Sınır
Oy : 10
Yorum : 20•••
Tüm yorgunlukların, yarışların, elemelerin, risklerin olduğu yarışmada bir günün daha sonu çoktan gelmiş, genç çocuk yatağında mışıl mışıl uyuyarak dinleniyordu.
Bugün iyi bir iş çıkardığını biliyordu. Herkes tarafından beğenilen performansı ile çoktan kalpleri kazanmıştı. Bu yüzden hiçbir kuşku duymadan kendini yatağa atmıştı.
O uykusuna devam ederken odasında gezinen, şeytani düşünceleriyle kendini dolduran çocuktan habersizdi.
Çamurlanmış ayakkabılarıyla zemini kirleterek yatakta uzanan gence doğru yürüdü. Ayak uçlarında olan yastığı eline sessizce aldı. Etrafı son kez kolaçan ettikten sonra yastığı yatakta ki gencin yüzüne doğru hiçte nazik olmayacak şekilde bastırdı.
Uyuyan genç solunumunun tıkanması ile ruhunu açtığında hızla çırpınmaya ve kendisini boğan bu her neyse ondan kurtulmaya uğraştı. Ama nafileydi.
Yastığı daha sert bastıran, bir katilden farkı olmayan duygusuz gözlere sahip çocuk fesatlıkla yanıp tutuşmuş bir arzu duyuyordu parmak uçlarında.
Direnen genç en sonunda pes ettiğinde kolları iki kenara doğru düşmüş, bilincini tamamen kaybetmişti.
Çocuk yastığı çekip onun çelimsiz çirkin bedenine tiksintiyle baktıktan sonra odasına dönmek için adımladı.
Kapının eşiğinde ki katilinin kendisini izlediğini asla fark etmeden.
...
"Her zaman kıskanç piçin tekiydin Hanbin."
Solgun beyaz tenine eldivenler geçirip bir yandan elini kolunu bağladığı çocukla sohbetini sürdürüyordu.
Bu sohbet tek taraflıydı çünkü arkasında korkudan zangır zangır titreyen çocuk konuşacak fırsatı bulamamıştı henüz.
Hoş bulsaydı dilinin kesileceği gerçeğiyle karşı karşıyaydı.
Eldivenlerini güzelce taktıktan sonra arkasını döndü. Tavandan aşağı asılan ipi kontrol etmek için sandalyesine çıktı. Güzelce, bir boynu sıkacak şekilde ayarlanmıştı.
Kontrolünden sonra arkada bağladığı çocuğun yakasından yakaladığı gibi sürüklemeye başladı. Hanbin korkuyla ayaklarını yere sürtüyor, yaşanacakların farkında olduğundan af diliyordu.
Oysa ki bilmiyordu, onun gibi pislikler cehennemi bile hak etmezdi katilinin gözünde. Çünkü cehennem içini kötülük kaplamış insanlar için fazla iyiydi.
Çocuğu sandalyenin yanına getirip bedeninden kaldırdı. Hâlâ daha direnen beden işleri zorlaştırmaktan başka bir şey yapmıyordu.
"Seni işkencelerle öldürmek yerine kökten çözüyorum sorunumuzu. Sorun ne Hanbin? Korkuyor musun?"
Korkudan altına kaçırışına iğrendiği belli yan bir gülüş attı soluk tenli. Bir insan sonuçlarıyla baş edemeyeceği şeylere kalkışmamalıydı.
Sonunda zor da olsa bedeni sandalyenin üstüne yerleştirdikten sonra kendisi de çıktı. Hanbin'in boynunu ipten geçirip boynuna göre sıktıktan sonra geri inmişti.