12: Tanrı'ya ne dilersen dile zira ben senin Tanrın değilim

2K 195 120
                                    

yine düzyazıyla geldim🧍‍♀️

bol bol yorum yazmalık bir bölüm bu arada.

yorum gelmezse üzülürüm...

neysee nasılsınız?

okullar nasıl gidiyorr?

bir derdiniz tasanız varsa dm kutum her zaman açıktır bebeklerim, çekinmeyin yazın.

▪︎▪︎▪︎

Gözlerimi uzun bir uykunun vermiş olduğu yorgunlukla ve yanma hissiyle açtığımda, gözüme direkt olarak vuran güneş ışığı ile kısmış ve hemen ardından da elimle gözlerimi ovuşturmuştum.

Kaç saattir uyuyordum ben?

Ağzım kurumuş, uzun süre aynı pozisyonda yattığımdan mütevellit kas ağrılarım oluşmuş, bedenimde dünden kalan vurgunlar yüzünden de ağrılı hissediyorken beynim de bomboş gibiydi. Gözlerim tavanda gezerken esneme ihtiyacı duydum duymasına lakin dudağımda dünden kalan izi unuttuğumdan esnediğim an acıyla tıslamıştım.

"Of... çok acıdı." diyerek söylenirken, dudağıma yapıştırılmış olan yuvarlak yara bandını okşadım. Okşar okşamaz beynime yüklenen anılarla yutkundum. Dün Jungkook hyung beni merak etmişti. Hemde deli gibi. Merak etmesinin yanı sıra evime kadar gelmiş, benimle bir güzel ilgilenmişti. Onun kucağı ve ilgisi altında kendimi huzurlu hissetmekten geriye gidememiştim.

Dün evime kadar gelip, bana sarılması ve omuzunda ağlamam da cabasıydı. Hatırladıkça daha da geriliyor, daha da utanıyor ve daha da heyecanlanıyordum. Beni evine getirmesi, yaralarıma dokunması, güzelce temizlemesi benim için biraz garipti.

Yavaşça yataktan destek alarak doğrulduğumda, hafiften bedenime giren ağrılar yüzünden yüzümü buruştururken göğsümü şişirerek derin bir nefes almıştım. Elimi karman çorman olmuş kumral saçlarıma atarak kaşırken, yutkunup etrafı süzmüştüm.

Siyah ve gri karışımıyla yapılmış bir odaydı. Siyah dolap, gri lüks ve göz alıcı avize, gri geniş ve klasik desenli yatak başlığı, gri komodin, siyah kürklü halı, siyah uzun perde... ve dahası.

İçim kararmıştı resmen. Jungkook hyungun tarzına uyuyor olabilirdi, hatta burası onu tam tamına yansıtıyordu.

"Her yerim ağrıyor..."

Delirmek üzereydim ya da delirmiştim. Birisi bana 'delirmişsin.' dese sonuna kadar hak verebileceğim bir noktadaydım. Uçsuz bucaksız hissediyordum. Yara bere hissediyordum kendimi. Hem ruhen hem bedenen.

Dün akşama doğru aniden evime yapılan baskından dolayı kendimi iğrenç hissediyordum. Ağlamak, sokaklarda son ses bağırmak istiyordun. Kendimi düşününce bile yüzüm ağlama moduna giriyordu.

"Acaba Jungkook hyung evde mi?"

Kendi kendime söylendiğimde, pikeyi üzerimden yavaşça çekip yataktan indiğimde tökezleyerek yürüdüğümü fark ettim. Orospu çocukları dedim içimden. Her yerime ama her yerime vurmaktan çekinmemişlerdi. Kendimi görmek için aynaya doğru gittiğimde, gittiğime pişman oldum. Delirmek istedim, bu yüze karşı neler demek istedim de dilim el vermedi.

curl up & dieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin