4. İNTİKAMIN SINIRLARI

25 1 69
                                    

"İntikam" sahiden her şeyi çözer miydi? İçimdeki ateşi soğutur, kül eder miydi? Yoksa daha mı çok alevlenirdi ateş daha mı çok yakardı etrafındakileri?

Yeni bir nefes, yeni bir gün. İntikam sularında, boğulabilme ihtimaliyle.

🫂

Güldüm. "İntikam." dedim onu tekrarlayarak  "Ama anlamadım, nasıl bir intikam alabilirim ki?"

Karşımdaki kişi sanki hayatının her anını intikam alarak geçiriyormuş gibi kendinden emin bir şekilde başını kaldırdı. "En büyük intikam umursamamaktır. İlk hamlen umursamamak olmalı."

Kısık bir kahkaha attım. "Hiç benlik değil, hayatındaki her şeyi ayrı bir sorun haline getiren biri olarak bunu başaracağımı pek düşünmüyorum."

Etrafımızdaki insanlarda dağılıp bize bakmaya başladığımda, şaşkınlıkla bende onlara bakıyordum.

Bakmakta haklılardı, Sefo'nun Arabam şarkısında dans ediyorduk çünkü.

Ensesindeki elimi indirdiğimde o da aynı şeyi tekrarlayıp belimdeki elini çekti ve masamıza doğru ilerledik.

"Bana intikam konusunda yardım eder misin?"

Elindeki içkiyi kafasına dikerken, kaşları çatıldı.

"Benden çok şey istediğinin farkında mısın?" farkındaydım, ama onun farketmesini beklemiyordum.

"O kadının o yağmurda ne yaptığını merak ettin dinledin, sorunlarına da çözüm bulmasına yardımcı olmalısın Profesör."

Dudakları yukarı doğru kıvrıldığında "Profesör" diyip beni tekrarladı sessiz bir şekilde.

"Hala aklım yerinde, tam sarhoş olmadım." dedim gülerek. "Yardımcı olacak mısın olmayacak mısın?"

Alın çizgileri belirginleştiğinde "Olmayacağım." dedi. "Çünkü bu gece bittiğinde bir daha görüşmeyeceğiz."

Gerçeklerle yüzleşmiştim, haklıydı. Bir daha birbirimizi görmeyecektik bile."

"Haklısın." diye mırıldandım. "Söylemedim say."

Bakışları elimdeki içkiye odaklandığında "Kalkalım artık." diye mırıldandı. Başımla onayladım. Hem çok yorulmuştum, hemde bu yaşananları sindirebilmek için uyumam şarttı.

Hesabı ödeyip kapıya çıktığımızda sigarasını yakıp derin bir nefes aldı. Benden çok uzundu ve çok kalıplıydı. Ona bakmak göğe bakmak gibiydi, ona bakmak gökyüzündeki bulutlara dokunmaya çalışmak ama dokunamamak gibiydi.

Hava biraz daha açmıştı, en azından üstümde ceket olmasına gerek yoktu.

"Ben artık evime gideyim, teşekkür ederim her şey için." dedim ve onun diyeceği şeyi beklemeden ilerlemeye başladım. Ta ki onun sözlerini duyana kadar.

"Birbirini tanıyan iki yabancı olarak, tekrar karşılaşalım isterim." benim olduğum noktaya doğru geldi. "0542*******"

YALAN ÖLÜMLER ANITIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin