The Babysitter | Hyunlix ✓

Bölüm 16: Tuzlu Şeker

♡

Tam Felix'in beklediği gibi, Hyunjin ve Felix o gece sarılarak uyumuşlardı. Felix gece birkaç kere Jae'yi beslemek için uyandığında, Hyunjin de onunla beraber uyanmış, birkaç tatlı sohbetin ardından tekrardan uyumuşlardı. Sonunda sabah olup Hyunjin'in iş için ayrılması gerekiyordu.

Hyunjin duşunu alıp giyindiğinde, Felix de Jae de yatakta birer bebek (gibi) uyuyorlardı. Hyunjin yavaşça Felix'in üzerine eğildi, yanağına ufak bir öpücük kondurdu.

Jae'yi öpmeyi de çok istiyordu ama Jae uyanırsa Felix'in de uyanacağını bildiğinden Jae'ye dokunmadı. Onları rahatsız etmeden gülümsedi ve odadan ayrıldı.

Jae'nin öğlen uykusu sonunda bittiğinde, Seungmin de eve gelmek üzereydi. Teyze, onlar için güzel bir yemek hazırlamıştı.

Seungmin geldiğinde, o da aynı Felix gibi evin büyüsüne kapıldı. Ama yine de önceliği Felix'di. Hızla arkadaşının yanına gitti ve ona sarıldı. "Felix, seni çok özlemişim!"

Teyze Jae ile yanlarına gelip Seungmin'i karşıladı. Ardından Seungmin biraz bebeği sevdi ve teyze onları yalnız bırakmak adına, Jae ile beraber yanlarından ayrıldı.

"Hey Felix." Seungmin, Felix'e yaklaştı. Teyzenin duymadığından emin olmak için kapıyı kontrol ettikten sonra kısık bir sesle devam etti. "Tanrı aşkına, resmen evlilik hayatı sürüyorsun."

"Ne?"

"Evde oturup yardımcın ile bebeğe bakıyorsun, kocasının gelmesini bekleyen mutlu bir eş gibisin."

Felix güldükten sonra, sonunda arkadaşına dökülmeye karar verdi. "Seung, biz yattık."

"Ne?!" Seungmin bir an için sesini kontrol edemedi, ama sonra yeniden fısıldayarak konuşmaya devam etti. "Sen ciddi misin?"

"Evet. Geçen gece... bir şeyler oldu işte. Bana hep iyi davranıyordu, düşünceli bir adamdı zaten ama bana böyle dokunduğunda, engel olamadım Seung."

Seungmin'in kaşları çatıldı. "Eğer durmasını istiyorsan, ona durmasını söyleyebilirdin Felix. Sırf sana iyi davranıyor diye teslim olmak zorunda değilsin."

Felix güldü, yüzünde hafif bir sırıtış vardı, o geceyi hatırlamıştı. "Durmasını istemedim ki. Fotoğrafını görmedin mi Seung? Adam resmen Yunan tanrısı gibi."

"Sadece yakışıklı olduğu için mi yani?"

"Hayır... bilmiyorum... Her şey Seung, düşüneceğin her şey. İlgisi, alakası, yakışıklılığı, şevkati, Jae'ye yaptığı babalık... Yüzüme bakarken bile içim titriyor. Tüm gün çalışıp yorgun argın eve geldikten sonra benimle kurabiye yapmasına inanabiliyor musun?"

Seungmin, arkadaşının haline karşı çok endişeliydi ama bir yandan da anlattıkları hoşuna gitmişti. Felix, gerçek aşkı bulmuş olabilir miydi?

"Hey Felix, bu adamdan gerçekten hoşlanıyormuş gibisin. Üzülmeni istemiyorum bu yüzden lütfen dikkatli ol. Sana olan hislerinde samimi olduğundan emin olmalısın."

"Evet, haklısın. Sanırım, onunla biraz daha açık konuşmalıyım. Bana olan hislerini pek bilmiyorum... Aslında, bazen söylemesine gerek kalmadan anlıyorum ama yine de, duymak güzel olurdu..."