Karasızlık

48 4 0
                                    

Jonny bizi geçit gibi bir yerden geçirmişti. Uyarımızı da aldıktan sonra ilerlemeye başladık. Sabahın ilk saatleriydi ve güneş daha doğmamıştı ama geleceğini haber veren bir aydınlık vardı etrafta. Kızlarla sessizce yürüyorduk. Göz ucuyla yüzlerine baktığımda ikisininde bir şeyler düşündüğünü anlamıştım şu son bir haftada ne kadar çok şey değişmişti. Daha geçen gün kampa geliyorum diye yerinde duramayan Linda durgunlaşmış, mantıklı konular üzerinde çok konuşan Claire sessizleşmişti. Hepimiz değişmiştik. Bu olaylar, yeni yeni tanıdığımız fakat diğer insanlardan çok farklı olan bir zamanlar insan olup fakat artık bir ruhtan ibaret olan varlıklar. Daha önce hiç böyle bir şeyi düşünmemiştim. Korku filmlerinde gördüğüm sahnelerden bile kolay kolay etkilenmezdim. Ama şimdi bir zamanlar korkmadığım korku filmlerinin içindeymişim gibiydi. Gerçek olmadıklarını düşünürsün ama bu onların varlıklarını yok etmezdi.

Jonny bize gece uyurken dikkatli olmamızı söylemişti. Ne demek istediğini anlayamadım. Aslında anlamak istemedim çünkü istediklerini almak için yanımıza kadar gelebilme ihtimali beni korkutuyordu. Bizden ne istiyorlardı ki? Bizi öldürdükten sonra ne olacaktı? Ne değişecekti?

-Kızlar eve gidip biraz uyuyun kendimize geldiğimizde bu konuyu ayrıntılı bir şekilde konuşalım.

Kafamı kaldırdığımda Linda' nın evinin oraya geldiğimizi fark ettim. Yaptığım tek şey kafa sallamaktı. Claire' de aynı şekilde tepki vermişti. Claire ' le bizim evlerimiz Linda' nın evine olan mesafeye oranla çok yakındı. Sessizce yürürken Claire bir an gözlerini bana dikti. Bana baktığını fark ettiğimde bende ona baktığım sıradan konuştu:

-Lisa her şey sence de bir anda değişmedi mi?

-Evet. Bir anda. Dedim fısıltıya yakın bir ses tonuyla.

Yine sessizleşirken Claire' in evine geldiğimizi fark ettim. Kısa bir vedalaşmadan sonra o da evine gitti. Eve geldiğimde yavaşça kapının kilidini açtım, ev çok sessizdi. Odama doğru giderken gerçekten çok fazla yorulduğumu fark ettim. Odama geldiğimde kapalı kapımın önünde durdum. Odama girmeye korkuyordum. Cesaretimi toplayıp odama girdiğimde kapıyı açık bıraktım. Karşımda dün yaptığımız saçma bir iletişimin araçları duruyordu. Onları alıp evin dışındaki çöp konteynerına attıktan sonra odama tekrar çıktım. Kapıyı yine açık bırakarak perdeleri sonuna kadar açtım. İçeriye hafif vuran aydınlık Odamın bir kısmını aydınlatıyordu. Yatağa uzandığımda ağır basan uykuma yenik düşerek göz kapaklarımı kapattım.

Gözlerimi açtığımda yabancı bir yerdeydim. Etrafıma baktığımda ormanda olduğumu fark ettim. Geceydi, her yer karanlıktı, ıssızdı ve soğuktu. Soğuktan dişlerim birbirine çarpıyordu. Kollarımı bedenime sararak yürümeye başladım. Az ileriden çığlık sesleri geliyordu. Seslerin olduğu yöne ilerlediğimde o eve varmıştım. Çığlık sesleri ve arada duyduğum tanıdık seslenmeler. Eve yaklaştıkça sesler tanıdık gelmişti. Bunlar kızlardı. Hiç düşünmeden içeri girdiğimde gördüğüm manzara dehşetti. İçeride kızlar bir sandalyede oturmuş kıpırdamıyorladı ama acı çeker gibi bağırıyorlardı. İçeri girdiğimi fark etmemişlerdi. Kızların yan tarafına baktığımda Jonny oradaydı ve konuşuyordu. Konuşmasına dikkat kesildiğimde duyduklarım beni bir kez daha dehşete düşürmüştü. "İstediklerini getirdim anlaşmaya uy ve ruhumu serbest bırak." Adımlarım gerilerken bir an durdum. Bir şey Linda ' nın içine giriyordu. Nefesim kesilmiş bir şekilde olanları izliyordum. Claire ' in mavi gözleri siyahlaşmıştı. Kapıya çarparken durdum. Claire aynaya doğru yönelirken sessizce olanları izliyordum. Claire aynanın karşısına geldiğinde duraksadı. Bir süre aynada kendini inceledikten sonra masada duran bıçağı aldı ve aynaya fırlattı. Ayna binlerce parçaya ayrılırken yerden aldığı bıçakla Linda' ya yöneldi. Linda korkuyla ona bakıyordu. Claire ona iyice yaklaştıktan sonra bıçağı kaldırdı. Linda "Hayır!" diye çığlık atarken olduğum yere çivilenmiş bir şekilde hiçbir şey yapamadan olanları izliyordum. Sonunda olan oldu ve Claire bıçağı Linda ' nın tam alnının ortasına sapladı ve bıçağı çevirdi. Dehşetle olanları izlerken biri bana sesleniyordu etrafa bakıyordum ama bana seslenen kişiyi göremiyordum.

-Lisa! Lisa uyan!

Nefes nefese uyandığım yerden kalkarken etrafa bakıyordum. Evdeydim. Evimde odamda yatağımdaydım. Karşımda Edward vardı ve korkuyla bana bakıyordu. Üşüyordum. Titrediğimi fark eden Edward pencereyi kapattı. Kabus görmüştüm. Derin bir nefes aldıktan sonra başucumdaki bardaktaki suyu tek dikişte bitirdim. Terlemiştim ve pencereden esen rüzgar üşümeme neden olmuştu. Edward suratıma bakarken ona dün gece olanları ve gördüğüm kabusu anlattım. Dikkatle beni dinledikten sonra konuştu:

-Lisa bu olaylardan sonra gördüğün kabus sana bir uyarı olabilir.

-Nasıl? Biri beni uyararak olanlar konusunda dikkatli olmamı mı söylüyordu? Yoksa olacaklar konusunda bilgilendiriliyor muydum?

Edward kafasını salladı.

-Lisa bana ulaşmak için böyle yollara başvurmanız doğru değil. Başınıza daha kötü şeyler gelebilirdi. Ben sizin yanınıza elimden geldiğince sık gelmeye çalışıyorum.

Kafamı salladıktan sonra yataktan kalktım bir süre sessizce kaldıktan sonra Edward' da gitmişti. Banyoya geçip soğuk suyla duş aldım. Soğuk su kendime gelmemi sağlamıştı. Banyodan çıktıktan sonra
dolabımdan siyah şortumu ve ona uyumlu nirvana tişörtümü çıkarıp üstüme geçirdim. Saçlarımı kurutup tepeden at kuyruğu yaptım. Aşağıya indiğimde annem kahvaltıyı hazırlamıştı. Saate baktığımda 11' e geliyordu. Annem hiç bu kadar geç kalkmazdı. Annemin yanına gidip sıkıca sarıldım.

-Baban erkenden işe gitti. Bugün beraber bir şeyler yapalım mı?

-Anne kız günlerini unuttun sanıyordum anne. Ama iyi olur yorucu zamanlar geçiriyorum.

-Yorucu? Yoksa birileri mi var?

Annemin ne demek istediğini anladığımda donakaldım. Ama bir şeyler uydurmam gerekiyordu. Ve ne yazık ki annemi oyalamalıydım.

-Şeyy belki. Olabilir.

-Hmm kimmiş bu aynı sınıfta mısınız?

-Hıhı evet. Neyse bu konuyu konuşmasak.

-Peki tamam seni zorlamayacağım.

Yemeğimizi yedikten sonra dışarı çıktık. Güzel bir film izleyip iyi bir alış veriş yaptıktan sonra bir kafeye gidip tatlı bir şeyler yedik bugün güzeldi. En azından gördüğüm kabusu bir nebze unutabilmiştim.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Sizi seviyorum.

Geçiş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin