Multimedya : NOT..
Uyandığımda hiçbir zaman bakmaktan bıkmayan bir çift gözle karşılaşmak huzur verici bir duygu. Hiç mi sıkılmazdı? Hiç mi ayırmazdı gözlerini benden? Hiç mi sönmezdi o gözlerindeki sevgiyle karışık ışık? Burnuma dokundurduğu dudaklarının sıcaklığı ta içimi ısıtmaya yetiyordu. "Günaydın hayatım" derken o sesindeki samimiyet, o masumluk.. Ahh Akın ahh..
Uzun bir süre daha hareketsi bakıştıktan sonra bir yerlerimiz tutulmadan kalkmamız gerektiğini hatırlayıp yataktan ayrılmayı başardık. Hızlı bir şekilde banyoya doğru yürümeye başladım. Bir an önce kendimi sıcak suya teslim etmeliydim. Üzerimdekileri çıkardıktan sonra jakuziyi suyla doldurup çalıştırdım. Kısa sürrn duştan sonra bornozumu giyip çıktım. Akın'ı bıraktığın gibi görmem beni şaşırtmıştı. Bacaklarını ayırmış, dirseğini bacağına dayayarak başını kavraması beni huzursuzlandırmaya yetmişti bile. Yanına oturup elimle kolunu tutarken başımı da omzuna yaslamıştım. "Neyin var hayatım?" diyerek konuşması için ilk adımı attım. Kısa süren sessizlikten sonra Akın'ın kıpırdanmasıyla başımı kaldırdım. Bir bacağını kıvırıp oturuşunu düzeltti ve ellerimi de tutmayı ihmal etmedi. Beklediğim konuşmayı sonunda gerçekleştirdi. "Anlayamadığım olaylar var hayatım. Holdingden biri ya da elini kolunu sallayarak giren kendini bilmezler, dün masamın üzerindeki dosyaların arasına not bırakmışlar." demesiyle dün yaşadığım ve Akın'a anlatmadığım olay gözümün önüne geldi. Daha fazla düşüncelerim arasında kaybolmadan "Notta ne yazıyordu Akın" dedim. Bu soruyu sormam onu endişelendirmiş olacak ki gözlerini kısarak " Tahsin abinin mezarından geliyoruz, selamını getirdik. Bu sadece sana bir uyarı Akın Bey, alışsan iyi olur." demesiyle gözlerimde biriken yaşlara engel olamadım. Ona sarıldığımda ne düşündüğü umrumda değildi ama elbet bu sarılma da bitecekti ve Akın'ın soruları beynimi katledeceğine emindim. Daha fazla böyle kalarak kurtulamayacaktım sonuçta elinden. Herşeyi -dün olup bitenleri- anlatmanın vakti çoktan geçmişti ama neyseki uzatmalara kalmıştık. Doğrulup konuşmak için ilk önce boğazımı temizledim ve direkt anlatmaya başladım. "Dün sen gelmeden önce iki tane adam geldi eve. Beni biraz hırpaladıktan sonra sana yazılan nottakilerin aynısını söylediler." dedim ağlayarak. Akın ani bir hareketle ayağa kalktı ve saçlarının arasında gezdirerek odada volta atmaya başladı. Bir an bana dönüp bağırmasıyla irkildim. "Öyle oldu ve ben bunları yeni öğreniyorum. Ben anlatmasam bahsetmeyecektin bile değil mi?" derken gözleri adeta yuvalarından fırlayacak gibiydi. Kollarımı sıkıp beni silkeleyerek "Nasıl biriydiler anlat çabuk. Kamera kayıtlarında da hiçbiri gözükmüyor. Çakmak tutup karartmışlar hepsini" dedi. Kollarımı o kadar sert sıkıyordu ki morarmış olduğuna eminim. Hıçkırıklarımın arasından "kirli sakallı, takım elbiselilerdi." diyebildim zorlukla. Hızlı bir şekilde dolaptan çıkardığı takım elbisesini üzerine geçirdi. Sert bir şekilde kapıyı çarpıp çıkması sadece gözyaşlarımı hızlandırmaya yetmişti.
*
Korkuyordum bu sinirle Akın'ın onlara bir şey yapacağından. En kötüsü de bizi bizden ayıracaklarından. Ama ne yazık ki korkunun ecele faydası yok.
----------
Arkadaşlar eksimlerim varsa kusura bakmayın. Elimden geldiğince dikkat etmeye çalışıyorum. Düşüncelerinizi bildirirseniz sevinirim :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM KOKUSU
AksiGenç avukatın müvekkiliyle evlenmesi ile birlikte ilerleyen sıkıntılar sonucu verilen yaşam savaşları ve işte beklenen o İNTİKAM..