|sana sormadım.... benimsin|

68 3 15
                                    


J......

Zil sesi etrafta duyulduğunda, bende eşyalarımı topladım.
Kalbim çok hızlı atıyordu, çünkü sevgilim beni çıkışta bekliyeceği'ni söylemişti. Ellerim titriyordu bacaklarıma zar zor hükmedip yürüyebiliyordum. insanlar beni bu şekilde yargılarken, sevgilim beni herkesin içinde bekliyordu. Korkuyordum, çok korkuyordum hemde. Kalbim ağzımda atıyordu resmen. Taehyung hyung beni öperdi bende onu öperdim ama herkesin içinde olmamız beni zorluyordu.

Sevgilim yanımdan ayrıldıktan sonra, neler olacağını biliyordum. Bu okula ilk geldiğim zamanlar abimi, sevgilim sandıkları için bana çok kötü söz söylemişlerdi, şimdi ise sevgilim beni almaya geliyordu ve bu sözleri tekrardan duyacağım anlamın geliyordu.

Ama izin vermezdi sevgilim buna izin vermezdi değil mi. O hep beni korudu, şimdide korur, her zaman korur beni. 
Çünkü bana böyle söylemişti.

Sınıfımızın en üst kata olmasından dolayı, hayla merdivenlerden inerken etrafı inceliyordum. Nerdeyse herkes gitmişti, sadece bir kaç hoca ve, onlarla konuşan öğrenciler vardı, en azından ben öyle zannediyordum.

Merdivenin son basamağından indiğimde, boş olan koridorda yavaş adımlar atarak yürümeye başladım. Her adımımda ayakkabım ses yaparken içimin ürpermesini engeleyememiştim. Çantamın kullplarını sıkıp, adımlarımı hızlandırdığımda, yanımdaki sınıf kapısı sertçe itilerek duvara çarptırılmıştı.

Kalbim korkudan çarpmaya başladığında, şaçımdan tutulup kapısı açık sınıfa doğru itirildim. Yere sertçe itilmemden dolayı canım acırken, dolan gözlerimi kırpıştırıp, benimle beraber sınıfta olan kişilere çevirdim.

Mark ve jaehyun direkt olarak baktıklarında, korkudan kalbim sıkıştı, düzensiz nefeslerimden dolayı göğsüm inip kalkarken, mark çoktan yanıma eğilip az önce jaehyun'un çektiği saçlarımın arasına parmaklarını daldırıp, okşadığında, ağlıyacağımı beli eden titreyen dudağımı ısırıp, gözlerimi sıkıca yumdum.

Mark sürekli olsun bana böyle davranırdı, ilk önce canımı yakar sonrada yaptığı yaraları severek iyleştirdiğini sanar
oysaki ben sadece canımı yakmasın istiyordum, çünkü sonrasında iyleştiremiyordu.

Okula ilk geldiğimde, çok iyi anlaşmıştık abisi Jake benim abim ile arkadaştı, ama sonra ne olduğunu bilmediğim bi sebepten abisi ve mark bende uzaklaştılar. İlk başta hep küs kalırız sanmıştım ama öyle olmadı.

Abisinin bana zorbalık yapması sonucunda, mark ta bana zorbalık yapmaya başlamıştı. Ama o bana karşı bir şeyler hissetiğinden dolayı, sonrasında yaptığı şeyleri iyleştirmeye çalışıyordu. Ona karşı sadece korku besliyordum. Korkuyordum, beni çok korkutuyordu ne kadar o bunun farkında olmasa da, bana bu yaşıma kadar en büyük tıranvamı yaşatan kişiydi.

Beni sevdiğini söylediği gün, ona sadece beni korkutuğunu ve canımı yaktığını söyleyip, nazik bir dile onu sevmediğimi söyledim. O gün ilk defa dayak yemiştim  mark tarafından. Ağlayışlarım arasında onun bana üst üste yumruk atış sesleri bende gerçekten çok büyük bir tıranva yaratmıştı. Hata bu yüzden her ağladığımda ne olursa olsun titriyordum, elerim, ayaklarım kendiliğinden titriyordu.

