Bölüm 2: Muayene

1K 23 47
                                    

______________________________________

-Bölüm 2-

Kaşlarım şaşkınlık ve merakla çatılırken "Ne?" dedim anlamayarak. "İsmini hatırlamıyor musun?"

Gerçekten şaşırdığım için böyle bir tepki vermiştim ama kız utanmış olmalı ki, yanakları kızarmıştı hafiften.

Kafasını iki yana sallayıp "Hayır.." dedi çaresizce. "Gerçekten hatırlamıyorum."

Bu cümle üzerine saçlarını karıştırıp "Kafanı falan mı çarptın sen?" dedi Anıl merakla. "Bir yerin acıyor mu?"

Yine aynı tepkiyi verip "Hayır.." dedi kız. "Canım acımıyor, ama yemin ederim hiçbir şey hatırlamıyorum.."

Bunun üzerine dakikalardır tek kelime etmeyen Giray koltukta duran sırt çantasını gösterip "O senin herhalde." dedi soğuk bir sesle. "İçine bir bak, kimliğin vardır muhtemelen. Ordan öğreniriz.."

Kız Giray'ın sözünü dinleyip çantayı karıştırmaya başladığında içinden bir cüzdan, cüzdanın içindense bir kaç tane iki yüzlük banknot çıktı yalnızca. Ayrıca çantada bir kaç parça giyecek bir şeyler ve bazı kişisel eşyalar vardı. Kimlik falan yoktu..

Kızın gözleri tekrar çaresizce üzerlerimizde gezinmeye başladığında Samet kızın diğer tarafına oturup "Boşver, takma.." dedi en sevecen haliyle. "Bizde sana geçici bir isim buluruz. Mesela, Gece olabilir, hm? Ne dersin??"

Samet'in tüm bu çabasının sebebi kızın yüzünü az da olsa güldürmekti ama o yalnızca kafa sallayıp "Tamam.." dedi fısıltıyla. Belli ki düşünmesi gereken başka şeyler vardı şuan.

Eh, haklıydı da tabi.. Hiçbir şey hatırlamadığını söylüyordu sonuçta. Ben olsam delirirdim.

Ortam bir süre sessizleştikten sonra Anıl Samet'in az önceki söylediklerini ciddiye alarak "Gece.." dedi fısıldar gibi. "Bence seni bir hastaneye götürmeliyiz.. Söylediğin şey pek normal değil çünkü."

Yine itiraz etmeden kafa sallayıp "Peki.." dedi Gece. "Sizin için sakıncası yoksa.."

Yani, ne yapacağını bilmediği için böyle davranmasını yadırgamıyordum. Bulunduğu durum oldukça zor olmalıydı..

Bizim için bir sakıncası olmadığını, ona seve seve yardım edeceğimizi söyledikten sonra hepimiz arabaya doluştuk ama, arabanın darlığı biraz sıkıntıydı sanırım. Biz zaten 5 kişiydik, zor sığıyorduk ve şimdi Gece rahat edebilsin diye Giray'la bütünleşmiştim resmen. Kucak kucağaydık desem yalan olmazdı.

Bu arada, İnternetten bize en yakın hastanenin nerede olduğuna bakmıştık ve çevremizde yalnızca bir hastane vardı, o da yarım saat uzaktaydı. Yani bu şekilde daha ne kadar dayanabilirdim bilmiyordum.

Ayrıca Giray da söylenip duruyordu!

Gece bunu fark ettiğinde, ya da daha fazla dayanamadığında diyelim, gözlerime bakıp "Yanlış anlamazsanız.." dedi mahcup bir sesle. "Ben birinizin kucağına gelebilirim.. Yani farkındayım böyle söyleyince çok absürt duruyor ama.. Benim yüzümden bu kadar sıkışık oturmanız canımı sıkıyor. Hem çok ağır da değilimdir, yük olmam bile size. Öyle daha rahat edebilirsiniz."

Bu teklif Giray'la aynı anda birbirimize bakmamıza sebep olduğunda bunun kulağa ne kadar tuhaf geldiğinin farkındaydım. Gece'nin niyetinin gerçekten masumca olduğunu anlayabiliyordum ama yine de onu rahatsız etmekten çekiniyordum.

Bu yüzden hafifçe gülümseyip "Biz böyle idare ederiz ya.." dedim. "Teşekkür ederim, dert etme."

Giray'sa omuz silkip önüne dönmüştü sadece.

GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin