Bahanem yok üzgünüm. Sadece ilham perim bana küsmüş diye duydum...
Yorum yapmayı unutmayınız şekerler.
♪♪♪♪
Melekler farkı şekillerde tabir edilirdi. Hangisi gerçek hangisi yalan tartışılırdı. Varlıkları yokla var arası iken... Tanrı neden bu kadar ikna edici ve de güven duygusuna hakimdi?
Evet, şu an ki düşüncem buydu. Çalışırken düşüncelere dalmak gibi fantazilere sahiptim. O kadar dengesiz ve düzensizdir ki bu düşünceler bazen hızlarına ayak uydurmak zor gelirdi bana.
Sıradaki hastanın odasına geçmeden önce şimdiki hastama şefkatle gülümsedim. Odadan çıkıp koridorda ilerlemeye başladım. Mermer zemini izlerken gözlerim anlamlandıramadığım şekilde doldu.
Varlığımı hisset.
Aklımda geçen düşünce ile ağlamak üzereydim. Psikolojim ciddi manada iyi değildi. Son günlerde aklımdan geçen düşünceler, gözlerimin dalıp gitmesi, her yerde gördüğüm aynı tür çiçek ve çift sayılar...
Çift sayılar bir şeyin iyiye gittiğine işarettir.
"Yeter! Yeni bir düşünce daha!"
Bu bilgiyi nerden bildiğimi bilmiyordum. Daha birkaç saniye önce böyle bir bilginin var olduğunu bilmiyordum. "Şaka gibi hayat..."
Çalışan odasına geldim. Benden başka kimse yoktu, yalnız ve düşüncelerim ile tek başımaydım. Oradaki koltuğa oturdum ve saate baktım. "İki on dört. (14.14)"
Bıkkınlıkla soludum. Elimle yüzümü sıvazladım. "Tanrım! Sana yalvarıyorum. Yardım et."
Söylene söylene odadan çıktım. Bir sonraki hasta için hazırlık yaparken aynı anda mükemmel mental sağlığım yüzünden şarkı söylüyordum.
"Love me love me,
say that you love me.
Fool me fool me,
oh how you do me.
Kiss me Kiss me
Say that you miss me.
Tell me what I wanna hear,
tell me you love..."Birden kahkaha atmaya başladım. Ciddi anlamda iyi olduğumu hissetmiyordum. "Tanrım!"
Yavaş adımlarla bir sonraki hastanın odasına ilerledim. Yine yerdeki zemini izleyip hedefime ulaşmayı bekledim. Nihayet odanın önünde durdum. Yavaşca çaldım kapıyı. "Bayan?"
Hiçbir ses çıkmayınca girdim odaya. Bu odada 19 yaşında biri kalıyordu. Uzun kızıl saçları, kaşları, kahvenin en açık tonuna sahip gözleri olan güzel bir kızdı. "Merhaba Bayan Gloria."
Bana utangaç şekilde baktı. "Kapıyı kapatır mısın? Korktum."
"Elbette bayan."dedim yutkunarak.
Kapıyı kapattıktan sonra onunla sohbet ederek ilaçlarını hazırlamaya başladım. "Nasılsınız matmazel?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Turkish March
FantasyTımarhane odalarında yayılan ses, beni benden alıyordu. O kadar zarif, o kadar hafif ve güzeldi ki... Kendimi dinlemekten alamıyordum. Peki... Kimdi bu kadar güzel çalan? ● •Tüm haklar saklıdır! •Kitabın konu ve karakterlerinin 'Linus/Kayıp İmparato...