1. KANATSIZ ADAM

46 1 29
                                    

"Ben öldüm!" dedi kadın. "Ben sen öldün diye öldüm!" derin bir nefes aldı adam "Nefes almanın değersiz olduğu bu dünyadan seni de alıp gitmek istedim!" diye haykırdı. "Ölelim dedim."

"O kadar bencilsin ki." dedi kadın. "Ölüme bile tek gitmeyi tercih ettin."

Acı.. hissedilen bir şey değil mi? Acıyı sadece ölen mi hisseder yoksa geride kalan mı? Ölüm,ardında bırakılanıda öldürür.

Elimde tuttuğum bıçağı salatalığa saplayıp tekrar çıkardım. Erkek arkadaşımı, nefesimi kaybedeli 2,5 ay oluyordu. Sesi artık aklımda değildi.. gülüşü, bakışı.. o artık benimle değildi.

Biz birbirimize söz vermiştik, asla bırakmayacağız diye. Ama o sözünü tutmamıştı. Hayatında ilk defa bana verdiği sözü tutmamıştı ve ben yalnız kalmıştım, nefessiz kalmıştım, ruhsuz kalmıştım.. Ruhum alınmıştı, nefesim sökülüyordu, gülüşlerim çalınmıştı.

Salatalık artık elimin altında can verdiğinde bıçağı sertçe masaya bıraktım. "Salatanızı da yemeğinize de başlıyacağım şimdi!" diye mutfaktan içeri bağırdım. "Kalkın kendiniz hazırlayın amına koyayım, uyuyacağım ben!"

Işıl, az önce masaya bıraktığım bıçağı yavaşça aldı "Sen git dinlen, bende burası." diye fısıldadı. Bu kız benim hayatımda bir mucizeydi, elimdi kolumdu..

Ona usulca gülümseyip merdivenlerden yukarı doğru adımladığımda, erkek arkadaşımın ölmeden önce bana bıraktığı ses kaydının açıldığını duymamla salona girişim bir oldu.

"Sina seni öldürürüm!" diyip elinde tuttuğu kumandaya uzandım. "Yemin ederim keserim senin nefesini!" Sina tepkisizce bana bakıyordu.

"Ben size demedim mi ellemeyin diye! Siz
kimsiniz de dinliyorsunuz! Rahat bırakın dinlemeyin, ellemeyin." derin bir nefes aldım. "Daha ben bile dinlemedim, hazır hissedemiyorum kendimi. Siz mi dinleyeceksiniz yani?" Sina yaptığından pişman gibi yanıma adımladı yavaşça.

"Biz merak ettik." dedi. "2,5 aydır tek kelime etmedin adam akıllı. Ne oldu ne bitti hiçbir şey bilmiyoruz ve elimizde sadece bir ses  kaydı var Çilem." kaşları havaya kalktı. "Senin sevgilin, bizimde dostumuz."

Kaşlarımı alayla kalktı. "Madem dostusunuz, o ses kaydından size de bırakırdı değil mi? O ses kayıdı bana! Anlıyor musun? O ses kayıdı bana. Ben izin vermeden nasıl dinlersiniz ya?" sesim gittikçe yükseliyordu. "Amına koyayım ben dinlemedin lan daha! O ses kayıdını dinledikten sonra hayatıma devam edebilir miyim bilmiyorum çünkü."

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. "Anlıyorum bana desteğe geldiniz ama hiç gerek yok. Siz burada oldukça ben daha fazla geriliyorum. Rica etsem beni biraz rahat bırakır mısınız?" Karşımda 5 adet şaşkın bir yüz vardı. Mutfaktan yanımıza gelen Işıl olayı anlamaya çalışıyordu. "Sen kalabilirsin ışıl." dedim. "Çünkü senin onlar dinlerken bana saygısızlık yapmamak adına mutfağa geldiğini biliyorum." Elimle kapıyı işaret ettim. "Giderken kapıyı arkanızdan sertçe çekin, geri açılıyor."

Ses kayıdını alıp merdivenlerden yukarı doğru fırladığımda artık nefesimin daraldığını hissettim.

2,5 aydır bu ses kayıdı bendeydi. Ve hala tek bir saniyesini bile dinlememiştim. Görüntülü bir ses kayıdıydı. Görüntüde ne vardı bilmiyordum ve ben sevgilimi en son gördüğüm haliyle hatırlamak istiyordum, bana gülen gözleriyle, çenesinde oluşan gamzesiyle hatırlamak istiyordum.

YALAN ÖLÜMLER ANITIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin