7

192 21 55
                                    

Bu günde onu sıkça gittiğim tepeye götürmüştüm, fazla insan olmadığı için rahatça hareket edebilirdi.

Hoseok'u oturtarak yanına oturdum, etrafa baktığında ben sadece ona bakıyordum, çok güzel ve zarif görünüyordu.

Kaşlarını çatarak bana döndü.

"Bu çok terbiyesizce"

"Ne? Ne terbiyesizce?"

"Her yerde çift var ve öpüşüyorlar"

"Ahh bu gün sevgililer günü, unuttum"

"Sevgili mi?"

"Evet, hiç sevgilin oldu mu?"

"Hayır, senin"

"Bir kere oldu ama çok gıcıktı, ona nasıl katlandım bilmiyorum"

Gülerek kafasını eğdiğinde bende güldüm.

"Senin olmamasına şaşırdım"

"Neden?"

Meraklı gözleri nefes almamı zorlaştırıyordu, yutkunarak etrafa baktım.

"Çok güzelsin"

Kafasını eğdiğinde geri ona döndüm.

"Peki hiç öpüşmedin mi?"

"Hayır"

Gülerek  kafamı salladım, bana baktı.

"Sen öpüştün mü?"

"Bir kaç kere, genelde sarhoş olduğumda"

"Sarhoş mu?  18 yaşındasın"

"Babam alkolik ti, 17 yaşından beri içiyorum"

"N-ne?"

"Ben alkolik değilim yanlış anlama, ayda yedi sekiz gün içerim"

"Ah bu da  iyi sayılır"

İnsanların kıkırtıları çoğaldığında göz devirdim, sessiz diye gelmiştik ama bu gün gelmesekde olurmuş, hoseok kıpırdandı.

"Nasıl öpüşüyorlar, bir sürü insan var"

"Öğretmemi ister misin?"

Ben kendi dediğime şaşırırken hoseok' da benden farksız değildi, geri çekildim ve ellerimi sıktım.

"Özür dilerim, bir den oldu"

"İsterim"

"N-ne"

Şaşkınca ona döndüğümde yüzü domatese dönmüştü, yutkunarak bana baktı.

"Öğretmeni istiyorum"

Dilimi dudaklarım üzerinde gezdirdim, titreyen ellerimi beline sarıp kendime çektim bedenini, ellerini omuzlarıma koyarak beklediğinde eğilerek dudaklarımı dudaklarına sürttüm.

"Beni taklit et, yavaş olucam"

Kafasını salladığında yutkundum.

"Dudaklarını arala"

Dudaklarını hafif açtığında alt dudağına dudaklarımı bastırdım, dudağını dudaklarım arasına alarak emdiğimde üst dudağımı emdi.

Yeniden aynı şeyi yaptığımda beni taklit etti, belindeki kollarım sıklaştığında kollarını boynuma sardı.

Bir kaç saniye sonra geri çekildim ve gözleri kapalı yüzüne baktım.

"Nasıl?"

"B-bilmiyorum, iyi gibi"

Göğüsü her nefes alışında göğüsüme çarpıyordu, yeniden dudaklarına eğildiğimde yutkundu, bu sefer üst dudağını emdiğimde karşılık verdi, tatlı dudakları bağımlı yapan bir madde gibiydi.

Dilimi dudağı üstüne sürttüğümde şaşkınca geri çekildi, gülerek dilimi dudaklarına sürttüm.

"Dişlerini geri çek"

O kadar çok kızarmıştı ki gülmeden edemedim, elimi çenesine koyarak dudaklarını öptüğümde karşılık verdi, dilimi dudağına sürttüğümde dişlerini çekti.

Dilimi damağından sürterek dişlerine geldim, dilini bularak yaladığımda kolları sıklaştı.

Nefesi tükendiğinde geri çekildi, utanarak kafasını eğdiğinde güldüm.

"Nasıl dı?"

"İyi"

Sessizce kaldık, kıpırdanıp bana döndü.

"Eve gitmeliyim, fizik tedavi var"

"Gel"

Kalkarak onu kucağıma aldım, kafasını omuzuma yasladığında ilerledim,  okulun önüne geldiğimde any sandalye yi getirdi, oturttum.

"Görüşürüz"

"Görüşürüz"

İlerlediğinde derin bir nefes alarak arkasından baktım, elimi dudaklarıma götürerek güldüm.

"Hayatım boyunca o dudaklara yapışabilirim"

Gülerek eve doğru yürüdüm, hayatımın en iyi günü bu gün olabilirdi.

/

Sizi kitapsız bırakmak istemedim 😹

sope : tekerlekli sandalyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin