktan sonra ona sıkıca sarıldım. Sarılmak ikimize de iyi gelmişti.
Sabahın ilerleyen saatlerinde herkes uyanmıştı. Oturup bir şeyler yiyorduk. Bu sabah Linda' yı aramaya gidecektik. Harry aklımı okumuş gibi konuştu:
-Birazdan gruplar halinde Linda' yı aramaya çıkacaz. Herkes yarım içinde gitmek için hazır olsun. Ayrıca bu gece burda kalmıyoruz. Hava kararmadan döneceğiz. Eğer Linda' yı bulamazsak polise gideceğiz.
Herkes Harry' yı dinledikten sonra hazırlanmaya başlamışlardı. Lisa' yla birlikte kalkıp çadıra gittik. Konuşmuyorduk. Sonra Lisa konuştu:
-Claire sana söylemem gerekenler var. Ters giden bir şeylerin olduğunu ses tonundan hissedebiliyordum.
-Dinliyorum. Dedim
LİSA' DAN
Claire' e olan biteni anlattığımda şok geçirmiş bir vaziyette bana bakıyordu. Söylediklerimi anlamaya çalışıyordu. Kendini topladıktan sonra konuştu:
-Bende seninle geliyorum.
-Ne? Hayır seni bu tehlikeye sokamam.
-Bir kere tehlikeye girdik Lisa. Bu işe beraber girdik beraber bitireceğiz. Kafamı salladıktan sonra gülümseyip tekrar birbirimize sarıldık. Haklıydı. Bu işe beraber girdik beraber bitireceğiz.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçiş
Mystery / ThrillerO ev, o ruh, o olay. Daha sayabileceğim birçok şey. Sadece, ama sadece bir görüntü hayatımı bu kadar değiştirebilir miydi? Yoksa bu hayatın bana olan ihaneti miydi? Sorular, çok fazla sorular vardı. Aklımın bir köşesi hep gördüklerine inanıyordu ya...