"jungkook...... tatlı meleğim...... güzel tavşanım..... sana bir soru sorucam, ama yalan söylemek yok tamam mı yoksa ne olacağını biliyorsun." Markın sesi kulaklarıma ulaştığında gözlerimi açıp, ona baktım. Parmaklarını saçlarımın arasından çoktan çekmiş ve biraz gerilemişti. Kafamı ağır ağır olumlu anlamda saladığımda, hafifçe gülümseyip, gözümün önüne gelen saç tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"aşağıda bir adam seni sordu jungkook... senin abin bogum ve o adam bogum değildi. O kimdi jungkook!!!!" Birden bağırmasıyla göz yaşlarımı serbest bırakıp, ellerimle suratımı kapatıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

"b-bır-ak be-eni art-tık ban-a zarar ver-emesin sev-gilim ben-i koru-" mark sınıfın içindeki sıraları tekmelediginde korkudan tiz bir çığlık attım, yanıma gelip üzerime eğildiğinde gözlerinin içine dolu dolu baktım. "sen.... benimsin.... anladın mı!!" Kafamı iki yana sallayıp onu redetim. Artık fazla geliyordu herşey, insanların bağırması kulağımı acıtıyordu ve ister istemez ellerim titriyordu.

"sana sormadım.... benimsin ve benim olmaya devam edeceksin jungkook.... yemin ederim beni kızdırma o adamın kellesini kopartıp eline vermemi istemiyorsan beni kızdırma yoksa.... sadece vücudu ile yetinmek zorunda kalırsın!!"

"ha-ayır l-lütf-en o-na zar-ar ver-me yal-varırım bu-bu-nu yap-ma." Kulaklarıma sıkıca bastırdığım elerimi tutup ordan indirdiğinde, kafamı salayıp elerini yüzümden çekmeye çalıştım.

"madem ona zarar vermemi istemiyorsan, git ve ona ayrılmak istediğini söyle bebeğ-" biliyordum işte biliyordum, taehyung hyung dan ayrılmamı istiyordu.

"seni piç nasıl benim papatyamı benden almaya çalışırsın!!" Sınıfta yankılanan sesle kafamı kaldırıp, içeri çoktan girmiş ve markı yumruklayan taehyung hyungla göz göze geldim.

İçime aniden umut doğarken, daha çok ağliyasım geldi. Yine gelmişti, yine tek bakışıyla kalbimi yumuşatmıştı.
Taehyung hyung, markı bırakıp yanıma eğildiğinde, parmak boğumlarıyla göz yaşlarımı sildi. Kendime biraz güç bulduğumda uzanarak sarıldım, sabahtan beri kokusuna hasret kaldığım sevgilime. Aynı anda karşılık aldığımda, taehyung hyungun arkasında jaehyun dan kurtulmaya çalışan marka baktım.

Sinirden gözleri kıpkırmızı kesilmiş, yüzü kanlar içinde bana baktığında, kafamı sevgilimin omzuna gömüp sıkıca kapadım. Belimdeki eler sırtımı sıvazlarken, ben hayla taehyung hyungun kıyafetini sıkıyordum. "şş geçti, ben burdayım papatyam, sevgilin geldi yine seni kurtarmaya endişelenme." Kulağıma telkin edici sesiyle fısıldarken, vücudumun gevşediğini hisetim. Kafamı yavaşca kaldırıp içinde bir çok duygu barındıran sevgilimin gözlerine baktım.

"ben sevgilim çok korktum, senden ayrılmak istemiyorum." Konuştuğumda boğazım yanıyordu, ama şu an tek derdim taehyung hyung'un beni anlamasıydı.
"biliyorum bebeğim her şeyi duydum, rahatla çünkü seni böyle görünce o piç kurusunu öldürme isteğim daha çok artıyo."

Dudaklarına uzanıp hafif bir öpücük bıraktım, evet böyle daha çok rahatlamıştım, kafamı tekrar sevgilimin omuzlarına koyduğumda, beni kucağına çekip ben kucağındayken ayağa kalkıp, beni hafifçe hoplatıktan sonra sınıf kapısına doğru yöneldi. Bacaklarımı düşmemek adına beline sararken, bedenim ağlamamdan dolayı yorgun düşmüştü ve şu anda sevgilimin kokusu burnuma gelince iyice mayışmıştım, kafamı biraz kaydırıp sınıfa baktım sanırım mark çoktan gitmişti çünkü sınıfta bir tek biz vardık, daha çok etrafı incelerken gözlerim kendiliğinden kapandı ve tekrardan sevgilimin kollarında uyuya kaldım.             

my SWEET child TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin