Sokağın soğukluğunu iliklerime kadar hissederken anladığım hikayeyi tekrar gözden geçiriyordum . Soongi Doongi ve Dori farklı bir boyuttaki 3 büyücüdür ancak evrenlerinde yaptıkları bir hatadan dolayı cezalandırılır ve bu dünyaya birer kedi olarak hapsedilirler farklı boyutlara giriş çıkışları ve birbirlerini bulmaları yasaklanır taaaaki Minho onları bulana kadar Minhonun onları nasıl bir araya getirdiğini anlamayan üçlü zamanla minhoya güvenir ve bir araya geldikten sonra tekrar evrenlerine gitmek için büyü hazırladıkları metronun gizli bölgesine götürürler Minhonun onlar için evrenler arası seyahat etmesini sağlarlar ama yalnız gitmesini de fazlasıyla tehlikeli bulurlar .
Yüzyıllar önce büyüyle ilgilenen bir kişi zihnin de nesilden nesile aktarıldığını bularak belirli bir kader örgü sistemiyle bizim zihnimizde büyülerin varolmasını sağlamış ama bu zihinsel süreç henüz anlamadığım ve saçma gelen sebeplerden dolayı bir çok insanda gün yüzüne çıkmıyor . Minho kedilerinde yardımıyla bunun üzerine çıkmayı başarabilmiş. Ruhunu kontrol ederek evrenler arası seyahat edebiliyor . Nasıl öğrendiğini anlatmasını istediğimde sessiz kaldı ve kedilerde bunun herkeste farklı olduğunu bende de farklı olacağını söylediler . Bunların zihnimin sınırlarını zorladığını söyleyip yarına kadar üzerinde düşünüp birkaç gün tüm bunları sindirmem için süre verdiler . Keşke okulda da bir dersi anlattıktan sonra onu sindirmemiz için bir kaç gün süre verseler .
Minho önündeki taşa tekme atarak ilerideki çöp kovasına çarpmasına neden olurken tavrı tuhaftı . " Madem büyü yapabiliyorsun niye onca yolu yürüyoruz biz ışınlanma büyüsü falan bilmiyor musun sen ? Bunu bilmiyorsanda kendine büyücü deme bence ! Hayır bi de evren evren gezmeyi biliyor şuradan şu-" diye söyleniyordum ki Minho ağzımı kapattı ve elini çantamın üzerindeki figürlere uzattı .
" Tavşan olan nerde kayıp mı ettin ? " dedi . " Hayır kırılmıştı bende daha fazla zarar görmesin diye evde bıraktım . " dedim . Hemen kolyesindeki bendeki tavşanla aynı olan figürü çıkartıp sol yüzük parmağıma takıp sol avucuma koydu bendeki sincap karakteri alıp aynı şekilde koydu ve avuç içlerimizi birbirine değdirip parmaklarını parmaklarımın arasından geçirdi bu sırada ufak bir şeyler mırıldanıp gözlerini kapattı onunla birlikte bende kapattım . Etrafımda havadan daha yoğun hissettiren bir katman oluştuğunu hissederken gözlerimi açtım onun gözlerine kilitledim sonra da. " O oda dışında büyüden ve yaptığımız işten bahsedemezsin çünkü sen burda söylersin kimse duymaz sanarsın ama evren duyar Jisung . Evren içinde bulunan her şeyi hisseder ve bu evrende büyü kullanıcıları yakalanırsa cezalandırılır . Yıllar önce büyüyü bu evren için yasaklayan kişi eğer büyüyen bahsettiğimizi farkederse heleki kedilerin cezası için olduğunu farkederse kedileri kurtaramayız. Bir daha ikisini birbirinden uzaklaştırma figürlerin çünkü onlar hem zihnindeki hemde söylediğin cümleleri evrenden saklamanı sağlıyor. " dedi .
- Kedilerin hatasının ne olduğunu bilmiyoruz belkide ceza almakta haklılardır ve neden sende figürler varken bu sorun olsun ki sonuçta anladığım kadarıyla ikisi yanyanaysa büyü çalışıyor ?
- Çünkü bende bendeki sincap figürünü yanlışlıkla kırdım ve evde bıraktım .
- O zaman senin zihnindeki düşünceleri de evren duyuyor olmalı neden böyle bir riske giriyorsun ? dediğimde tuttuğu elimi kendisine çekince ona yaklaşmak zorunda kaldım yüzlerimiz birbirine yakın konumdayken gözlerini kısıp fısıldar tonda sözlerini sarfetti .
- İnan bana son günlerde büyü dışında tüm gün düşündüğüm bir şey var ve bu şey o kadar zihnimin her yerinde ki büyüye dair hiçbir şey zihnimde belirmiyor .
Elindeki figürü diğerinden uzaklaştırmadan parmağından çıkarıp benim parmağıma taktı . " Şimdi büyü kalktı mı ? " dedim korkuyla hala soracağım sorular vardı . " Hayır Jisung figürler yanyanayken büyü bozulmaz . " dediğinde kaşlarım çatıldı " Niye elimi tuttun o zaman ben büyünün bir parçası sanıyordum . " dedim sinirle . Zaten kendimi yeterince aptal hissediyorum bir de adamın yaptığına bak ! " Çok fazla soru soruyorsun Jis ." deyip yürümeye devam etti . Peşinden mesafemi koruyarak yürümeye devam ederken " Soru sormam bugünden dolayı çok normal değil mi ? Hani bende seninle evren evren gezecekmişim ya ! " dedim sinirle , resmen adam beni ciddiye almıyor ya !
Minho öfkeyle bir anda bağırmaya başladı " Sen zaten niye yanıma oturdun ki ! Niye bugün kaçıp gitmedin o metrodan ! Seni neden seçtiler ki ? Neden sen yani ... " derken bana döndü ve gözlerimin içine baktı " Neden normal bir hayata devam etmene izin vermediler ki ? " dedi sakinleşmiş sesiyle , ellerini yanaklarıma koyup yaklaştı yüzüme " Kolay olmayacak Jisung ." demesiyle korkum tekrar tüm duygularımı sollasada " Ama sen gidiyorsun? " dedim . " Evet gidiyorum ama çok zor ! Alışmak ayrı devam etmek ayrı zor . " dedi ve gözlerine tuhaf bana hüzünü hissettiren bir ifade oturdu " Oraya gittiğimizde zihnimizde varolacak değişiklikler bedenimizde de etkili olacak . Geri döndüğümüzde bedenimiz ve ruhumuz ayrı kavramlar olmayacak çünkü . " dedi ellerini çekip başını eğdi ve zeminde gezdirdi gözlerini " Ama yapabileceğimizde hiçbir şey yok değil mi ? Kediler senide seçti . " dedi ve sakince önüne dönüp yürümeye başladı .
Yaklaşık 10 dakika yürüdüğümüzde artık söylemek istediklerimi toparlayabilmiştim büyük bir cesaretle Minhonun elini tuttum , anında kafasını bana çevirip göz göze gelmemize sebep oldu " Sadece annem var benim . " deyip bir yandan onun elini tutarken bir yandan yürümeye devam ettim . " Umudun öylece bir anda varolmayacağını, tohumu her zaman ruhumda olacak olsada çürümemesi için onu yeşertmem ve büyütmem gerektiğini öğretti . Ben ne zaman o tohumu filizlendirsem hayat tohumun dışına çıkan kısımlarını kesip durdu . Büyümedi umudum , büyütemedim. Annem sayesinde o tohum çürümedi ama yaşayamadı da . Yaşayamadım Minho ! Acıyı tattım ama diğer duygular pas geçti beni bazen huzuru hissettim anneme sarılırken ama anneminde kendi hayatı olduğu gerçeği her huzurlu hissedişimi yaraladı . Anneme söz verdim bir Küçük Prens' in masalından etmez benim masalım bunun farkındayım ama gülümü bulmak istiyorum . İçimde bu duruma karşı ne kadar büyük bir korku olsada gülümün belkide böyle karşıma çıkmayacağını bilemem değil mi ? " dedim . Artık evimin sokağına gelmiştik .
Eski bir ara sokaktan girişi olan birkaç apartmanın arasında kendi evimin olduğu apartmanın hizasına gelince umarım annem bugünde beni beklememiştir ya da telaş yapmamıştır diyerek dua ederken annemi apartmanın girişinde büzülmüş bir şekilde kapıya yaslanmış otururken gördüm . Donup kaldığım sırada Minho hemen annemin nabzını kontrol edip telefonunu çıkardı ambulansı arıyor olmalıydı .
Nasılsınız ?
Ben şu sıralar iyiyim yeni tanışmama rağmen yanlarında değerli hissettiğim insanlar var ve çok tatlılar beni minnakları ilan ettiler benim için lunaparka gitme planı yaptılar arkadaş sarılmalarına katıldım ...
Umarım sizde iyisinizdir !
Bölüm nasıldı ?
Bu arada bir fic okudum ... ( her zaman yaptığım bir şey hsjsjsj ) angst mı anlamadım final vermeden emin olmayın tarzında bir açıklama yapmış yazar ama psikolojiminde aq yani !
Neyse ...
Gelirim ben yine bir ara ... uğrarım yani ...
🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
METRO / #minsung
FanfictionHan Jisung, yorucu ve korkunç bir okul gününün ardından metroya bindi. Kucağında kedi olan adamın yanına oturdu, bitkindi. Hatta fark etmedi bile ama uyuya kaldı o an. Kafası ise yandaki adamın omzuna düştü yavaşça. Adam başta onu uyandırmak istedi...