Bölüm 25 (m)

8.5K 600 631
                                    

Lütfen yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın 🩷
*Smut bölüm uyarısı*

Hyunjin'in ailesiyle tanışma işi, epey başarılı sonuçlanmıştı. Sonunda anne ve babasının kalbini kazanmanın mutluluğuyla dolmuştu Felix. Kendi annesi ve babası olmasa da, sonuçta Hyunjin'in anne ve babasıydı bu...

Chan, Hyunjin'den gelen telefonla, yoldan döndü. Çünkü o akşam Jae'ye bakıcılık yapması rica edilmişti ve gece geri bırakmak için çoktan yola çıkmış, direksiyon sallıyordu. Ama Hyunjin, sabaha kadar dayanması söylediğinde, gülümseyerek arka koltuğa baktı. Jae zaten bebek koltuğunda uyuyordu, bu sorun olmayacaktı. Ardından, yan koltukta oturan Seungmin'e baktı. Yavaşça direksiyonu kırdı, Chan'ın evine doğru geri döndüler...

Felix, odasındaki yatağın üzerine oturmuş, sabırla bekliyordu. Hyunjin'in gelmesini, onunla yaşananları konuşmayı bekliyordu.

Sonunda Hyunjin odaya girdiğinde, Felix heyecanla ayağa zıpladı. "Gördün mü Hyunjin? Ailen beni sevdiler! Hem de çok iyi insanlarmış. Neden bu kadar harika olduklarını söylemedin?"

"Aslında söylemeye çalıştım. Ama herkesi kendi ailen gibi sandığın kafanda bu kadar harika bir aile canlanmamıştır."

"Doğru!"

Felix kollarını kaldırdı, yavaşça Hyunjin'e sarıldı. Başını Hyunjin'in omzuna koyup derin derin nefes aldı. Yine kokusunu ezberlemeye çalışıyor gibiydi. Hyunjin'in kulağına yaklaştı. "Babanla çok benziyorsunuz. Aslında ben de babama benziyorum."

"Hm?" Hyunjin, Felix'in ne söylediğini pek umursamadı. Çünkü o an aklından geçen tek şey, Felix'in üzerindeki hanboku çıkarmaktı.

Felix'in beline sarılmış ellerinden biri, yavaşça aşağıya kaydı. Felix, arkasına değen eli hissettiğinde, çaresizce gülümsedi. Bir şeylerin kaçınılmaz olacağını biliyordu.

Felix'in boynuna yavaşça yaklaştığında, diğer eli de Felix'in önüne, belindeki uçkura gitti. Hanbokun uçkurunu çözdüğünde, yavaşça kıyafetin omuz kısımlarından tuttu ve aşağıya kaydırdı.

Felix'in boynundaki öpücükleri, şimdi tamamen üstsüz karşısında dikilen adamın omuzlarına kaydı. Hyunjin böyleydi. Ön sevişmeye çok önem verirdi. Sevişmeye başlamadan önce, karşısındakinin tamamen tatmin ve hazır hissettiğinden emin olmak isterdi. Zaten, öpmeyi de çok seviyordu.

Felix'in her zerresine dokunmak, öpmek istiyormuş gibiydi. İlk defa değildi, son da olmayacaktı ama Hyunjin her seferini özel bir halmiş gibi hiç aceleye getirmeden, hissederek yapıyordu. Bu da Felix'in üzerinde, her seferinde ilk kez yapıyormuş hissi uyandırıyordu.

Felix'i omuzlarından yavaşça ittirip önce yatağa oturttu, ardından da uzanmasını sağladı. Sonra kendi tişörtünü ani bir hareketle çıkardı, Felix'in üzerine çıktı. Dudakları buluştuğunda, Felix çoktan deliler gibi azmıştı.

Hyunjin, Felix'i öperken, bir elini yatağa dayayıp ağırlığı için destek alırken, öbür elini Felix'in göğsünün üzerinde gezdirmeye başladı. Göğüs ucunu iki parmağıyla kavradığında, Felix ufak bir inilti koyverdi.

Bir süre bu durum devam ettikten sonra, Hyunjin yavaşça Felix'in pantolonunun belinden tuttu ve yavaşça aşağı kaydırdı. Felix, çoktan sertleşmiş, hatta iç çamaşırına damlatmıştı. Küçük ıslaklığı görünce, iç çamaşırının dışından, Felix'in aletini tuttu. Felix'e bakıp gülümsedi. "Bu kadar mı istiyorsun?"

Felix kulaklarına kadar kızarmıştı, ama gururundan da ödün veremezdi. "Bir saattir dokunmadığın yer kalmadı..."

"Hmm... Hoşuna gitti mi?"

The Babysitter | Hyunlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin