(4)Üvey kız.

28 6 6
                                    

Gözlerime siyah lens takarak, kiyafetlerimi değiştirip, yani kırmızı omuzumun hizasında biten peruk,siyah dar bir elbise ve kıp kırmızı stiletto, sonrada gözüme koruycu mavi camlı, kenarları siyah kaplı gözlük, üzerimeyse siyah tirençkot giyerek, elimede sahte dosyaları alarak, intikam alıcağım kişinin şirketine gelmişdim.

Çantamdada, silahlarımda vardı, ne olur, ne olmaz.

Ama Proföser bu kişiden söz ederken çok tedirgindi, neden böyle oldu anlamadım?şirket çok tuhaftı, nasıl desem ıssız bir yerde, tam 69 katdan oluşan bi'şirketdi. Evet 69 kat olduğnu biliyorum çünki, binadeki pencereleri yukardan, ağşaya kadar saymıştım.

Böyle alışkanlıklarım var. Neden 69 acaba, bunu 70 yapsalar ne olurdiki. Hey Allahım bin, bir türli insanlar varya.

Binaya doğru yürüdüm ve kendi açılan kapıdan  içeriye girdim. İçeri girdiğimde sıcak bir hava yüzüme çarptı. Burdaki korumalara baktığımda  gözlerim açık kalmışdı resmen.

"Oha, ne oluyo lan bunlar ne?"

diyebildim şaşkınlıkla, binanın içinde resmen ordu var lan, ordu. Her yerde ikişer, ikişer korumalar var. Bence buraya yalnız gelmem hataydı. Hayır korkmuyorum ama, ben en çok beş tanesini öbür tarafa yollıyabilirim, ama altıncında bunlar beni yollar.

Tamam, şu anda korumaların dikkatini çekiyor olmalıyımki hepsi bana
bakıyordu  o yüzden bende  hızlıca resepsiyona doğru yürüdüm. Orda esmer bi'bayan duruyordu hemen yanına vararak, gözlerimi kısarak üstündeki kartdan adını okudum. Ve

"Merhaba Gözde, ben Merve Tuhfan" diyerek kimliğimi uzatdım, hemen alarak araştırmaya başladı. Bir kaç saniyeden sonra

"Buyrun hanım efendi"diyerek kimliği bana geri verdi. Bu kadar çabuk olucağnı bilmiyordum. Ama afferin Deniz, senin sayende resmen bir ordudan kurtuldum. Kimliğimi alarak

"Ben Loja şirketden geliyorum, Kenan bey yerindedir umarım" dedim. Kadın

"Evet, 69 katda ve soldaki dokuzuncu oda" dedi.

Bu adamın nesi var acaba?

"Umarım asansör vardır"

Oda, şaşırarak  başını evet anlamında salladı. Bende hızlı adımlarla asansöre binerek 69 düğmeye basdım. Asansörün içi baya genişti, kocaman gold renkli kaplamalı bir ayna vardı. Düğmeleri bile altın gibiydi, buraya en fazla 11 kişi sığardı.

Asansörden inerek, dokuzuncu kapıyı aradım burda okadar çok kapı vardıki, nasıl anlatacağımı bile bilmiyorum. Ama bu katlarda koruma yoktu. Bir insan alt katdan başlamazmı tek sayıyla, bu neden üst katdan başlatmışki?

Nihayet, kapıyı buldum ve iki kere vurarak açtım.

Oda çok sessiz ve büyüktü.  Ama korumaların maşallahı vardı resmen odanın her bir köşesinde adamlar vardı.

Büyük masada biri oturuyordu, galiba bu Kenan Yıldırım olmalı. Üzerinde kırmızı bi simokin vardı, saçı hafif beyazlamışdı ama yinede saçları sarılığnı koruyordu. Masmavi gözı vardı, ve azıcıkda yüzü buruşmuşdu. Ben bu kişiyi birine benzetiyorum ama kim?

Meleklerde odaya girdiğimden beri ifadesiz bir şekilde duruyorlardı.

Masasına doğru yürüyerek, elimi uzatarak

"Merhaba efendim, ben Merve Tuhfan, loja şirketinden geliyorum" dedim.
Önce uzatdığım elime sonra yüzüme bakdığında yüz ifadesi değişti, gözlerini kısarak bana dikatli bir şekilde baktı.
Uzatdığım elimi sıkarak,

"Kenan Yıldırım" dedi. Seside okadar tanıdık geliyordu ama neyse.
Gözleriyle koltuğu işaret ederek.

"Oturun" dedi.
Bende oturarak,

İntikam MelekleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin