Konser

139 16 98
                                    

Yemyeşil ova, bir piknik örtüsü, temiz hava ve kafasını dizlerime dayamış narin beden. Sarı, yumuşacık saçlarında adeta dans eden ellerim...

"Hyunjin"

"Hmm"

"Ben seni hiçbir zaman özlemek istemiyorum"

"Nereden çıktı bu?"

"Bilmiyorum... Sadece öyle diyesim geldi. Beni hiç bırakma"

"Seni bırakmayacağım"

Gözlerim bir anlığını huzurla kapandı. Doğanın kokusunu içime çektim.

Gözlerimi tekrar açtım. Kucağımdaki narin beden yerinde yoktu. Etrafıma bakındım. Sadece karanlık... Ayağa kalktım. Konuşmak için ağzımı açtım. Ancak ses çıkaramıyordum. Yanan boğazımı tuttum ve etrafımda bir ışık ve sarı saçlar aramaya başladım. Ancak hiçbir şey göremiyordum. Karanlık beni daha çok içine çekiyordu. Zihnimde bazı sesler yankılandı.

"Söz vermiştin..."

"Yalancısın"

Gelen sesler, sanki kafamı parçalayacakmış gibi yüksek seste ve rahatsız ediciydi. Seslere cevap vermek istedim. Ancak boğazım yanmaya devam ediyordu. Son bir yankı duydum,

"Seni özlüyorum"

___________

Alarmın sesiyle, yatağımda gözlerimi hafifçe araladım. Nefes nefese ve ter içindeydim. Gözlerimden yaşlar akmıştı.  Bazen anlamsız rüyalar görürdüm ancak bu diğerlerinden farklıydı. O gördüğüm sarışın kimdi?

Saate bakmak için telefonumu elime aldım. Saat 10'a geliyordu. Daha fazla uyuyamazdım...

Saat 10'a geliyor...

Bir anda dejavu yaratan bu cümleyle başıma, anlık keskin bir ağrı girdi. Bu durum sıklıkla olurdu aslında. Sanırım bunlar geçmişimle ilgili anılardı ve bir anda gelip kafamı zonklatıyordu.

Şakaklarımı ovarak yataktan doğruldum. Aynaya bakmasam da saçlarımın darmadağın olduğunu biliyordum. Rüyanın etkisinden de bir süre çıkabileceğimi sanmıyordum. Banyoya ilerleyip üzerimdeki terli şeylerden kurtuldum.

Bekle, o gün bu gündü! 3Racha konserine gidecektık. Bu bilgiyi hatırlamam, yüzümde bir sırıtışa neden oldu. Anlamsız şeylerle kafamı yorup mutsuz olmamalıydım. Rüya sonra da düşünülebilirdi.

Önce kısa bir duş aldım. Sonra banyodaki rutin işlerimi tamamlayıp mutfağa doğru ilerledim. Burnuma güzel kokular geliyordu.

"Günaydın anne!"

Annem, pişirmekte olduğu patatesli yumurtayı bırakıp bana döndü. Kocaman bir gülümseme sunup bana sarıldı.

"Senin benim kollarım arasında küçük kalman gerekirdi. Ama ben küçük kalıyorum. Ne zaman bu kadar büyüdün?"

Annemi alnından öpüp geri çekildim. Yaptığı masaya göz attım. O gördüğüm kıymalı börek miydi?

"Vay canına! Sabah sabah börek mi yaptın?"

"Abartılacak bir şey değil oğlum"

Hemen masaya geçip börekten biraz alıp tattım.

"Yah! Anne bu gerçekten çok güzel"

"Beğenmene sevindim oğlum"

Annem, patatesli yumurtayı pişirmeyi bitirip masaya oturdu.

"En sevdiğim şeyleri bir araya getirmenin altında bir sebep var mı?"

Lost Memories Of Butterfly \\ HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin