Giriş (Fısıltılar)

285 17 10
                                    


''Bana yaşamak istiyor musun diye sormadan yaşat dediler. Sahi zihnimde ve kalbimde ölen duyguları da geri getirir miydi kanım? Yaşıyordum. Hem de nasıl yaşıyordum. Fakat kalbim durmuş olsa daha çok atıyor olurdu.''

22 Şubat 2023 Akşam Saatleri 

''Adın!''

Anneciğim! Anneciğim!

Belki çok yüksekti bu ses. Belki etrafımdaki tüm insanlar çığlık atıyordu. Belki tam tepemde toplanmış, göç eder gibi süzülen kuşlar ciyak ciyak bağırıyordu. Belki de tüm vücudumu sarıp geçen rüzgâr deli gibi uğulduyordu. Bunca belkinin arasından kulaklarıma gelen tek şey fısıltıydı. Fısıldıyordu. Duymakta güçlük çekiyordum. Saniyede bir yanaklarımı kavrayıp, beni kendine doğru döndürmeye çalışan adama güçlükle bakmaya çalışıyordum. Her şey bulanıktı ve beş dakika sonra da her şey bulanık kalmaya devam edecekti. Anneciğim nerelerdesin?

İçimden durmadan geçen bu cümle kalp atışımı hızlandırıyor, gözlerimi yakıp geçiyordu. Dudaklarımı birbirine bastıramıyordum. Yanaklarım ıslanıyordu. Neydi bu böyle? Dünya'nın sonu gibi gelmişti. Güneş batıdan mı doğmuştu sahi? Alevler mi yağıyordu yukarıdan üstümüze? Yer mi yarılmıştı? Denizler birbirine karışmış, afet mi olmuştu? Her şey bulanıktı.

''Tekrar ediyorum'' dedi o adamın sesi. ''Bana bak ve adını söyle!''

Baktım. Sonunda dakikalardır beni kendime getirmeye çalışan o adama baktım. Adımı söyleyemezdim. Bu acı bana kendimi bile unutturmuştu. Hem zaten istesem de olmazdı. Alt ve üst dudağım birbirlerine değmemeye yemin etmiş gibiydiler. Adam ise o an yanaklarıma dokunmayı ilk kez bıraktı.

''O şokta! Hemen yetkili birileri gelsin. Kız şokta! Sanırım bir tür kriz geçiriyor.''

Fısıldıyor muydu? Neler söylüyordu? Kız...

''İyi olacaksın.'' Ve sıcacık eller yine buz kesmiş yanaklarımı buldu. ''Beni duyuyor musun? İyi olacaksın.''

O an fısıldamayan tek şey ciğerlerimi delip geçen nefes alışverişlerimdi. Gözlerimi, hızlı bir şekilde inip sönen göğüs kafesime götürdüm. Nefes alamıyordum ama alıyordum aslında. Bu denizin ortasında cayır cayır yanan bir gemiymişim gibi hissettiriyordu. Çarem gözlerimin önündeydi ama asla ulaşamıyordum.

Anneciğim, anneciğim! Nasıl ulaşamıyorum sana? Yasak elma mısın? Gökyüzündeki yıldız mı? Bir kerecik ısırsam bu elmadan, bir kerecik uzanabilsem bu yıldıza. Bir kerecik anneciğim! Nerelerdesin? Ulaşamıyorum sana. Dokunamıyorum. Yine o şeytanın inine mi saklandın? Korkma! Ne olursa olsun savaşıp kurtarabilirim seni. Yeter ki nefes al.

İçimden geçenlere hiçbircevap yoktu. Kitaplarda yazıldığı gibi gelmemişti Dünya'nın sonu. Ama benimiçin gelmişti. Çünkü annesini kaybeden her çocuk için dünya bitmiş demekti.Benim kıyametim kopmuştu. 

TANRILAR MECLİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin