2.bölüm

258 15 3
                                    


"Hüma ne oldu"

İlk defa ismimi duyduğumda yüzümde kocaman bir tebessüm oluşmamıştı . Resmen canım yanmıştı , abimden başka tek bir insan dahi bana Hüma demezken ,hatta bilmezken ,o nerden biliyordu ,niye Hüma demişti.
Hala yere çökmüş ağlayan bir haldeydim ,göz yaşlarım çeneme çektiğim dizlerimi sırılsıklam etmiş ,yanıma gelen şahsa cevap bile vermek istemiyordum.

Tekrardan ısrarla ,"Hüma ne oldu "değince öfke kat sayım doruklara ulaşmış ,öfkeyle ayağa kalkmıştım,haliyle onunda kalktığını fark ettim ,gözlerim ağlamaktan önünü görmez haldeydi ancak,
Bir elimin tersiyle göz yaşlarımı silerken,bir elimin işaret parmağını ,silüetini görebildiğim kısma doğru uzattım ,sesime hakim olamamış adeta haykırıyordum.

"BANA SAKIN HÜMÂ DEME!"öfkem kalp ritmimi bozmuş zar zor nefes alıyordum .

Umursamadan devam ettim "NE OLDUĞUNU SÖYLEYEYİM YÜZBAŞI ,DAHA İKİ DAKİKA ÖNCE ABİMİN ACISINA DAYANAMAM DEĞİP ,YILLARIMI ,HATTA ÖMRÜMÜ ADADIĞIM MESLEĞİME ,ACIM YÜREĞİMİ DELİP GEÇTİĞİ İÇİN ,VEDA ETTİM SENCE ÇOK MU İYİ ŞEYLER OLMUŞ !"

Gözlerinde şaşkınlığı okumak zor değildi ancak, asla dik duruşundan ,ve  keskin bakışlarından ödün vermiyordu.

Ellerini,içinde olduğu cebinden çıkardı,bense soluklarımın arasında boğuluyordum ,muhtemelen beyaz tenimden sebep, şu an kıpkırmızı ve rezil gözüküyordum, ama hiç bir şey umrumda olmadığı gibi buda umrumda değildi.

Ellerimi saçlarıma geçirerek etrafımda döndüm ,sakin kalıp kafamı toparlayamıyordum.

Gözlerini bir an dahi benden ayırmamaya adeta yemin etmiş adam , tam ağzını açacak gibi oldu ancak.

Tamamen sezgisel davrandım ,o saniyele içinde,yerde yuvarlanan zamanında oldukça para döktüğüm çantamı hırsla elime aldım . Yerden doğruldum

Öne doğru uzattığım işaret parmağım neredeyse göğsüne değecek gibi ,yeniden aramızda kaldırdım.

Acı bir gülümseme belirdi dudaklarımda "tek kelime etme,Yüzbaşı.
Ben feda edemediğime ,veda ediyorum .Benim acımı anlayamazsın...

Edeceği belki tek kelime lafı ağzına tıkmıştım . Gözlerimin önünde kalan tek şey ,yeşil harelerle dolu ela gözlerindeki çözemediğim ve anlam veremediğim bir duygu . Bir hamlede geriye döndüm, ve arkama bakmadan ,geçtiğim her yola göz yaşlarımı bırakarak yürüdüm.

Ve tarih yine hiç şaşırtmadan ,gelmemiş birinin ,gidişine şahit oldu...

.....

Sırtımı yasladığım bankatan doğrulup , karşımda duran demir yığınıyla birkez daha göz göze geldim  ,ikimizde birbirimizden hoşlanmıyorduk...

Üşüyen ellerimi derin bir nefes alarak ,şişme montumun cebine soktum,

"Ey eyfel kulesi ben ki, turan yolcusu ,ötüken aşığı ülkücü genç , sen mi büyüksün ben mi ? herkes sana hayran , bense ona, " diyerek , cebimden çıkardığım telefonumun ekranına baktım , kıpkırmızı al bayrakla göz göze geldim.

Saate baktığımda , buranın saatiyle gece 12:00' ye geliyordu ,bir şekilde kendimi düşünce olarak toplamaya çalışıp kalktım, adımlarım burada tuttuğum evin sokağına uzanıyordu ,aslında tatlı bir sokaktı , ama memleketim kokmuyordu.

HÜMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin