Öncelikle bir önceki bölümde bir hata yapmışım sonradan fark ettim. Linda ' yı nasıl kurtaracağımızı buldum yerine Claire' i nasıl kurtaracağımızı buldum yazmışım. Çok özür dilerim. Bir daha olmamasına özen göstereceğim. :) iyi okumalar dilerim :)
Kızlar uyandıktan sonra hep beraber kahvaltı ettik. Onlara daha zarftan bahsetmemiştim. Uzun aradan sonra ilk defa bir araya gelmiştik bu anı bozmak istemiyordum.
-Kızlar ben birazdan annemin yanına gideceğim. Annemi çok özledim. 1-2 saat sonra tekrar buluşalım mı? alışverişe falan gideriz.
-Claire' le birbirimize baktık. Aslında bu iyi bir fikirdi. Üçümüzün kafasını dağıtması iyi olurdu.
-İyi olur Claire' le 2 saat sonra seni almaya geliriz.
Linda gittikten sonra yediklerimizi topladık. Her şey temizlendikten sonra Claire' le kendimizi büyük koltuğa attık. Claire bir anda kalkarak televizyonun yanındaki filmlerden birini aldı ve bana gösterdi.
-İyi tamam. Dedim gülerek. Claire filmi açarken bende mutfakta bulduğum bütün abur cuburu salona getirmiştim. Claire filmi başlattığında bir süre sessizce filmi izledik. Sonra benim lavaboya gitmem gerekti. Claire filmi durdurduktan sonra bende lavaboya gittim. Ellerim cipsten dolayı felaket yağlanmıştı ellerimi yıkadıktan sonra aynaya baktım. Sonra dikkatimi bir şey çekti. Boynumda bir çizik vardı ve etrafı morarmıştı. Elimi boynuma götürdüm. Bu nasıl olmuştu ve niye hatırlamıyordum?
-Lisaaa ne zaman gelmeyi düşünüyorsun?
Claire çağırdığında irkildim. Kendime geldikten sonra aşağıya indim.
-Bir an tuvalete düştüğünü sandım. Claire kıkırdayarak konuştuğunda ona dil çıkardım. Filme devam ederken konuştu:
- Her şeyin bittiğine o kadar seviniyorum ki. Artık rahatız.
Boğazımı temizledikten sonra konuştum:
- Claire bu sabah bana, daha doğrusu bize bir zarf geldi.
-Ne zarfı?
- Ayağa kalkıp zarfın olduğu tarafa gittim. Zarfı elime aldıktan sonra zarfı Claire' e uzattım hızla açıp zarftaki yazıları okuduktan sonra iri iri açtığı gözleriyle bana bakıyordu.
- Lisa bu ne zaman geldi?
- Bu sabah. Dedim kısaca.
-Neden şimdi söylüyorsun?
- Keyfimizi kaçırmak istemiyordum.
-Neyse en azından bir süre bunları düşünmemek iyi geldi.
-Linda' ya ne zaman söyleyeceğiz?
- Bilmiyorum. Ama en kısa sürede ona da söyleriz. Ben bugün söylemeyi düşünmüyordum. Bir süre bu olaylardan uzak kalmak istedim.
-Sende haklısın. Neyse birazdan Linda' yı almaya çıkarız. Alışverişimizi bitirdikten sonra ona da söyleriz.
Kafamı olumlu anlamda salladıktan sonra Linda ' yı almaya gittik.
*****
Alışveriş merkezine geldikten sonra Linda heyecanla gördüğü bir mağzaya girdi. Peşinden de bizi sürükledi bir süre böyle devam ederken Claire acıktığını söylediğinde üçümüz de onu onayladıktan sonra bir şeyler alıp boş bir masaya geçtik. Yemeklerimizi yedikten sonra Claire bana zarf konusunu söylemem konusunda kaş göz işareti yaparken Linda gördü.
-Kızlar neler oluyor? Sabahtan beri bir tuhaf davranıyorsunuz.
-Linda sana söylememiz gerekenler var. Linda bir şey anlamamış gibi ikimize de bakıyordu. Bu sefer ben konuştum.
-Bu sabah bir zarf geldi. Size bugün söylemeyi düşünmüyordum. Bunu söyledikten sonra Linda' ya zarfı uzattım. Hâlâ bir şey söylememişti. Zarftaki yazıları okuduktan sonra:
-Kızlar ne yapmalıyız? Biz bunlardan kurtulduk diyoruz onlar hâlâ bizimle uğraşıyorlar.
- Edward' a söylesek? Diye öneride bulundu Claire.
-Edward' da kim?
-Linda ' ya kısaca Edward' ı anlattım.
-Peki ona nasıl ulaşacağız? Bunca zaman o bizim yanımıza geldi.
Claire böyle söylediğinde düşünmeye başladım. Haklıydı. Bunca zaman hep Edward bizim yanımıza geliyordu. Daha önce biz hiç ona ulaşmaya çalışmamıştık.
-Belki normal ruhlar nasıl çağırılıyorsa o da öyle çağırılıyordur. Olamaz mı?
Claire söylediklerinde haklıydı. Sonuçta o bir ruhtu ve diğer ruhlar nasıl çağırılıyorsa o da öyle çağırılıyordur herhalde.
Eve geldiğimde saat 19.00 dı. Annemler 1 saat içinde gelirlerdi. Kızlar da bugün bende kalacaklardı. Onlara mesaj attım saat 21.00 da bizim evde olun diye. Mesajdan sonra biraz uzanıp televizyon izledim. Alışveriş beni çok yormuştu. Bir süre sonra kapının zili çaldı. Muhtemelen annemlerdi. Kapıyı açtığımda 'doğru tahmin' diye geçirdim içimden. Annem ve babamla sarılıp biraz sohbet ettikten sonra yol yorgunu oldukları için odalarına gittiler.
1 saat sonra kızlar geldiğinde odama çıktık. Odamın yukarıda olması işime gelmişti. Herhangi bir ses olduğunda çok yüksek olmadığı sürece aşağıya gitmiyordu. Odaya geldiğimizde Claire elinde birkaç malzemeyi masanın üstüne koyup masayı ortaya çekti. Masanın yanına koyduğumuz sandalyelere yerleşirken "bunlar ne?" Diye sordum.
-Bunlar ruh çağırmada işimize yarayacak birkaç eşya.
Her şeyi hazırladıktan sonra klasik şekilde mumları yakıp masanın ortasında bulunan kutunun çevresine yerleştirdik. Kutunun içerisinde kağıtlar vardı. Bu kağıtlar sayesinde çağırdığımız ruhla iletişime geçecektik. Biz ona soru soracağız o bize cevapları kutunun içerisinde bulunan kâğıtlara yazacaktı.
Claire saçma sapan bir şeyler söyledikten sonra olanları sesli bir şekilde anlatmamı istedi. Zarf olayını anlattım. Bir süre bekledikten sonra Linda kutudan bir kağıt aldı. Kâğıdı sesli bir şekilde okudu.
"KIZLAR HEMEN O EVİN ORADA BULUŞALIM"
Kızlarla birbirimize baktık. Sonra ben bir şey daha sordum. Peki günlüğü bize verecek misin? Bu sefer kutudaki kağıdı ben aldım. Kağıdı sesli bir şekilde okudum.
"GÜNLÜĞE GEREK YOK ONLARDAN BUGÜN KURTULACAKSINIZ"
-Kızlar bu saatte o eve gitmek bana hiçte mantıklı gelmiyor. Dedi Claire. Edward' a güvenebilirdik. Saate baktığımda saat tam gece yarısıydı.
Eve doğru geldiğimizde etrafta kimse yoktu. İçeriye doğru adımımızı attığımızda ters giden bir şey de olmamıştı. Odanın ortasına geldiğimizde kapı aniden kapandı ve etraftan cam kırılma sesleri duyuldu. Bunlar iyiydi çünkü bunlardan sonraki ses hiçte diğerleri gibi değildi. Önce kahkaha sesi ardından korkunç konuşma:
-İşte şimdi elime düştünüz.
Bu alaylı ses birbirimize sokulmamıza neden olmuştu. Sonra zorlukla ben konuştum:
-Kızlar sanırım biz yanlış ruhla irtibata geçtik.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçiş
Mystery / ThrillerO ev, o ruh, o olay. Daha sayabileceğim birçok şey. Sadece, ama sadece bir görüntü hayatımı bu kadar değiştirebilir miydi? Yoksa bu hayatın bana olan ihaneti miydi? Sorular, çok fazla sorular vardı. Aklımın bir köşesi hep gördüklerine inanıyordu ya...