/2/ "Senin bence aklın karışmış.."

182 126 87
                                    

Multimedya: Solas

Yorum yapmayı unutmayınız...

"Bayan! Bayan lütfen kapımı kapatıp beni karanlıkta bırakmayın!"

Korku dolu haykırışlar daima kapılar arkasında kalırdı.. Neden mi? Çünkü insanoğlu bu kadar bencildi...

Ahaha ve müdüremiz Bayan Maria fazlasıyla cimriydi. Çünkü koridorların dışında hiçbir odanın ışık sistemi yoktu. Bazı hastaların penceresi vardı lâkin Olivia'ya yasaktı.

En son odasının camını kırıp Bayan Maria'ya sinir krizi geçirtmişti.

Olivia'ya gelecek olursak;
En üst düzey şizofrendi,
Karanlıkta birtür varlıkların gelip onu sevmesinden bahsediyordu. Saçını, yüzünü hatta vücudunun çeşitli yerlerini...

En çok üzüldüğüm hastalardan biriydi. Gece bazen nöbette kalmak zorunda olduğumuzda 1. kata kadar gelen çığlıkları duymak... tüylerimizi diken diken ediyordu.

Olivia'yı aklımdan çıkartmaya çalıştım ve koridor boyunca yürümeye başladım. Merdivenleri inmek istemedim çünkü tımarhanenin 5. katından aşağıya inmek aptallık olurdu. Bu yüzden asansöre bindim.

1. katta Görevliler için ayrılmış dinlenme odasına girdim ve kendimi direkt odadaki deri koltuğa attım.

Başım yaslanma kısmına yaslı, gözlerim kapalı düzelmeye çalışırken birden kulağıma bir ses ilişti. Piyano...

Solas...
(Jamie Duffy)

Bestenin güzelliği ile gevşerken bende bir yandan mırıldanmaya başladım. Sonra başımı kaldırıp gözlerimi açmamla telefonuyla oynayan Zora'yı gördüm.

Zora,

Kendisi benim kuzenimdi, aynı zamanda da iş arkadaşımdı. Saçları bal gibi sarıydı, doğal ve güzel. Gözleri ise bala eş değerdi. Kahverenginin görebileceğiniz en açık tonuna sahipti. Benden kat ve kat daha sosyalken bipolar hastası manyağın tekiydi.

"Hangi aile hasta akrabasına piyano getirtmiş Zora?"

Zora bana tip tip baktı. "Hiç kimse Nora?"

Kaşlarım kendiliğinden çatıldı. "Bu piyano sesi nereden geliyor Zora?"

"Ne piyano sesi Nora? Ayrıca artık cümlenin sonuna ismimi koymaktan vazgeç!" diye isyan etti Zora.

Ne demek 'ne piyano sesi'?

Sinir bozukluğuyla güldüm. "Zora, sen iyi misin? Jamie Duffy? Hani hayranı olduğun adam?"

Zora hızla ayağa kalktı. "O BURAYA MI GELİYOR!?"

"Zora! Şuraya otur ve lütfen piyano sesini duymadığını söyleme!"dedim diken diken olmuş tüylerimi göz ardı etmeye çalışarak.

Zora hayal kırıklığı içerisinde yerine oturdu ve telefonunu tekrar eline almadan önce konuştu."Nora... Bence senin aklın karışmış." dedi.

Bana deli muamelesi yapıyordu.

Ama ondan önemlisi... Neden bu sesi duymadığını iddia ediyordu!? Neler oluyordu şu an burada!?

Ve birden ses kesildi.

Benim de huzurum, sakinliğim, sabrım kesildi onunla beraber.

Kendimi yeniden boşlukta ve yorgun hissederken odadan nasıl çıktım bilemedim. Hızla 2. kattan 8. kata kadar olan hasta odalarını teker teker gezmeye başladım. İçeri girip tarayacak vaktim olmadığı için kapılarda olan cam çerçevelerden bakıyordum içeriye. Saat daha öğlen iki olduğu için odaların içini net bir şekilde görebiliyordum. Olivia'nınki hariç...

Ve yaklaşık bir saatte 5. kata kadar tüm odalara baktım. 5. kat da bitince altıya geçecektim lâkin beynimde bir düşünce belirdi.

Beni hasta odalarında aramaktan vazgeç...

Ne!?

İç sesimi aradığımı sanmıyordum?

Görmeyeli epey aptallasmışsın.

Beynim! Lütfen saçmalamayı bırak! Zora'ya deli olmadığımı ispatlamam gerekiyordu!

Beynime ait olan düşünceler benim peşimi bırakırken üst kata çıkmak için merdivenin ilk basamağına bastım ve son basamağında asansöre binmediğim için kendime lanet ettim.

"Benim adım Nora Diamont! Aptal merdivenler beni yoramaz!"

Asla yoramaz! Asla!

"Yani... Belki pirazcık yorabilir. Birazcık..."


17/10/23

Kısa oldu farkındayım. Ama okul diye bir gerçeklik var malesef :))

490 kelime.

Yeni bölümde görüşmek dileğiyle sevgiyle kalın.

Turkish MarchHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin