Eheheheheh yine ben naber? dayanamadım 2 ci bölümüde attım çünki aklimda bir sürü fic var bunları bitirip onlara geçmek istiyorum
Bir "omegaverse" fic var aklimda onu yazmak istiyorum size kalmış
Neyse çok konuştum bee ha bu arada bu bölüm düz yazı
♡..İyi okumalar bebeklerim..♡
~Aysu
Jungkook'tan
Kapı açıldığında irkildim, hızla elimdeki telefonu yatağımın yastığının altına koyup ayağa kalktım. Babam içeri girip valizlerimden birini aldı, gardırobumu açtı, oradan sarkan kıyafetlerimi aldı ve rastgele bir şekilde yatağımın üzerine koyduğu valizimin içine attı. Aynı şeyi bir kez daha tekrarladıktan sonra çantanın fermuarını kapatıp eline aldı ve beni bileğimden sürüklemeye başladı.
Beni sürüklerken birden bahçe kapımızın önünde durdu ve tutuşunu daha da sıkılaştırarak konuştu.
"Bana bak, orospu it, şimdi defol buradan."
Bunu söylediğinde sanki o kelimeyi bana söylediği için beynime darbe almış gibiydim - anneme her zaman söylediği kelime - ama benim günahım neydi, bu kelimeleri bana söyleyecek kadar ne yaptım? ona bunu soracaktım "Ba-baba" ne kadar dirensem de cümleye devam edemedim, o da sözlerimin ardından bir saniye bile cevap vermedi.
"Sana çık, Git diyorum, bıktım sendende senin bu masum hallerindende, senin gibi bir oğlum olduğu için kendimden utanıyorum" Babam, bu sözleri söylerken yanaklarımdan süzülen yaşları fark etmedim bile dedi ama yine de hiçbir şey anlamadım. Onu utandıracak ne yaptım? Söylediği ilk cümlelere o kadar da gücenmesem de son sözleriyle kalbimden bir parçayı söküp almışlar gibiydi. Ben sessizce ağlarken yine beni bileğimden sertçe sürükleyip bahçe kapısından dışarı attı ve yere düştüm. Avuç içlerim o kadar sert yere çarptı ki kanadı bile ama bundan daha büyük bir acı vardı ve o da -babamın bana böyle davranmasıydı.- Ben bu düşüncelere dalmışken bahçe kapısının önünde durup çantamı bana doğru fırlattı ve ayağıma çarptı.
Bavul ayağıma çarptığında ağzımdan bir inilti çıktı. Kelimenin tam anlamıyla bileğimi tuttum ve inledim. Sanırım ayağım burkulmuştu. Ben ayağımı tutup inlerken o tekrar ağzını açıp konuştu.
"ÇIK DEFOL GİT! Ve bir dahada gözüme görünme.. DEFOL!"
Tam bölgeye adım atmak üzereyken sonda çığlık attığında tekrar yere düştüm. Ve babam işaret parmağını yüzüme doğrultarak tekrar konuştu.
"Yani eğer yarına kadar buradan ayrılmazsan olacaklardan ben sorumlu olmayacağım, değil mi?"
Ben bir şey söylemedim ama bu sefer o bağırdı. "ANLADIN MI BENİ?" Hızlıca başımı salladım ve arkaya doğru gittim. Bir süre sonra babasının bahçe kapısı çarpılarak içeri girdi. Gözyaşlarım sanki bu anı bekliyormuş gibi yanaklarımdan sel gibi akıp körmücük kemiklerime sızdı.
Biraz sakinleştikten sonra tekrar kalçam üstünde geriye kayarak duvara yaslandım, dizlerimi yukarı çektim ve başımı dizlerime gömdüm. Telefonum yoktu, hyunglarımı arayamıyordum, bir ayağım burkulmuştu üzerinde yürüyemiyordum, şimdi ne yapıcaktım?
"Of ya."
Sinirlenirken kendi kendime dedim, başımı dizlerimden kaldırdım ve önümde kahverengi gözlü, uzun siyah açık ve koyu tenli yakışıklı bir adam görünce irkildim kafamı dizlerinden çektim.
"S-sen kimsin?" Diye bilmiştim, sadece korkuyordum çünkü gecenin bu saatinde korkmamak mümkün değildi.
"Şşş..sakin ol jungkook" Tanrı aşkına, bu adam kimdi ve adımı nereden biliyordu? "A-adımı nereden b-bi-biliyorsun?" Dedim, o da direkt cevap verdi, "Ben babanın iş arkadaşlarından biriyim" dedi ve tekrar dizlerimin üzerine koyup başımı tekrar dizlerime gömdüm. "Sana ne oldu?" deyince başımı dizlerimden kaldırdım ve kocaman gözlerle ona baktım, ve burnumu çekerek konuştum. "Hiçbir şey, sadece... hiçbir şey olmadı, babam evde, gidip görebilirsin" dedim çünkü babamın beni evden attığını söyleyemezdim, yoksa her şey yine kafamda patlayacaktı. . "Ama ayağın morarmış ve neden burada ağlıyorsun?" dedi. "Neden?" "Bilmiyorum" Dedim ve yine gözlerimden yaşların akmasına engel olamadım.
Elleri yüzümü yakalayıp okşadı. Bir anda şok olsam da tekrar eski halime geri döndüm.
Bana doğru eğilip alnımdan öptüğünde ikinci bir şok yaşasam da olanlara şaşırdım.
‘Benimle geleceksin’ dedi ama tanımadığım biriyle gidemezdim değil mi?
"Hm geliyor musun" dedi ve kendi kendime düşündüm ah jungkook ne yapacaksın sanırım gitmekten başka seçeneğim yoktu
"t-tamam" dedim beni kollarımdan tutup ayağa kaldırdığında kollarına düştüm ve bir anda ellerim onun iki omuzunda, onun elleri de belimdeydi ama aradaki fark şuydu ki ben Yüzümde şaşkın bir ifade varken onunkinde ise piç bir sırıtış vardı."Yürüyebilir misin?" söyleyerek
"Sanırım hayır" dedim
Sanki bu anı bekliyormuşçasına beni kucağına alıp arabaya götürdü.
Kestikkk......
Nasildi
Napiyonuz neyse ben gidiyorum uyumaya sonuçta yarın okul var fgfuftbifrbf
Yeni bölüm muhtamelen yarın gelir bebisler💜
"♡...Bb güzellerim...♡"
Taekook❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
° Zoraki evlilik | Taekook °✔
RandomJeon jungkook'un babası bir gün onu ünlü mafya Kim Taehyung'a para karşılığında satar! ⚠️DİKKAT⚠️ Bu fic sadece eğlence amaçlı öylesine yazılmıştır. Okumak istemeyenler için kapı her zaman açık zaten gide bilirler. Bu yüzden yazım yanlislarim oldug...