Denemeye Değer

118 37 11
                                    


Zaman, kontrol edemediğimiz geçici kavram. Kontrol edebilse insan ne değişirdi zaten, kontrol edemeyeceği şeyleri yaşamaya mahkum ise ? Bazen o kadar hızlı akardı ki farkında olmazdı geçen günlerin, veya o kadar yavaş akardı ki kısılıp kaldığını düşünürdü insan. Ne mutluluğa doyuruyordu ne de acının geçmesine izin veriyordu.

Ne geçmiş, ne gelecek, ne hızlı akan zaman, ne de geçmek bilmeyen saniyeler, Zamanın durduğu an ile yarışamazdı. Bazı anlarda tüm kavramları unuturken zamanın hatta dünyanın bile durduğunu düşünür insan. Her şeyden soyutlandığın, kalbinin ruhun ile bütün olduğu an. Her insan ömrü boyunca bir kaç kez yaşardı bu durumu, şu anda Efe' nin yaşadığı gibi.

Eli kemancının omzundaydı. Biraz önce geçmek için çabaladığı kalabalığı unutmuş, etrafta dolanan sesleri duymaz olmuştu. Zaman o an Efe için akmıyordu, gerçi bu durum pekte umurunda değildi. O an tek umursadığı kemancı 'nın vereceği cevaptı.

Omzunu sıkıca tutan elini çekmemişti hâlâ. Bıraktığı an kaçıp gideceğinden endişeleniyordu. Bu onun istemediği bir şeydi. Kendinden emin bir şekilde son sözlerini tekrar etti.

"Yardımına ihtiyacım var."

Bir cevap duymayı bekliyordu sabırsızca. Kemancı' nın kendisine dönüp bakmasını, bir şeyler söylemesini bekledi. Vereceği tepki için heyecanlı tarafını bastırıyor kendisini dizginliyordu. Zaman durmuştu onun için ama her saniyenin akışını kalbinde hissediyordu. Kemancı hiç bir tepki vermedi. Efe bu duruma anlam veremezken sabırsızca tekrar konuştu.

"Kemancı, bir şey söyle !"

Gizli bir yalvarma içeren sesi ikisi arasında dağılırken geçen saniyeler zor gelmişti. Yine cevapsız kaldı. Bu durum sinirini bozmaya başlamıştı. En azından bir cevap duymalıydı. Bir tepki görmeliydi. Kemancı gerçekten bu kadar burnu havada, kibirli birisi miydi ? Onu kendisine çevirmek için omzundan asılacakken sert ve tehditkar bir ses onu durdurdu. Kafasını çevirerek kendisine kızgın bakışlar atan adamı gördü.

"Ne yapıyorsun sen ?"

Başka bir ses daha yükseldi ve arkasından başka sesler gelmeye devam etti.

"Bu yabancı kemancıya zarar vermeye çalışıyor !"

Efe duyduğuna inanamadı.

"Ne ?" şaşkınlık ile sordu.

"Rahat bırak onu! O sadece müziği ile bizi eğlendiriyor."

Efe henüz elini kemancı' nın omzundan çekmemişti. Kendisini savunmaya çalıştı.

"Hayır yanlış anladınız, ben," Efe'nin sözü üzerine yürüyen insanlar tarafından yarıda kesildi.

"Ne yanlış anlayacağız ? Çek elini ondan ! Hemen !"

"Uzaklaş ondan yabancı !"

Efe üzerine yürüyen insanlara şaşırarak baktı. Kafasını kemancıya çevirdi belki bir şey söyler diye, ama kemancı hareketsizce durmaya devam ediyordu. Kalabalığı ikna etmesi için bir şey söylemesini bekledi. En azından sadece konuşmak istediğini onlara söyleyebileceğini düşündü. Ama tüm bunlar düşüncelerde kaldı.

İnsanlardan biri Efe'yi kemancıdan uzaklaştırmak için kolundan sertçe tutup çekti. Ne olduğunu anlamazken kemancının omzunu bırakmış oldu. Kalabalık Efe' yi ortalarına çekerek uzaklaştırırken kemancı yürümeye başladı. Sanki hiç bir şey olmamış gibi, arkasına bile bakmadan yürümeye devam edişini inanmak istemeyerek izledi. Etrafında toplanan insanlar sürekli bir şeyler söylüyor, görüş alanını yavaş yavaş kapatıyordu. Efe kalabalık ile çevrelenmeden önce son gördüğü şey kemancı 'nın sakince yürümeye devam etmesiydi.

Gizemli KemancıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin