yedi

861 89 29
                                    

Zehra Güneş:

Soyunma odasına girdiğim an makyaj çantasını yere düşürüp bütün malzemeleri etrafa saçan bir şaşkınla karşılaşmıştım. Kendi eşyalarımı bir kenara bırakıp düşen şeyleri toplamasına yardım ettim.

Eşyalar toplandıktan sonra ayağa kalkmadan birkaç saniye gözlerime baktı. Sonra toparlanıp "Doğdu Güneş'im." diye yanağıma bir buse kondurdu.

"Hiç sorma Hande ya. Doğmadı bugün güneş falan. Gidip yatmak istiyorum, maç bir an önce bitse keşke."

"Neden güzelim? Bugün bir şey mi oldu?" Evet, olmuştu. Ayrıca şu an güzelim deyip aklımı karıştırmamalıydı.

"Maçtan sonra bizim odaya gel. Vargas bir yere gidecekmiş zaten herhalde. Odada başbaşa oluruz yani. O zaman konuşuruz, olur mu?"

"Gerildim Zeze. Sen ne zaman istiyorsan o zaman konuşuruz, istemezsen de konuşmayız sorun yok. Sen iyi ol yeter."

Of Baladın... Aylardır onun bu her detayı yakalaması, her şeyi ilmek ilmek işlemesi, bu kadar ince olması beni o kadar zorluyor ki...

Bu geçen birkaç ayda ben de ona kendimi kaptırıp ister istemez umut veriyordum. Bir umut verip, bir soğuk yapmam onu çok zorluyordu, çok kırıyordu. Görüyordum ama elimden bir şey gelmiyordu. Onun ayarları bozuluyorsa benimki de bozuluyordu yani napabilirdim?

Yanımda olduğu sürece sıkıntı yoktu konuşmadığımız şeyleri bile onun gözlerinden okurdum ben. Ama dün kafamda bir şey dank etti. Bu dengesiz ilişkimizi milli takım sezonu bittikten sonra sürdürmemize imkan yoktu. Daha doğrusu zaten olmayan bir ilişkinin sürmesini bekleyemezdik.

Bugün sabah antrenmana katılmama sebebim de Hande'ydi işte. Onu nasıl bırakacağımı düşündüm. Kulaklığımı takıp Japonya sokaklarında dolaştım. Bu ülkenin her sokağının köşesinde çalan her şarkıda aklıma Aşk Kadın Hande Baladın geliyordu ya.

Neler oluyor Türkiye'm? Aşık mı oluyoruz? Yapamayız. Hande birini sevdiği zaman çok güzel seviyor. Bu bir arkadaş da olabilir sevgili de. Herkese karşı böyle.

Ama ben... Son ciddi ilişkim Tuna'yla olmuştu. Şu an onunla niye ayrıldığımızı bile hatırlamıyorum. Ben birine öyle bağlanamazdım. Takılırdık, tamam. Bir gün, iki gün. Sonra?

Sonrası benim için korkunç gelen bir ihtimal. Hande'yi sevdiğimin farkındayım bir süredir. Ama onu üzmekten korktuğum için ve kendim için hem onu sevdiğimi hem de onun beni sevmesini görmezden gelmeye çalışıyordum.

İşte bugün görmezden gelmeyecektim. Konuşacaktım onunla. Geçecektim karşısına, "Ulan aşk kadın, ben sana aşığım" diyecektim.

Hande Baladın... Kendini sürekli şarkılarla anlatan birisi... Kafasının içinde sürekli şarkı sözleriyle yaşayan birisi... Dinlediği şarkılarda aklına benim geldiğimi düşündüğümde fenalaşacak gibi oluyorum.

Ben de artık dinlediğim her şarkıda onu düşünüyordum. Seni bana ayırdım, bütün İstanbul biliyo'. Bütün İstanbul bilmiyordu. Ama bütün Japonya biliyor olabilirdi.

🎴

Hande Baladın:

Maç biter bitmez kendimi bir şekilde odaya atmıştım. Zehra odasına gelmem için mesaj atar mıydı ki? Yoksa benim mi atmam gerekiyordu? Hiçbir şey yazmadan direkt gidedebilirdim. Kapıdan kovacak hali yoktu herhalde.

Kararımı verirken biraz instagram'da dolanıyordum ki bildirim düştü. Telefonum bildirim sesiyle titredi. Ben de gelen mesajdan dolayı titredim.

Zeze'm:
Hande gelme, vazgeçtim.
Bugün öyle dolaşmaya
çıkmıştım bir şey olmadı zaten.
İyi geceler.

Hoşça Kalamam | HanZeh (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin