Çocuk dışarıdan her yeri ıslak gelmişti. Ayağı kayıp defalarca yere düşmüştü. Taehyung her düşüşünde kahkahalar atmış, Jungkook ise buna karşılık bıkmadan her defasında trip atmıştı.
Bu yüzden sıcak bir duş alarak yatağa uzanıp yorganın altına girmişti. Çocuk ilk defa kar tanelerine dokunmuştu. Çünkü kar yağdığı zaman genellikle camı açma izni yoktu.
Sadece bir kere denemişti Jungkook, camı sessizce açmış tam pencerenin önünde duran kar tanelerine elini uzattığı sırada duvara sertçe çarpan kapı ile irkilmişti.
Babası o gün ona o geceyi kabusa çevirmişti, her zaman yaptığı gibi. Pantolondan çıkarılan kemerler, hava da uçuşan sert cisimler, yüzüne inen yumruklar ve karnına atılan tekmeler.
O korkunç günler geride kalmıştı, şimdi sevdiği adam ile yan yanalardı. Onun mucizesi olan o adam, onu kurtarmıştı artık. Jungkook'a bunu daha önce birisi söyleseydi güler geçerdi belkide, asla inanmazdı birisinin onu oradan kurtaracağına.
Yanağının üzerinde olan yara izine ard arda inen öpücüklerle çocuk düşüncelerinden sıyrıldı. Esmer olanı omzundan tutarak kafasını geriye çekti ve öpücüklerden kurtuldu.
"Ya ne oldu ki şimdi?" Çocuk dudaklarını çoktan büzmüş bir şekilde cevap bekleyen sevgilisine baktı. "Taehyung her yerimi öptün ama olmaz ki."
Taehyung Jungkook'un ince belinden tutarak onu kucağına oturttu ve çocuğun beline sarıldı. Jungkook bir süre öylece durdu, ne yapması gerektiğini kesinlikle bilmiyordu. Bir anda içini saran o şeye ne isim verebilirdi ki?
Bir süre sonra o şekilde dikilmek yerine Taehyung'un üzerine iyice yerleşti. Kafasını esmer olanın omzuna koyup boynuna doğru kafasını çevirdi. Rahattı.
Taehyung mutluydu, biraz sonra esmer olan elini çocuğun kazağının içine doğru soktu. Yavaşça çocuğun sırtında elini gezdirmeye başladı, fakat her hareketinde eline takılan yara izleri canını acıtıyordu.
Jungkook Taehyung'un sırtında daireler çizen elini hissetsede sesini çıkarmadı. Fakat Taehyung hepsini görmek istiyordu, teker teker yaraların yerini ezberlemek, yok etmek istiyordu.
Yavaşça omzunda yatan Jungkook'u kaldırıp kazağının iki yanından tuttu ve çıkardı. Çocuğun vücudu tamamen gözünün önündeydi artık.
Jungkook sessizce kafasını çevirdi. Bu şekilde Taehyung'un karşısında durmak garip hissettiriyordu. Üstelik esmer olan onu o şekilde incelerken daha da garip hissediyordu.
Taehyung'un eli yeniden tenine temas ettiğinde Jungkook irkilerek tenine değen eline baktı. Çocuk yaralarının üzerinde hareket eden parmakları izlemeye başladı.
Sadece yaralar değil morlukların üzerinde de duruyordu parmakları. Bazı dokunuşlarında canı acısada belli etmemeye çalışıyordu. Çünkü Taehyung'un her dokunuşunda yaralarının iyileşip yok olacağını hissediyordu.
Mucizesi yavaşça elini hareket ettirmeye devam ediyordu. Bir süre sonra eli yavaşça yukarıya doğru çıktı ve çocuğun yanaginin üstündeki iz de yeniden durdu.
"Sana söz veriyorum Jungkook." Dedi sessizce, çocuk esmer olanın gözlerine odaklandı sadece. "Bu yaralar kanamayacak, kapatacağım hepsini. Bir daha da açılmasına izin vermeyeceğim."
Çocuk gözlerimin dolduğunu hissettiğinde gözlerini kaçırdı. Bazı yaralar fazla derindi, daha önceden olmasına rağmen izleri vardı hâlâ. Yaralarının izinin kalma düşüncesi Jungkook'u korkutuyordu.
Kalıcı olmayan insanlar, kalıcı yaralar bırakıyordu. Bazen tek bir vuruş ile bazen ise tek bir söz ile. Çocuk her ikisine de mağruz kalmıştı. Kalıcı olan sözlere, kalıcı olan yaralara. Ama ona bu yaraları açan, izleri bırakan kişi neredeydi şimdi?
Kalıcı olmayan insanların kalıcı yaralar bırakması, haksızlıktı. Bu konuda en büyük haksızlığı yaşayan kişi Jungkook'du. Hayat diğerlerine davrandığı gibi Jungkook'a davranmamıştı.
Çocuk sessizce kucağında oturduğu adamın kollarının arasına girdi. İkiside konuşmadı, kısa sürede güvenli kollar çocuğu sarmıştı.
Jungkook'un gözleri yavaşça kapandı, bu sefer hiç kabus görmemek üzere uyudu. Fakat mucizesi hâlâ onu izliyordu öylece. Bakmadan duramıyordu sevgilisine.
Jungkook uyuduktan sonra Taehyung daha fazla duramadı. Göz yaşlarını serbest bıraktı. Kim bilir sevgilisinin canı ne kadar çok acımıştı? Bunlar aklına geldikçe kalbine ağrılar giriyordu.
Elinin tersiyle göz yaşlarını sildi. Sıkıntılı bir nefes vererek çocuğun saçlarının arasına bir öpücük kondurdu. Dışarıda kar yağarken Jungkook'un kazağını çıkardığı için çocuğun üstünde hiç bir şey yoktu. Taehyung yorganı Jungkook'un üzerine doğru çekti.
Çocuğun ince beline daha sıkı sarılarak kokusunu içine çekti. "Bebeğim benim.." dedi sessizce. Jungkook tıpkı bir bebek gibi uyuyordu Taehyung'un kucağında.
Taehyung ise bu akşam bir kez daha sevmişti onu. Yaralarını, izlerini, utanma şeklini, gülümsemesini, gözlerini kısaca her şeyini seviyordu Jungkook'un.
Taehyung Jungkook'un her zaman ilklerini yaşatan kişi olarak kalacaktı. Taehyung Jungkook'un her zaman ilki olacaktı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölüm fazla kısa farkındayım sınavlar yüzünden de geç bölüm geldi, bu yüzden birazdan bir bölüm daha yayınlayacağım.