Hoseok ile ormanda dolaştık, hava serin ama sıcaktı.
Etrafta kimse yoktu ve sessizdi, koluma sarıldığında güldüm, yorulduğumuzda ağacın altına oturduk.
Kalkarak kucağıma yerleşti, kolumu beline sardığımda dudaklarımı öptü, gülerek karşılık verdim ve iyice kendime çektim bedenini.
Öpüşümüz giderek yoğunlaşırken kendimi kaptırmamak için geri çekildim, kafasını omuzuma yasladığımda gözlerimi kapatarak kokusunu soludum.
Parmaklarımla oynamaya başladığında anlını öperek çenesini tuttum.
Gülerek bana baktığında burnunu öptüm, çenemi öperek ellerini yanaklarıma koydu.
Dudaklarını öperek çenesini okşadım, ona doyamıyordum ve sürekli yanımda olsun istiyordum.
Biri ismimi bağırdığında geri çekildik, onu kaldırarak bende kalktım, etrafa baktığımızda ileride taehyung'u gördüm.
"Yoongiii Hoseoookk"
"Buradayız"
Bizi gördüğünde koşarak yanımıza geldi.
"Her yerde sizi arıyorum"
"Neden?"
"Yemek? Erkenden çıkmışsınız"
"Erken uyandık"
Kafasını salladı, ilerlediğimizde bize baktı.
"Oo eskisi gibi olmuş sunuz"
Kafa salladık, çadırlara geldik, diğerleri oturmuş konuşuyordu, taehyung yerine oturdu, bizde oturduğumuzda jungkook kapları uzattı.
"Canım çiköfte çekti"
Konuştuğumda güldüler, hoseok kafasını salladı.
"Eve gidince alırız"
Kafamı salladım, yemek bittikten sonra çöpleri attık, jimin oflayarak bize baktı.
"Ne yapıcaz şimdi? Sıkıldım"
"Biraz yürüyüş yapalım"
Namjoon konuşunca onaylayarak kalktık, taehyung yüzünden normal yürüyüş alanlarından ayrıldık ve başka yerden ilerledik, ileride eski yıkık kulübe gördük, jungkook güldü.
"Vaay hadi gidip bakalım"
Taehyung ve jimin'de kafa salladığında namjoon kaşlarını çatarak baktı.
"Olmaz, mühürlüdür o"
"Yaa hadii, lütfeeen"
Jimin mızırdandığında ilerledik, taehyung kulübenin kapısını açtığında karanlıktı.
Jungkook elini duvarda gezdirip ışığı açtı, etraf aydınlandığında baktık, pencereler siyah perde ile kapatılmış bir sürü örümcek ağı vardı.
Hoseok koluma sarıldığında elini sıktım, içeri girdik.
Namjoon,jin ve jimin yukarı çıktığında biz de aşşağıda dolandık, hoseok ile bir odaya girdiğimizde yatak odasıydı.
Etrafa baktık, hoseok makyaj aynasının önüne geçti ve çekmeceleri açtı.
"Oha, yoongi makyaj malzemeleri çürümemiş bile"
Gülerek bana döndüğünde yansıması bana bakıyodu, korkarak geri gittim.
"Hoseok buraya gel"
"Ne? Ne oldu"
"Gel amk içimize cin kaçıcak"
Kaşlarını çatarak dikleşti, sanki biri omuzuna dokunmuş gibi arkasına döndüğünde yansıma değişti ki hoseok üstüme koştuğunda kucağıma aldım, bağırarak odadan çıktık.
Diğerleri de bağırdığında kulübeden çıktık, uzaklaşarak yere çöktüm, hoseok bana öyle yapışmıştı ki, sanki bir birimize yapıştırıcı ile bağlanmıştık.
Diğerleri de oturduğunda derin bir nefes aldık, jin titreyerek yutkundu.
"Ne oldu lan birden"
Jungkook omuz silkti.
"Bilmiyorum ki, bağırtı geldiğinde korkarak bende bağırdım"
"Amk aynadan insan hortladı"
Konuştuğumda hoseok geri çekildi, anlını öperek saçlarını okşadım.
"Çok korkunç tu ve çirkin"
Namjoon kafasını salladı.
"Neyse, kurtulduk en azından"
İleride ki kulübeye baktık ki kapı sert şekilde kapandığında kalkarak uzaklaştık.
"Ölücektik amk"
Jimin konuşunca kafamızı salladık, bu gün lük macera yeterdi bize.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sope:friend
Fanfiction18 yıllık arkadaşlık ve bir ay sevgili lik, belki bir kaç yıl ve ya ay da çocuk?