Buraya sizi ifade eden bir emoji bırakır mısınız?
Bol bol satır arası yorum yaparsanız sevinirim iyi okumalar.
"Bana boş boş oturup duvarı izlettiren herkese kırgınım."
3.BÖLüm
Bölüm şarkısı; Mabel Matiz= Bir Hadise Var
"Koca adam olmuştum da bir türlü evlat olamamıştım. "
Küçükken evden gitmiş olmayı hayal ederdim. Babam biraz sevgi gösterse, annem şımartma diye araya girerdi. Babam bize bir adım atsa annem önümüze set çekerdi.
Bu babamı haklı çıkarmazdı elbet. Onlar benim evlatlarım, dememişti. Annemi es geçip bize babalık yapmamıştı. Mahallede kimseyle oyun oynamazdım. Bir süre onlar beni oyunlara dahil etmemiş, bir süreden sonra ben dahil olamamıştım.
Sevilmemiş olmanın hırçınlığını hep üstümde taşır, etrafa sıçratırdım. Ailesi tarafından sevilen çocuklardan nefret eder, oyunlarını bozardım.
Bende iyi bir çocuktum. Niye sevilmemiştim ki?Belki de iyi bir çocuk olamamıştım.
Bu yüzden Oğuz ile nişanlanmış, gözlerine girmek istemiştim. Ne büyük hata. Değil Oğuz ile evlenmek, ağzımla kuş tutsam annem tarafından sevilmeyecektim.
Bana özel değildi bu tavrı. Aynısını ablama ve ağabeyime de yapmıştı. Ablamın hayatını mahvetmiş olsa da bana ve ağabeyime aynı şeyi yapamamıştı. Hoş neredeyse bana da yapıyordu.Düşüncelerim önüme bırakılan ekmek ile bölündü. Geldiği andan itibaren hiç konuşmamıştı. Önüme koyduğu ekmek ile dikkatler kısa bir süre bana verilmiş olsa da bir bakışı ile herkes önüne dönmüştü.
Ağabeyim hariç.
Ağzında lokması ile buraya bakakalmıştı. Cem -ismini sonradan öğrendiğim bir diğer tim üyesiydi- onu dürtüp kendine getirmişti. Boğazını temizleyerek sofradan kalktı.
"Ben bir çay doldurayım. "
"Çayın var ya la."
"Soğudu."
"Yok, gayette sıcak."
"Ardıl, seni çaya sokarım. Anlarsın sıcak mı değil mi?"
"Aman iyi be. Demedik bir şey. Git doldur çayını." Ağabeyimin bana attığı bakışlarla yerimden doğruldum.
"Bende bir çay alayım."
"Herkesin de çay alası geldi bir anda."
"Senin de ölesin gelmiş gibi sanki. Ne dersin Ardılcım?"
"Yok sağ ol. Bana da bir çay ver."
Ağabeyimin peşinden mutfağa ilerledim. Bardağını tezgaha bıraktığı sırada omzumu kapıya yasladım. Kollarımı göğsümde kavuşturup onu izledim.
"Hayırdır, niye Haluk mutfak oldu yine?"
"Komutanım ile sadece arabada mı karşılaştınız?"
"Yok, askerliği birlikte yaptık biz. Her hafta buradayım da mı karşılaşalım?"
"Ağabeyle dalga geçilmez, terbiyesiz ergen."
"Sensin ergen, kocaman oldum ben."
"Tabi efendim, 1.55 boyun ve sen kocamansınız. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇ GEL KOMUTAN
Teen FictionBizim hikayemiz biraz karışıktı. Temelinde ben ona kaç gel demiş olsam da ona kaçan ben olmuştum. Hayır ,hayır sakin olun. Valizimi toplayıp kaçmadım. En iyisi siz okuyun da kim kime kaçmış karar verin.