|ben... taehyung... sevgilim....|

64 3 2
                                    

...

Taehyung hyungun evine gelmiştim, normalde insanların evine pek gitmeyi sevmiyen biriyim ama taehyung hyung benim sevgilimdi.

Koltukta otururken etrafı inceliyordum. Genellikle siyah beyaz renklerden oluşuyordu evi, bazı yerlerde renkliydi.

Taehyung hyung mutfağa gitmişti, ve daha geri dönmemişti. Merak her bir tarafımı sardikca, huysuzlanıyordum. Sonunda her şeyi sevgilime anlattığım için mutluydum ama, her an beni bırakabilir korkusu vardı içimde, sonuçta kim benim gibi biriyle birlikte olmak isterdi ki.

Yerimde kıpırdanıp, ayağa kalktım. Taehyung hyung'un gittiği yönden bende gidip mutfak kapısının önünde durdum. Kalçasını tezgaha, yaslayıp elindeki telefonuyla ilgileniyordu. Kaşları çatık, bir şekilde telefona baksada, benim gözüme yakışıklı gelmişti işte.

Taehyung hyung'un bu görüntüsü, yavaşca kıkırdamama neden olduğunda, kafasını telefon dan kaldırıp bana baktı gözlerimiz buluşurken, onu gizli gizli gözetlediğim için birazcık utanmıştım, arkamı dönüp gidecek iken belime sarılan kollarla durdum.

"benim papatyam gizli gizli sevgilisini mi gözetliyor?" Alt dudağımı ısırıp yavaşca taehyung hyung a doğru döndüğümde, tek kaşını kaldırmış yandan sırıtır bir şekilde bana bakıyordu. Anlamıştım bana kızmamıştı, hata bu durumdan gayet memnun bir haldeydi.

"yaaa hyung nereye gittin birden, seni özledim geldim bende. Sen demedin mi ben senin sevgilinim diye ben o yüzden şey etmiştim.... özür dilerim lütfen kızma." Sesim sonlara doğru kısılsa da şu an tek derdim taehyung hyung'un bana kızmamış olmasıydı.

"jungkook.... sen nesin böyle nasıl güldüğünde ağladığında  kızınca üzülünce utanınca bu kadar güzel olabiliyorsun. Senle beraber iken kendimi sorguluyorum tanrım ben ne yaptım da bana böyle bir güzellik sundun nasıl bu kadar iyi huylu temiz kalpli birisin, bazen kendi ateşime senide çekerim diye korkuyordum, bazen de sen beni temiz denizine sürükle istiyorum. Her şeyi ilk benimle tat istiyorum, senle dudaklarımı birleştirdiğim zaman hep öyle kalalım istiyorum. Ben hiç bir zaman bir gülüşü görmek için tanrıya dua etmedim jungkook hiç bir zaman kalbim kimse için bu kadar hızlı atmamıştı. Jungkook bana ne yaptın.... ne olursa olsun ne hastalığın olursa olsun ben her zaman senin yanındayım. seni seviyorum papatyam."

Gözlerim sulanırken, yavaşca dudaklarımızı birleştirdi. Öncelere nazaran daha yavaş daha tutkulu öpüyordu, sanki anın tadını yaşamak ister gibiydi ve bunu oldukça beli ediyordu.

Dudaklarımızı ayırınca, yavaşca bir adım geriledim. Aramızda köprü misali oluşan salyalarımız ben geri çekilince, köprü kopmuş yerine hızlı nefes alış verişlerimiz kalmıştı. "ben... taehyung... sevgilim.... seni... seviyorum. Hayatımda hiç böyle kalbim atmamıştı, ve emin ol bundan sonrada sadece senin için böyle atıcak sevgilim.."

Gözlerini bir saniye olsun kırpmazken öylece bana baka kalmıştı. "taehyung lütfen bir şey söyle." Belimden tutulup döndürülmeye başladığımda, mutfağa kocaman kahkahalarla doldurmaya başladım. "sevgilim mi... papatyam lütfen bana hep böyle seslen yalvarırım." Hayla sevgilim beni döndürürken, gülmekten karnıma kıramplar girmeye başlamıştı. "tamam sevgilim hep böyle seslenirim sana." Ben hayla onun kolları arasındayken, yavaş adımlar atarak beni tezgaha bırakmıştı.  

"o zaman söyle bakalım sevgiline ne yemek istiyorsun, sevgilin hemen hazırlasın." Gözlerim kısılana kadar güldüğümde uzanıp gülüşümden öptü. "hmm bilmem ki sevgilim senin hazırladığın her şeyi yerim." Önüme gelen saçlarımı kulaklarımın arkasına sıkıştırıp sevgilimin ne yaptığına baktım, sanırım gerekli malzemeleri çıkarıyordu bende onu izlerken bacaklarımı salıyordum.

...  

"bak papatyam okulda biri, bir şey derse hemen hocalara söyle." Taehyung hyungla yemek yedikten sonra biraz filim izlemiştik ama, benim okulum olduğu için erken yatmıştım.

"tamamm söylerim." Hızlı hızlı okul bahçesine girdiğimde arkamı dönüp sevgilime el sallayıp, önüme dönmüştüm. Gerçekten yine okula girerken kendimi eskisi kadar mutlu hissediyordum. Sevgilim beni çok mutlu ediyordu, hep beni okula abim bırakırdı bu nedenle hiç başka biri tarafından getirilmemiştim ve bu kalbimde çok güzel hisler yaratıyordu.

Tebessümle yoluma devam ederken, bana iğrenir gibi bakan insanlar her saniye kalbimin kırılmasını sağlıyordu. Yüzümdeki tebessümü silip kafamı eydiğimde, sadece bu mutlu sabahın devam etmesini istiyordum. Sabaha çok güzel uyanmıştım, sevgilim beni giydirip hazırlamıştı, birde güzel kahvaltıyı unutmamak lazımdı beni kucağına çekip kendi elleriyle yemek yedirmesi, kalbimin çok hızlı atmasını sağlamıştı.

Sınıfıma fark etmediğim, gülümsemeyle girerken bütün gözler bana dönmüştü. Üzerimde gezinen gözlerin tek bir hedefi vardı, o da sevgilimi düşünürken büyüyen gülüşümdü. Bunu fark edip hemen gülüşümü yok etiğimde çoktan öğretmen sınıfa girmişti. Yerime geçip bende çoktan bir şeyler anlatan hocayı dinlemeye başladımm....

my SWEET child TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin