"Peter, iyi misin?"
Peter tabii ki de yarışmaya yetişemedi. Kötü adamları kovalayacağım derken bir yer altı deposunun içinde mahsur kaldı ve ancak sabah olunca oradan çıkabildi.
Deponun içindeyken kostümünün içinde bir yapay zeka olduğunu fark etti ve oradaki zamanını kostümünün içindeki diğer özellikleri öğrenmeye harcadı.
Bunu yaparken kendilerinde olan parlak taşın aynısından deponun içinde de buldu. Ve bu parlak taşın aslında bir bomba olduğunu öğrendi...
O; depoda mahsurken okul, bilgi yarışmasına çoktan katılmıştı ve MJ'in son soruyu doğru cevaplamasıyla yarışmayı kazanmışlardı. Şimdi ise tüm takım, gezmek için Washington Anıtı'na gelmişlerdi.
"Hey, Ned. Parlak şey nerede?"
Anıta geldikleri zaman Ned, telefonundaki bir sürü cevapsız aramayı gördüğü an Peter'ı aramıştı.
Şimdi ise hem Peter'la konuşurken, hem de anıtın en üst katına çıkabilmek için bir kaç güvenlik kontrolünden geçmeyi bekliyorlardı.
"Merak etme, güvende. Sırt çantamda."
Ned bunu söylerken çantasını, X-ray'in içine koyuyordu.
"Hayır, Ned. Dinle! O parlak şey çok tehlikeli."
Taşın, radyasyona maruz kalmaması gerekiyordu. Eğer kalırsa işte o zaman bomba aktif edilecekti.
"Yarışmayı kaçırdın. Seni idare ettim. Şimdi anıttayız."
Ned, Peter'la konuşmaya devam ederken Emma telefondaki kişinin kim olduğunu anladı ve Ned'in yanına geldi.
"Peter mı o?"
Emma, bunu demesiyle beraber telefonu Ned'in elinden alıp kendi kulağına yasladı.
"Peter!"
"Heyy, selam Emma."
"Hiç tatlı tatlı konuşma çünkü buraya geldiğin zaman benden çok kötü azar yiyeceksin. Gerçekten zamanında burada olacağına inanmıştım! Şanslısın ki kazandık."
Emma konuşmaya devam ederken Peter da onu susturmaya çalışıyordu.
"Emma, bu çok önemli bir konu beni dinle!"
"Hanımefendi, lütfen eşyaları banda koyun."
Güvenlik görevlisinin uyarısıyla Emma telefonu X-ray'e koydu. Bu sırada Peter hâlâ konuşuyordu.
"Ned'in çantasının içindeki taş çok tehlikeli. Sakın X-ray'den geçmesine izin verme!"
Telefon, X-ray'e girdiği anda hat kesildi.
"Emma! Emma! Kahretsin."
Peter telefona konuşurken aynı zamanda son hızıyla anıta doğru koşuyordu.
Ned, X-ray'den çıkan çantasını aldı ve omzuna taktı. Daha sonra tüm öğrenciler anıtın en üst katına çıkacak olan asansöre bindiler.
Kapılar komple kapanmadan önce Flash, yanındaki öğretmene seslendi.
"Efendim, Peter'a kovulduğunu ben söyleyebilir miyim?"
"Ben de senin çenene bir tane geçirebilir miyim?"
Diye mırıldandı Emma sessizce, asansör yukarıya doğru çıkarken.
"Washington Anıtı 170 metre yüksekliğindedir."
Asansör ilerlerken içerideki güvenlik görevlisi de anıtla ilgili birkaç bilgi veriyordu.
"Mermer ve granit işçiliğine dikkatinizi çekerim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anti-Hero // Steve Rogers Sister
Fanfic"𝘐𝘵'𝘴 𝘮𝘦, 𝘩𝘪. 𝘐'𝘮 𝘵𝘩𝘦 𝘱𝘳𝘰𝘣𝘭𝘦𝘮, 𝘪𝘵'𝘴 𝘮𝘦." ~𝘈𝘯𝘵𝘪-𝘏𝘦𝘳𝘰 ↻ ◁ II ▷ ↺ Emma Isabella Rogers'ın tek istediği şey savaş sırasında ülkesine yardımcı olmaktı. Bunun sonucunda benliğini tamamen kaybedeceğini nereden bilebilirdi k...