(1)Operasyon

157 30 530
                                    

Biz şeytan olucak kadar kirli ama melek olucak kadar günahsız canlılardık.
Biz masumduk sadece bizi siz kirletdiniz.
Unutmadık...Unutamayızki...

25.09.2011y.
Soğuk...çok soğuk üstümüz enkazla örtülü olsada.
Depremin ilk günü soğukla savaşarak geçmişdi. İkinci gün açlık, aslında hep açtıkda, bu seferki daha çaresiz açlıktı. Üçüncü gün yani bu gün. Bu gün sadece bekliyordum, kurtarılmayımı yada ölümümümi işte bunu bilmiyordum.

Karanlık enkazın altında korkuyordum Korktuğum içinde üşüyordum. Ne zamandir bu enkazın altındayım bilmiyordum, güneşi bile göremiyorum,  zifiri karanlığın içinde, ama bir boşlukda küçük bir gün işiği olduğu için, o boşluktan günün doğumunu ve batımını hesaplıyordum.

Can kurtaranlar geliyorlar seslerini duyabiliyorum ama bir türlü benim olduğum noktaya gelmiyorlardı. Galiba her zamanki gibi unutulmuşdum. Sesimi duyurmak istiyorum ama olmuyor sesim o kadar kurumuşduki hafif ses çıkarmak istesem bile sanki boğazıma bıçakla kesikler bırakıyorlar. Gece yarısıdı, çünkü sokaklar o kadar sezsizdiki, şu enkazın altında bir şehir var içinde onlarca can vardı. Ayağımdaki acı artık dayanılmaz olmaya başladı. Sol elim betonların arasında sıkışıp kaldığı için parmaklarmın bir kaçını hissetmemeye başladım. Gözlerim hafif aralık açıktı.  

Önümde biraz açıklık vardı ne zaman açıldı, burası bilmiyorum galiba öğlen uyuya kaldığımda. O açıkda bir çift ayak göründi, kadın ayaklarıydı, kırmızı topuklu ayakkabıydı, bu enkazda bu ayakkabı nasıl bu kadar parlak olurdu bilmiyorum.
Nasıl geçmişdi bu enkaza o ayakkabıyla onuda anlamadım ama kadının ayakları çok dik duruyordu. Bir ses geldi.
Hiç bir zaman ona muhtaç olmamışdım ama şu an, ona o kadar muhtacdımki.

"Gereksiz" dedi annem.
Bu sözcük annemin bana hitap ediş şekliydi. Ben onun sesini duyduğum an hırıltılı bir sesle "Anne" diye ağlamaya başladım, o kadar boğazım acıyorduki ama yinede değerdi, çünkü o benim annem ve beni kurtarmaya gelmişdi. Beni unutmamışdı.

Annem: "Hoşçakal gereksiz, biliyorsun sen benim hayatıma hep fazla geldin. Bir gecelikde ortaya çıkan bir gereksizdin. Sana gerksiz diyordum çünkü gerçek anlamda bi'gereksiz parçaydın, senden bir şey olmazdı, hep safdın ve salak. Bana hiç çekmemişsin, ben bu kadar güzelken, sen nasıl bu kadar çirkin olabiliyorsun.

Hayatımı maffetmekden başka hiç bir şey yapmadın, babam bile senin yüzünden beni bırakacaktı, mirasdan çıkarlıcaktım, beş kuruşsuz olucaktım ve başkada bunun gibi şeyleri çok yaşatdın bana gereksiz, dediğim gibi gerksizdin. Elvada bir gecelik ihtiyacımdan olan hata"

Dedi ve gitdi, ben boğazım yırtılırcasına "anne" diye haykırarak ağlıyordum. Kim kendi kızına, gereksiz, en önemlisi bir gecelik hata derdi, kalbim resmen paramparça oldu. Anne segisini bilmezken, Anne nefretini çok iyi, o kadar iyi biliyordumki,her bir acısını ezberledim.

Şimdi gerçekten enkazın altında ezilmeye başlamışdım. Ben hıçkıra-hıçkıra ağlarken sanki gökyüzüde bana eşlik ediyormuş gibi yağmur yağmaya başlamışdı. Yağmurun hafifden sesini duya biliyordum, yağmurun o toprakla buluşduğundaki kokusunu çok seviyordum.

Artık bilincim kapanmaya başlamışdı sanki hiç bir şey hissetmiyordum, ne ölümi ne yaşamı. O an bir ses geldi. Ama benim daha gücüm yetmediği için bilincimi kaybettim ve gözlerim kapandı...

Uyandığımda gözlerimi loş ışıklı küçük bir odada açtım. Yatakdan doğrulmaya çalışdığımda her yerim uyuşmuş olduğunu fark etdim, elim birden kafama gitdiğinde bandajlı ve bacağımda alçıya alındığını öğrendim. Yatakda doğrulmaya çalışdığımda odanın kapısı gıcırdıyarak açıldı.

İntikam MelekleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin