Kaybolan Bütün Zamanlar

126 9 186
                                    

Upuzuuuuun bir bölüm. iyi okumalarr<333

_______________

Steril koku, göz kapağımın arkasındaki parlak ortam ve makinalardan gelen bip sesleri. Eskiden gelen ve yenilerinide eklediğim o anılarla burasının bir hastane odası olduğu bariz. Başım hala ağrıyor ve dönüyor. Peki bu sefer neden buradayım?

Hatırlıyorum...

Aklıma gelen şeyler ve başıma tekrar giren keskin ağrıyla, zorla gözlerimi araladım. Sol tarafımda bir hemşire, arkası dönük bir şekilde önündeki küçük masada duran ilaç ve şırıngalarla uğraşıyordu. Sağ kolumda serum takılıydı. Odanın beyazlığı ise gözlerimi acıtıyordu.

Hatırlıyorsun, Felix

Aklıma gelen şeyle vücudumu hareket ettirmeye çalıştım. Bütün bedenim ağrıyordu. Biraz yerimden doğruldum. Hareketlenmemi duyan hemşire kadın hızla arkasını döndü.

"Uyanmışsınız. Yerinizden hızı kalkmamalısınız. Aksi taktirde..-"

"Onu görmek istiyorum"

Sol kolumu hareket ettirip serum takılı koluma uzandım. Bantlı yeri tek hamlede çıkarttım.

"Bunu yapmamalısınız! Daha serumunuz bitmedi!"

"Önceliklerim farklı"

Kadın beni tutmaya çalışırken zorla yerimden kalktım ve yürümeye çalıştım. Çalıştım çünkü ilk adımımı attığım an baş dönmesiyle duvara tutundum. Hemşire hemen yanımda bitip düşmemi engellemişti.

"Size kalkmamanız gerektiğini söylemiştim"

"İyiyim. Ne kadardır uyuyorum?"

"Henüz bir gününüzü doldurmadınız. Yaklaşık 20 saat"

"Geç kaldım.. çok geç kaldım"

Duvara tutuna tutuna ilerleyip odanın kapısına kadar geldim. Tam kapının kulbunu tutmuştum ki hemşire tekrar beni durdurdu.

"Bayım neye geç kaldınız? Lütfen, sağlığınız daha önemli. 20 saatlik uykudan sonra bir anda kalkabilmeniz bile mucize"

Tuttuğu kolumu ondan kurtarıp kapıyı açtım. Ve açtığım gibi karşımdaydı... Yorgun gözler, cılız beden. İlk günü anımsatmıştı bu görüntü bana.

"Hyunjin sen nasıl..-"

Ona sardığım kollarımla sözü yarıda kesildi.

"Beklettiğim için üzgünüm Yongbok, sevgilim"

Hızla benden ayrıldı. Sulanmış ve yorgun bakan gözlerime kendikilerini kenetledi. Onunda gözleri anında kızarıp sulanmıştı. Şaşkınlıkla bakıyordu. Yüzümü elleri arasına alıp yanağımı okşadı.

"Bu... ne anlama geliyor? Yoksa..-"

"Evet. Hatırlıyorum kelebeğim"

Gülümsemesiyle birlikte gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı. Üzüntüden aktığını gömeye alışık olduğum yaşlar, bu sefer mutluluktan akıyordu.

Hızla kurumuş dudaklarımı onunkilere bastırdım. Birbirimizi anında özlemle öpmeye başladık. O an çevremizde olanlar, mekan, zaman veya insanlar önemli değildi. Sadece ikimiz vardık. Bir anda ayrılıp tekrar gözlerime baktı.

"Hayal değilsin değil mi? Bunu kaldırarmam"

"Her şey için özür dilerim... Seni çok beklettim"

Sıkıca boynuma atlayıp sarıldı. Bende özlediğim o ince beline kollarımı sardım. Papatya kokulu saçlarına öpücükler kondururken, bu kokuya ne kadar hasret olduğunu anladım. Sonra gelen mutlulukla, benini saran kollarımı sıkılaştırıp onu kaldırdım ve havada döndürdüm.

Lost Memories Of Butterfly \\ HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin