Günaydıınn. Bölümü uzun süredir beklettiğimi biliyorum ama birtakım sıkıntılı şeyler vardı. Bu bölümü de daha farklı yazmak istiyordum aslında ama daha fazla bekletmemek amacıyla böyle yayınlıyorum. Bundan sonra bölümleri bu kadar bekletmeyeceğim, sizler de yorum yapıp oy verirseniz sevinirim. İyi okumalar dilerim. :)
🎴
Hande Baladın:
"Sen beni severdin eskiden,
Sen beni duyardın eskiden.
Şimdi sağır bi' kalp yağan bir aşk deniz gibi tam üstümde.
Ben tek sağ kalan, solumda var şarapnel."Yaklaşık yarım saatlik yolun ardından Zehra arabayı dağlık bir yerin yamacında durdurmuştu. Etrafta kimse yoktu. Denizin kıyısında uçurumun kenarında bir yerdeydik. Burayı biliyordum ama neden buraya geldiğimizi anlamıyordum. Zehra arabadan inip denize doğru ilerlemeye başladı. Çok yaklaşmadan durdu ve öylece denizi izlemeye başladı.
Ben de inip onun birkaç adım gerisinde durdum. Esen hafif rüzgarla birlikte bağlı olan saçlarının açıkta kalan birkaç tutam dalgalanıyordu. Rüzgar yine onun kokusunu burnuma getiriyordu. Bana döndüğünü hissetmemle birlikte kokusunu içime çekerken kapattığım gözlerimi araladım.
Evden çıkarken ki hüznü sanki buraya gelmemizle birlikte biraz huzura dönüşmüştü. Çıkmadan önce bana verdiği değeri ispat edeceğini söylemişti. Bunun burayla ne alakası vardı ki? Bana sorgular gözlerle bakıyordu. Galiba burayı hatırlayıp hatırlamadığımın cevabını almaya çalışıyordu.
"Hatırlıyorsun değil mi? Bilmezlikten gelme. En ufak detayları bile hatırlıyorsun her zaman." dediğinde istemeden gülümsemiştim. Tabii ki hatırlıyordum. Ona dair herhangi bir şeyi unutamamak da benim en büyük cezamdı.
"Evet, nasıl unutabilirim ki zaten? Sadece anlamıyorum evden apar topar çıkıp buraya gelmemizi."
Tekrar arkasını döndü. Denize doğru biraz daha yaklaşıp yere oturdu. Sonra yanını işaret ederek bana seslendi. "Otursana. Biraz da benim sensizliğimden bahsedelim."
"Kendi seçiminin suçunu da bana yık istersen?" Sesim biraz yüksek çıkmıştı.
"Öyle bir şey yapmıyorum Hande. Suçlu benim biliyorum. Bahsedeceğim şey bu değildi. Seçimlerimin sonucunda tek mutsuz olanın sen olmadığını anlatacaktım. Dinlemek istemiyorsan-"
Onu sonsuza kadar nefes bile almadan dinleyebilirdim ama yine de sözünü kestim.
"Suçlu aramıyorum yanlış anlama. Madem tek mutsuz olan ben değildim neden bize bunu yaptın? Ben senin mutsuzluğunu dinleyip de elimden bir şey gelmemesine dayanamam. O yüzden bana şu an bunu anlatman bize hiçbir şey katmaz. Buraya gelmemiz de mantıklı değil zaten bence gitmeliyiz." Kendi sözlerimle çelişeceğimi bile bile gidip onun yanına oturdum. Konuşurken mantığımı kullansam bile davranışlarım kalbime karşı koyamıyordu işte.
"Buraya neden geldik biliyor musun?" Biliyordum tabii ki.
Flashback (3 Yıl Önce)
Antrenman yeni bitmişti. Soyunma odasında kimse kalmamıştı. Ben de tam çıkmak üzereydim ki içeri Zehra girdi.
"Selammm" diye bi giriş yapınca ben de başımla onu selamladım. Milli takımda birlikte oynuyorduk ve arkadaştık tabii ki ama fazla bir samimiyetimiz yoktu.
Kulüp sezonundayken hiç görüşmeyip milli takım etkinliklerinde görüşüyorduk sadece. Ama bu sefer benimle özel konuşmak istiyor olsa ki sadece benim olduğumu bile bile gelmişti soyunma odasına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hoşça Kalamam | HanZeh (gxg)
TienerfictieKeşke yanına yatıp kokusunu içime çekebilseydim. Olsun, bu saatte evime geldiğine göre en azından onu izleme hakkım vardı bence. Yatağın dibine çöküp kulaklığımı taktım. Onu izleyerek müzik dinlemek kesinlikle alkolden daha iyi bir çözümdü.