Soogyu'da bir yerden sonra smut var rahatsız olanlar geçebilir.
Felix
Hyunjin'in verdiği tepkiler ve bizi aniden yanına çağırması beni oldukça endişelendirmişti. Şimdi de ben, Sarang ve Yeonjun zili çalmış kapının açılmasını bekliyorduk. Çok geçmeden Hyunjin kapıyı açtı ve hep beraber salona geçip koltuklara yerleştik Hyunjin ve ben yan yana Yeonjun ve Sarang yan yana oturmuştuk.
"Hyunjin bir sorun mu var?"
"Bilmiyorum felix, şöyle ki annem dönüyor ve bana bir adamla evleneceğini söyledi. Yeonjuna söyledim zaten biliyor ama sarang ve senin nasıl tepki vereceğini Bilmiyorum"
"Nasıl yani?"
"Sarang, hwang serim benim annem"
"Ne?"
"Ne?"
Sarang ile aynı anda şaşırmıştım. Yani bu demek oluyor ki dayımın evleneceği kişi Hyunjin'in annesiydi. Yani hyunjinle üvey kuzen oluyordum sanırım.
"Bir dakika buz şimdi üvey kardeş mi oluyoruz?"
"Evet, ama senin abin olmak beni mutlu eder. Başta çok sinirliydim annemin bir adamla evleneceğini öğrendiğimde öfkelenmiştim. Ama felix'le konuşup evleneceği kişinin senin baban olduğunu öğrendiğimde nedensizce kendimi huzurlu hissetim"
"Sarang'ta bir üvey abisi olacağını öğrenince sinirlenmişti ve bana yakışıyordu.Hatta üvey abisi olacak kişinin hyunjin gibi olmasını ve onu tatlı bulduğunu söyledi"
"Gerçekten mi ben bu konuya sevinen tek kişi değilim demek ki"
"Başta babamla o kadını yani anneni ayırmayı düşündüm hatta felixle ayırma planları düşünüyorduk. Ama şimdi yani nasıl desem bilmiyorum şey-"
"Benimle kardeş olmayı istiyorsun benim gibi"
"Evet öyle"
"Ee o zaman bence dayımla yeni yengeme haber verelim. Aaaa hyunjin annen benim Hem yengem hem kayınvalidem mi olacak?"
Bu dediğime hep birlikte gülmüşlerdi. Ne yani oldukça şaşkındım. Sonuçta sevgilimle üvey kuzen oluyordum.
&
Soobin
Yaptığımız güzel piknikten sonra minik sevgilimi aldım biraz gezip dolaştıktan sonra onun tatlı tatlı anlattığı şeyleri dinliyordum. Yeterince gezdikten sonra onu yer ayırttığım otele getirdim. İlk önce otelin restoranında yemeğimizi yemiştik. O da bende yolculuk ve piknikten sonra biraz yorulmuştuk. Odaya gelince ikimizde duş alıp yatağa geçtik.
"Beom bebeğim telefonun nerede"
"Çantamdaydı neden?"
"Bu iki gün boyunca ikimizin telefonun da kapalı olmasını istiyorum. Sadece ikimiz olalım telefonunu verir misin?"
Çantasından çıkarttığı telefonu bana uzattı. Bu uysal halleri hoşuma gidiyordu. Gerçi onun her hali hoşuma gidiyor. Telefonunu elime aldığımda kapatıp, kendi telefonumla birlikte çekmeceye koydum. Bizimkilerin başına umarım önemli birsey gelmez çünkü haberimiz olmayacaktı.
"Uykun var mı minik"
"Sensin minik, film izleyelim"
Bu dediğine gülerek onu onayladım. Film izledikten yaklaşık bir saat sonra beom filmi izlemeyi bıraktı ve başka şeylerle ilgilenmeye başladı. Sanırım filmden sıkılmıştı. Bende filmi kapattım.
"Beom Film sıkıcı mı geldi?"
"Biraz, ya Soobin"
"Efendim bebeğim"
"Ben biraz garip hissettim aslında"
"Niye aşkım"
"Gwangju dışındayız ya jeju'ya da ilk defa geldim farklı bir yerde olunca korktum nedensizce"
Onu kendime çekip kafasını göğsüme yasladım.
"Sevgilim yanında ben varım tamam mı kendini huzursuz hissetme"
"Peki hissetmem"
Yüzünü kendime çevirip öpmeye başladım. O da kollarını boynuma dolayarak karşılık veriyordu. Dillerimiz birbiriyle buluşurken. Kendimi tutamayıp inledim. Buna karşılık Beomgyu bana sürtünerek daha hırslı öpmeye başladı.
Başını geriye atmasıyla dudaklarından ayrılıp boynuna gömülmüştüm. Beomgyu'yu ters çevirip üstüne çıktım. Üzerindekileri hızlıca çıkardım ve üstü çıplak kalmıştı. Tanrım cidden aklımı kaybedeceğim. Köprücüğüne gömülüp kendime ait sahiplik izleri bırakıyordum. Onun sadece bana ait olduğunu göstermek istiyordum.
Altındakileri de çıkartıp onu tamamen soydum. Kendi üstümdekileri de çıkartıp geri üstüne çıktım. Kıyafetlerimiz yerde birbirine karışmıştı.
Tomurcukları ağzıma alıp emmeye başladım. O ise altımda kıvranıyordu. Ama bu sefer onu daha da zorlayacaktım. Dilimle karnına doğru yol çizdim. Yüzüne bakıp ne halde olduğunu görünce sırıttım. Biraz daha aşağılara indim.
Bacaklarının arasına iyice yerleşip aletine nefesimi üfledim.
"Soobin ne yapıyorsun?"
"Tadına bakıyorum"
"Saçmalama Soobin iğrenirsin."
"Asıl sen Saçmalama sevgilim"
Bunu dedikten sonra onu dinlemeyip aletinin başını ağzıma aldım. Dilimi yarığına sürtüp birazını aldım ve emmeye başladım. Ben bunu yaparken o derin bir şekilde inleyip beni daha çok delirtiyordu.
Boğazıma kadar alıp baştan aşağı ağzımla gitgel yapıyordum. Saçlarımdan tutup beni aletine daha çok bastırıyordu. Boşalacağını anladığımda onu ağzımdan çıkardım.
"Ahmm soobinmmh"
Sızlanmaya başlamıştı. Üç parmağımı ağzına uzattım. O parmaklarımı ıslatırken ben tekrar onun göğüsleriyle ilgilenmeye başladım. Yeterince ıslandıklarından emin olunca parmaklarımı çektim. Önce bir parmağımı soktum. Sonra ikinciyi ekledim. Üçüncü biraz fazla gelmiş olmalı ki derin bir şekilde inledi.
Bacaklarını ayırıp omuzlarıma koydum. Aletimi deliğinin başına yaslayıp sürtmeye başladım. Bunu yapmamla ikimizde sesli bir şekilde inledik.
"Mmmhh gir artık"
"Hmm ne istiyorsun küçük söyle bana"
"Seni"
Kendimi sürtüp geri çekiliyordum. Biraz oyundan zarar gelmezdi.
"Nasıl"
"Becer beni"
"Uhmm yalvar"
"L-lütfen Soobin ne olur içime g-gir"
Daha fazla dayanamayıp dudaklarına kapanırken yavaş yavaş içine girdim. Sıcak duvarları beni sıkı sıkı sararken vücudumuz birbiriyle çarpışıyordu. Bu kez çok fazla hırçındım. Bu yüzden ona karşı kendimi tutamıyordum. O altımda ezilirken sert bir şekilde giriyordum içine.
"Daha h-hızlı"
İçinde daha hızlı gitgel yapmaya başladım. Tırnaklarını sırtıma geçirmişti. Kesinlikle izleri kalacaktı. Biraz daha devam ettikten sonra ellerimi onun aletine sararak kendimle aynı ritimde onu çekmeye başladım. Bir süre sonra ikimizde aynı anda boşaldık ve ben beomgyu'nun üzerine nefes nefese yığılmıştım. Kulağına yaklaşıp fısıldadım.
"Seni çok seviyorum lotus'um"
"Bende seni sevgilim"
Çok sorry herkesten, smutu elimden gelmeden yazıyorum ne yapıyorsa Soobin ve beomgyu yapıyor onların suçu ☹️😖
İyi okumalar💙💙💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOOGYU (Gerçek Bir Hikaden Alıntı Olacaktır)
Fanfictionben yine istemesemde kalbimde taşıyorum seni, herşey çok zor benim için ama görmüyorsun. yoksa görmek mi istemiyorsun?