Araz bey "Açelya kim geldi" "Ben geldim Araz" "Melisa" hani bu kız eskiydi Araz bey "senin burada ne işin var" "seni özledim" Araz bey alayla güldü "kapının önünden çekil de içeri gireyim" Aras bey'e döndüm "girsin ama sadece 5 dakikası var" geri çekilmiştim. "Aa Ayça nasılsın" "sen sorana kadar iyiydim" şu Melisa ne kadar kendini beğenmişti hemen Araz Bey'in yanındaki sandalye çekip oturdu "Araz biraz seninle odanda konuşalım mı" "burada konuş" "ama önemli" "seninle konuşacağım şey benim için asla önemli değil" "ama benim için önemli" kafasıyla beni göstermişti "hem bu kız kim" bana bu demişti sesim öfkeli çıkmıştı "benim adım bu değil Açelya" "Ne fark eder" "ne mi fark eder bu kelimesi cansız ifadeleri kullanılır" Araz bey araya girmişti "sakin olun Melisa ne diyeceksen söyle sonra git" Araz bey ve o kız ayağa kalkmıştı. Yukarı doğru gitmişlerdi Ayça "o her zaman böyle kendini beğenmiş bir kız" kafamı aşağı yukarı doğru sallamıştım ama ne kadar inkar etsemde çok güzel bir kızdı yeşil gözleri ve kumral saçları teni de beyazı üstüne kısa bir kırmızı elbise ve İnci topuklu giymişti bacakları ve kolları incecikti benim de ondan farkım yoktu yani neyse bari Araz Bey'in kahvesine götüreyim araz bey'e yeni kahve yapmıştım tepsiye koyup Araz Bey'in odasına götürüyordum kapıya tıklayıp açtığımda o kız Araz bey elini tutuyordu içeri girip "Araz bey kahvenizi geçirdim" "sağ ol Açelya" elini o kızın elinden kurtarmıştı. "Bana yok mu?" Kafamı ona çevirip"siz zaten gitmiyor musumuz" "belki de araz benim gitmemi istemiyor" ya sabır bu kız kafayı arazla bozmuş kafamı bay kibirliye çevirdim tek kasımı kaldırıp "öyle mi araz bey " dudağının kenarı kıvrılmıştı "Açelya benimle dışarı gelir misin" "tabi" dışarı çıkmıştık. Araz bey "ne oluyor" "ne olmuş" "bende onu soruyorum ya neden böyle davranıyorsun" "nasıl davranıyorum" "Açelya..." "O kız burada mı kalacak." "Niye sordun" "sadece merak ediyorum" "bilmem" "nasıl bilmem" "niye seni rahatsız mı ediyor" "hayır niye rahatsız olayım asıl sevgiliniz rahatsız olmasın" "saçmalama Açelya" cevap vermeden aşağı indim. Mutfağı toplamaya başladım sonra aşağıya araz beyle Melisa indi ama onları aldırış etmeden işime koyuldum yanıma Ayça gelmişti "işimi hallettim çok yoruldum" gülümsemiştim "benimde bitti." Dinlenmek için koltuğa oturmuştuk yanımıza aray beylerde oturmuştu Ayça merakla "ee abi ne konuştunuz" "hiç önemsiz birşey" "araz lütfen bence bize şans ver" ne konuştuklarını anlamıştım "Melisa sen git istersen" melisanın yüzü asılmıştı "ben sizi yolcu edeyim." Diye atıldım "sende meraklıymışsın benim gitmeme" diyerek kapıya ilerledi bende arkasından ilerliyordum kapıyı kendisi açmıştı en azından beni uğraştırmadı ve bana dönüp "sen niye burda kalıyorsun senin evin yok mu?" "Var" "peki niye burda kalıyorsun" "araz bey burda kalmam için çok ısrar etti bende kıramadım" "araz ve ısrar etmek" kafamı salladım sonrada kapıyı suratına kapattım ayçaların yanına oturdum "abi o kadın buraya neden geldi" "öf Ayça öğrenmeden durmassın" "evet abi durmam" "benimle birlikte olmak istiyor" acaba araz bey ona ne cevap vermişti Ayça içimi okumuş gibi "peki sen ne dedin abi" "hayır dedim ama düşünmemi istiyor" "düşünmeye gerek yok abi o kızla sevgili olmayacaksın" "allah allah hayatıma ne zamandan beri karışıyor oldun ayçacım" "abii!" araz bey gülümsemişti arkama doğru yaslandım gözümü kapattım ve bu tabii 5 saniye sürdü hemen gözümü açıp oturdum Araz bey "açelya iyi misin" "abim" dedim "abimi uzun zamandır görmüyorum" hemen ayağa kalktım kapının yanındaki askılıktan çantamı aldım Araz bey arkamdan "bekle ben seni götürürüm" "siz zahmet etmeyin ben kendim giderim" beni umursamıyordu ceketini ve arabanın anahtarını alıp dışarı çıktık çok da arabaya binip yola çıkmıştık sessizce gidiyorduk acaba ona melisa hakkında soru sorsam mı saçmalama bu düşünceleri bıraktım dışarı izlemeye başladım öyle bir dışarıda almıştım ki geldiğimizi bile fark etmedim "geldik" "teşekkürler Ben birazdan gelirim" "Tamam" arabada inip gardiyanların yanına gittim onları abimle görüşmek istediğimi söyledim beni görüşme odasını aldılar bir süre sonra abim geldi "ooo! Açelya hanım beni unuttunuz sandım" "abi ben seni nasıl unutabilirim" "iyi misin iyiyim sen" "Ben de iyiyim avukat bulabildin mi" başıma iki ayağı salladım biraz daha konuştuktan sonra dışarı çıktım araz bey beni dışarıda bekliyordu arabaya binmiştim "geciktim özür dilerim" önemli değil" eve gelmiştik çantamı askılığa asmıştım Ayça "hoş geldiniz" "hoş bulduk" dedim gülümseyerek Araz bey "ben acıktım yemek söyleyelim" "hayır araz bey bugün yemekleri ben yapacağım" Aras bey tek kaşını kaldırarak "yapabilecek misin" omuz silkeleyerek "şüpheniz mi var çok güzel yemek yaparım" hemen mutfağa geçtim menümü çoktan belirlemiştim soslu spagetti ve salata yapacaktım ayça'da mutfağa gelip bana yardım etmeye başladı Bir saat sonra yemek hazırdı sofrayı kurmuştuk " Ayça istersen abini çağır da yemek yiyelim" " tamam" Ben yemekleri tabaklara koyarken Ayça Araz bey'i çağırmaya gitmişti sofrada her şey hazırdı ve o sırada Araz Bey'in sesini duymuştum "eğer yemek biraz daha gecikseydi açlıktan ölüyordum" "her şey hazır araz bey artık mızmızlanmanıza gerek yok" "sensin mızmız" sofraya oturmuştuk "inşallah bizi zehirlemezsin" "parmaklarınızı bile yersiniz" "niye açlıktan mı?" gözlerimi onun üstüne dikmiştim O da gülmüştü yemeğe başlamıştık araz beyin ifadesini anlamak için ona baktım beğenmiş gibiydi "acaba seni terfi mi ettirsem asistanlıktan aşçılığa" "ee size çok güzel yemek yaparım demiştim." Ayça "gerçekten çok güzel olmuş" "afiyet olsun Ayça" yemeğimizi yiyip sofrayı toplamıştık akşam olmuştu yataklarımızı dağılmıştık yatağıma yatmıştım ama uyuyamadım en sonunda kalkıp odadan çıkıp evin terasına çıkmıştım serindi ve sessizdi ama önüme gölge bilirdi korkuyla arkama döndüm Araz beydi "seni korkuttum mu" "evet" yanıma gelmişti ikimizi dışarı izliyorduk "uyku tutmadı mı" "hayır dedim "peki sizin" "Benim de aynı" sessizlik düşmüştü boş boş dışarı bakıyordu sessizliği Ben bozmuştum "Melisa ile sevgili olacak mısın" şu an tek bildiğim bir şey vardı Ben tam bir salaktım böyle bir soru sorulur mu "sen hala orada mısın" "evet oradayım ve siz bunu düşünmüyor musunuz" "evet düşünmüyorum çünkü kararım hep aynı olacak onunla sevgili olmayacağım" sanki sevinmiştim dışarı bakarak "biraz hayatınızı sorgulayın o kız neden geldi neden böyle teklifte bulundu" "hayatımı asla sorgulamam kendi kurallarımı kendim koyarım" dışarı doğru baktım "bir söz vardır bilir misiniz" bana baktı "nedir" dedi " Sorgulanmayan hayat yaşanmaya değmez" "kim söylemiş bunu" tebessüm ettim "Sokrates, en sevdiğim sözlerden bir tanesidir" "pek beni etkilemedi" bence çok güzel bir söz" "neyse artık uyu" "peki o zaman size iyi geceler" "sana da"
1 HAFTA SONRA
"Oh be sonunda alçılardan kurtuldum" artık rahat yürüyebiliyordum. "Eee şirkete ne zaman başlayacaksın" "Araz bey bismillah ya" gülümsemişti arabaya binip eve varmıştırk kapıyı Ayça açmıştı "abi sana davetiye geldi" "kimden" "Korhan holding'den gelmiş" "bir bakayım" ben de kafamı eğip bakmıştım "ne diyor" dedim "akşama davet varmış bizi de çağırıyor" "gidecek misin?" "gideceğiz, Sen de geliyorsun" dedi "peki o zaman ne giyeceğimi karar vereyim" odama çıktım dolabın kapağını açtım ne giyecektim gözüm kırmızı askılı bir elbiseye takıldı onu hemen aldım ayağıma beyaz ince topuklu buldum banyoya girmiştim çıktıktan sonra elbisemi, ayakkabımı, saçımı ve makyajımı yaptıktan sonra saate baktım akşam olmuştu bile hemen aşağıya inmiştim Araz bey hazırlanmıştı bile, "nasıl olmuşum" "çok güzel...yani güzel" bana niye öyle bakıyordu utanıyordum. Kolunu uzattı "gidelim mi?" "Gidelim" dedim. Kolunu tutmuştum gideceğimiz yere vardık içerisi ne kalabalık ne de azdı. Hemen bir masaya oturduk 5 dakika sonra Melisa gelmişti bizi görmüştü araz'ın yanına doğru gitti "nasılsın araz" "iyiyim" yüzüne bakmıyordu. "Bende iyiyim araz" ellerini Araz Bey'in omuzlarına koymuştu ya sabır eğer bu kadın biraz daha ona yakın davranırsa onu burada yolucam Korhan holding'in başkanı konuşmaya başlamıştı herkes dikkatini ona vermişti araz beye baktığımda hala o kadın Araz Bey'in kulağına eğilmiş bir şey söylüyordu sonra Araz Bey'in yanından ayrılıp tuvalete doğru ilerliyordu biri buna haddini bildirmesi gerekiyordu O da bendim ben de peşinden gittim tuvalete gittikten sonra ben de girdim içeride 5-6 kız vardı "dışarı çıkın" dedim. kızlardan biri "anlamadım" bakışlarımı ona çevirdim "neresini anlamadın çık dışarıya" herkes dışarı çıkmıştı Melisa da dışarı çıkıyordu "Sen kal" "ben niye dışarı çıkmıyorum" "çünkü seninle konuşmam gereken şeyler var" "ay seninle hiç uğraşamam" sessiz bir şekilde "ama ben seninle uğraşacağım" kapıya doğru gidiyorduki hemen saçlarını tutup geriye doğru çektim "aa saçım" çenesinden sıkıca tuttum "sadece bir defa anlatacağım arazdan uzak duracaksın" ona ilk defa Araz demiştim "eğer ona yaklaşacak olursan seni öldürürüm" "Sen bana hiçbir şey yapamazsın" "öyle bir şey yaparım ki aklın şaşar" onu ileriye doğru itmiştim "bundan sanane sevgilisi misin" "isterse sevgilisiyim ister Karısıyım bu seni ne alaka eder" "karısı mı" "evet şimdi buradan defol git" tuvaletten çıkıp Araz Bey'in yanına gitmiştim "neredesin sen" "tuvalete gittim" Melisa buraya doğru geliyordu yanımıza durdu bana bakmıştı sonra da araza baktı "Araz dışarıda konuşabilir miyiz" "tabii nedir" "dışarıda konuşalım" Araz bey ile Melisa dışarı çıkmıştı dayanamadım Ben de çıktım Melisa beni görmüştü bana inat ellerini Araz Bey'in boynuna sarmıştı "Araz bey artık gidelim mi" dedim "artık ben gitsem iyi olur Araz" deyip yanına öpücük kondurmuştu sonra taksiye binip yanımızdan ayrılmıştı "Araz bey Az önce Melisa sizi öptü" "Eee" "size dokundu" "Eee" "ne ee araz bey Ben burada ninni mi anlatıyorum" "kıskandığını çok belli ediyorsun" "Ben mi kıskanıyorum" "evet" "Allah aşkına araz bey" "ne kıskanmıyor musun" "kıskansam bile sizin kadar kıskanamam" "ne demek bu" "bilmem" giderken kolumu tutup kendisine çekti "ne demek istedin dedim" "şunu demek istedim canı depoyu kapatıp onu tehdit ederek şehir dışına göndermenizden bahsetmiştim" "bunu nereden biliyorsun" "sizi takip etmiştim" "seni var ya" "beni var ya" "sen tam baş belasısın" gülmüştüm "biliyorum" "melisayla sevgili olacak mısınız, yani Tamam benden daha güzel ola..." sözümü kesmişti "kendini onunla kıyaslama" "niye" "çünkü ondan daha zevklisin, yeteneklisin ve daha güzelsin" gülümsemiştim ve derin nefes alıp "benden hoşlanıyor musunuz" yüzüme, gözlerime baktı "sence, görmüyor musun" demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞIMIN BELASISIN
Randomaile sevgisi görmemiş olan kız sadece abi sevgisiyle büyümüş abisi onu bir olaydan kurtarmak için hapishanede yatar. Ve seri katil olan erkek şirketin patronu dur. kimse onun bir seri katil olduğunu bilmiyordur. Instagram hesabı: basiminbelasisinof...