39.Bölüm

154 14 3
                                    

Kanat Ekim'in sesinin duyduğu anda Ateş'i bir kenara bırakıp sıkıca sevgilisine sarılıp saçlarını öpmüş başını göğüsüne bastırmış 

Kanat : Buradayım sevgilim geçti. Yanındayım ben 

Ozan : gel lan sende buraya

Ateş'i sürükleye sürükleye götürmüş Melisa'da hemen kantinden su alıp gelmiş dikkatle içirdikten sonra yüzünü yıkamıştı 

Melisa : Off çok kızarmış 

Kanat : Pişman edicem onu 

Ekim : Kanat lütfen 

Melisa : Ekim az önce neler olduğunun farkında mısın. Yetişilmeseydi gerisini düşünmek bile istemiyorum 

Kanat : Melisa baban bu çocuğu okuldan atar mı 

Melisa : Yani hiç kestiremiyorum aramızda olanlar malum. Ama ikna edicek iki kişiyi biliyorum 

Öğretmenler odasına gidip durumu anlatırlar Selim ve Bahar'da soluğu Süleyman beyin odasında alırlar 

Süleyman : Öğrenciler arasında olur böyle şeyler 

Selim : Şaka yapıyorsunuz her halde bize şuan 

Süleyman : Yooo neden 

Bahar : Süleyman bey eğer yetişilmese kız boğulucak mış neredeyse. Bu basit bir durum değil 

Süleyman : Ne yapmamız lazım peki 

Selim : Yapılıcak şey belli Süleyman bey Ateş'in ailesi ile görüşüp oğullarını başka bir okula aldırmaları gerektiğini söyliyceksiniz 

Süleyman : Başka bir emriniz var mı Selim hocam 

Bahar : Süleyman Ateş bir öğrenciyi boğrarak öldürebilirdi eğer siz gerekeni yapmazsanız sizi gereken yerlere şikayet ederiz 

Selim : Emin olun tereddüt bile etmeyiz 

Ne kadar ciddi olduklarını bildiğinden geri adım atmak zorunda kalmıştı ama bunu kendine yediremiyordu koskoca Süleyman Gerçek 

- Müzik Odası - 

Kanat hala daha sinirinden yerinde duramıyor düşündükçe delirecek gibi oluyordu Ekim en büyük zaafıydı . Ekim Kanat'ın sakinleşmesi adına yakasından tuttuğu gibi öpmüş. Bu kısa öpüşme bile Kanat'ı sakinleştirmiş sıkıca sevgilisine sarılır 

Ekim : Tamam sakin ol 

Kanat : Olamıyorum Ekim bir kaç dakika daha geç kalsam 

Ekim : Okuldan atarlar mı onu 

Kanat : Atmazsa ben o adamı- 

Ekim : Tamam tamam sormadım say 

Kanat : Okulu assak mı 

Ekim : Aslında hiç fena olmaz

Kanat : Hadi o zaman

Ekim : Nereye gidiyoruz peki 

Kanat : Başbaşa olucağımız bir yere 

Arkadaşlarına görünmeden arabay binip basıp gitmişler. Kısa bir yolculuktan sonra aşıklar tepesine gelmişler şanlarınada kimse yoktu 

Ekim : Senin yüzünden devamsızlıktan kalıcam 

Kanat : Teklifimi kabul eden sizdiniz Ekim hanım 

Ekim : Ama pişman değilim

Kanat : Pişman oldun beni affetiğine peki 

Ekim : İtiraf etmem gerekirse ''Benim tanıdığım Kanat elbet pişman eder'' dedim. Ama tam tersi oldu hiç pişman olmadım 

Kanat : Sana yaptığımı asla unutmuycam aklımda hep kalıcak. Sen benim ilk tek son aşkımsın 

Kollarını sıkıca Kanat'ın beline sarıp sımsıkı sarılmışlar beraber gelcek hakkında planlarını anlatmışlardı saatlerce birbirlerine. Akşam olduğunda aceleyle eve giderler 

Neşe : Nihayet be kızım 

Ekim : Annecim valla saati fark etmedik 

Kanat : Benim hatam Neşe teyze kusura bakma 

Sesleri duyan Duru uyanıp hemen ablasının kucağına atlamış sıkıca sarıldıktan sonra ablasının saçlarını omuzlarından atıp boynuna bakar 

Duru : Abla boynuna noldu 

Ekim : Önemli birşey yok birtanem 

Duru : Düştü mü ablam Kanat abi 

Kanat : Düştü prenses 

Duru : Öpersem geçer mi 

Ekim : Geçer birtanem 

Ablasının boynundan öpüp sıkıca sarılınca gülerek bu küçük kızı bakıyordu hepsi. Kalbi çok temiz bir çocuktu Duru 

- Ertesi Sabah - 

Okula geldiklerinde Ateş'i babası yaka paça okuldan almış kantinde bu durumu konuşuyorlardı ve onun hakkında önemli bir gerçeği öğrenmiş 

Ozan : Herif şizofrenmiş resmen 

Bekir : Saatli bombayı aramıza sokmuşlar 

Ekim : Ya tamam artık kapatlım bu konuyu 

Ceyda : Bencede akşama odaklanalım 

Dağhan : Bir programımız mı var akşam 

Leyla : Sizin yok ama bizim var 

Aziz : Nasıl yani 

Hazal : Ne demek nasıl yani kızlar gecesi yapıcaz biz 

Kanat : Ekiyorsun yani beni bu akşam 

Ekim : Ya öyle oldu ama kız kıza olucaz 

Aziz/Ozan/Dağhan/Kanat/Bekir : Nerede 

Melisa : Ne bu ya yurttan sesler korosu gibi 

Ekim : Size ne 

Kanat : Ekimm 

Ekim : Kanatt 

Kanat : Öyle tatlı tatlı bakma bana seni her an öpebilirim

Ekim boğazını temizleyip yerine sinince diğerleri onların bu haline baya gülmüştü 

- Hastane - 

Neşe işleri ile ilgilenirken gelen zarfı alıp okuyunca sinirleri çok bozulup ağlamaya başlar. O sırada Derviş'te oradaydı 

Derviş : Neşe hanık nolud 

Neşe : Melike dava açmış. Çocuğunu alı koyduğumu idda ediyor 

Derviş ne diyeceğini bilememişti Neşe nin Duru'ya nasıl kendi öz çocuğu gibi bağlandığını biliyordu 

Duy BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin