Sınır
Oy : 20
Yorum : 50•••
"Heeseung Hyung!"
Ağlamaktan perişan hâle gelmiş zayıf bedeniyle zorla tutulduğu kollardan kurtulup kendisince O'nu kurtaran kişiye hızla koşmuştu. Kendisi için sürekli dayak yiyordu ve genç çocuk bundan hep nefret etmişti.
Yerde kanlanmış yüzüyle uzanan Hyung'unun yanına çöküp gözyaşlarını elinin tersiyle sildi. Daha sonra büyüğünün başını elleri arasına alıp kucağına uzandırdı.
"Hyung özür dilerim."
Küçüğün aksine büyük gülümsüyordu. Aldığı darbelere karşın küçüğü üzülmesin diye, iyiymiş gibi davranmak zorundaydı.
Yüzünden bulaşan kanlı ellerini üstüne silip küçüğünün ağlamaktan kıpkırmızı olmuş yüzünü okşadı. Onun ağlaması aldığı sıyrıklardan çok daha acıtıyordu.
"Sorun değil Riki. Ağlama."
Küçük olan Onu dinlemeden ağlamasını şiddetlendirip Hyung'unun göğsüne sarılmış gözyaşı akıtmaya orada devam etmişti.
Acısını artırmasına rağmen sarılmasını engellemedi. Yaralarına iyi gelecek olan şey O'ndan başkası değildi.
"Çok acıklı aman Tanrım."
Elindeki demir sopayı sallayarak etrafa kahkaha atan, tüm bunların sorumlusu olan genç tekrar konuştuğunda küçüğün sarılması ile sakinleşen çocuk tepki vermemeye çabaladı. Kalkıp O'na bir güzel haddini bildirmek istiyordu.
Küçüğü ise buna engel oluyor, O hareketlendikçe daha çok ağlayıp daha sıkı sarılıyordu.
Sopayı elinde tuhaf şekilde döndürerek yanlarına yaklaştı kucaklaşan bedenlerin.
Sopasını küçüğün titreyen vücudundan omzuna doğru bastırıp büyüğünden ittirmeye yeltendi, lakin küçük o kadar sıkı sarılmıştı ki hiç kimse O'ndan ayıramazdı kendisini.
"Dokunma!"
Hyung'una bir şey olacak diye ödü kopuyordu. En çokta kendisi yüzünden bir şey olacak diye.
Sopayı bir eliyle itti. Bunun üzerine genç sinirlenmiş sopayı iyice kavrayarak havada savurmuştu.
Küçüğün sırtına hızla inen sopayla hareket etmeye gücü olmayan büyük çığırmıştı sanki. Öyle güçlü bağırmıştı ki ses yalıtımı olan odadan bile duyulabilecek gibiydi.
Zayıf beden göğsünün üstünde bilinci kapalı şekilde kaldığında sopasını gülerek sallayan çocuğa baktı. Zevk alıyor gibiydi.
Tekrardan sopayı kaldırdığında büyük olan acıyla konuşmuştu.
"Yalvarıyorum yeter vurma daha fazla. Dayanamaz O."
Genç yüzünü buruşturup baygın yatan küçüğe baktı. Daha sonra başına bela almamak için sopasını omzuna vurarak odadan ayrıldı.
Büyük olan hemen acısına rağmen kalkmaya çalıştı. Küçüğünün bedenini kucağına alıp kendinden dolayı kanlanmış olan yüzünü okşayıp öptü.
Daha sonra zor şer zayıf bedenini kucağına alıp titreyen bacaklarıyla odalarına gitmeye çabaladı.
...