1

8 3 4
                                    

"Caner ablanın elinden çantalarını al yorulmasın"
Hayatım hep bu tarz şeyleri duymakla geçti. Ben koşamam, ağır şeyler taşıyamam, hep sağlıklı beslenmem gerekir ve stres yapamam. Hayatın bana ve aileme karşı adil olmadığı en başından belliydi, çünkü ben kalp yetmezliği ile doğmuş ve 7 yaşında kronik astım teşhisi konmuş bir çocuktum. Diğer çocuklar top oynarken ben hastanedeydim, diğer çocuklar ip atlarken ben hastanedeydim hatta diğer çocuklar okula giderken ben hep hastanedeydim. Şimdi ise annemi işinden, babamı bizden ayırmıştım. Benim yüzümden şehirden bir kasabaya taşınmıştık. Benden 2 yaş küçük olan kardeşim Caner benim yüzümden basketbol takımından ayrılmak zorunda kalmıştı. Benden sadece 1 yaş büyük olan ablam ise üniversiteye devam edebilmek için babamla eski evimizde kalmıştı. Yani kısacası ailemizi zor durumda bırakıyordum.

Bugün yeni evimize taşındık evimiz 2 katlı küçük bir kasaba eviydi. Benim odam 2.katta geniş pencereleri olan bir odaydı. Eşyalar biz gelmeden önce çoktan yerleştirilmişti. Odam her zamanki gibi fazla temizdi. Camlar açılmış oda havalandırılmıştı. Eşyalarımı ben odama çıktığımda Caner peşimde getirmişti. Kucağımda sadece yıllardır baktığım kaktüsüm Necati duruyordu. Necati'yi yatağımın yanındaki komodinin üstüne koydum.  Kardeşime eşyalarımı getirdiği için teşekkür ettim. Odadan çıkıp biraz eve bakındım. Gerçekten eski ve bakım isteyen bir evdi. Sanki yıllardır kimse kullanmamış gibiydi. Odam hemen annemin odasının yanındaydı. Aşağı kata indim annem mutfakta bize sandviç yapmıştı. Bize neşeyle "Ev ne kadar güzel değil mi? Bundan sonra birkaç yıl burda kalacağız." Annem bunları söylerken neşeli olsada üzgün olduğu yüzünden anlaşılıyordu. Annem işini çok seven bir avukattı ama ne yazıkki benim yüzümden işini bırakmak zorunda kaldı. "Sandviçlerinizi hızlı yiyin Caner'i okula kayıt etmeye gideceğiz. Hem biraz etrafı gezmiş olursunuz." Sandviçlerimizi yedikten sonra arabaya bindik ve kasabaya doğru yola çıktık. Kaldığımız ev kasabadan uzak sessiz sakin bir tepede yer alıyordu. Ben bunları düşünürken çoktan kasaba lisesine varmıştık. Arabadan indik, annemle Caner liseye doğru yol aldı bende anneme seslenip buralarda dolaşıcağımı söyledim. Biraz etrafı dolaştıktan sonra bir park gördüm. Biraz dinlenebilmek için bir banka oturdum. Bir süre sonra yanıma bir arkadaş grubu geldi.
"Seni daha önce gördüğümü hatırlamıyorum, buralarda yeni misin?"
"Evet annem ve kardeşimle bugün taşındık."
"Nerde kalıyorsunuz?"
"Kasabanın dışında bir evde."
Bunları söyledikten sonra birkaç soru daha sordular. Biraz konuştuk onlarla. Aslında onları sevdim diyebilirim. Sonradan öğrendiğim kadarıyla isimleri Gökay,  Meriç ve Tuana'ymış. Gökay çok konuşan bir tipti, Meriç biraz utangaç ama zeki bir tipti, Tuana ise neşeli ve eğlenceli bir kızdı. Ben onlarla konuşurken birden annem telaşla bize doğru koştu ve bağırmaya başladı. "Sen nerdesin? Her yerde seni aradık. Başına bir iş geldiğini düşünmeye başlamıştım." Annem bunları diyince hemen kalktım, özür diledim ve arabaya doğru yürümeye başladım. Bir ara arkama döndüm ve çocukların bana şaşkınlıkla baktığını gördüm. Arabayla eve doğru gittik. Vardığımızda dinlenmek ve biraz kitap okuyabilmek umuduyla odama doğru çıktım. Odama girdim. İlk başta rahatlamak için üstümü değiştirdim. Raftan hala okumakta olduğum Jane Eyre kitabını aldım. Yatağıma doğru yürürken yerde bir şeye takıldım ve yere düştüm. Arkamı dönüp baktığımda yerde bir kapak olduğunu gördüm. Açmaya çalıştım ama sıkışmıştı. Biraz zorladım ve açmayı başardım. İçinde bir defter vardı. Çok tozlanmıştı. Tam elime alıcakken kapım açıldı ve bende kapağı direkt kapattım. Annem endişeyle bana yürüdü ve ne olduğunu sordu. Bende sorun olmadığını ve sadece takılıp düştüğümü söyledim. Annem bir süre konuştu ve gitti. Hava kararmak üzereydi, bende ışıkları açıp tekrar kapağa doğru gittim. İçini açıp defteri elime aldım. Defter Yasemin adında bir kadının yazmış olduğu günlüktü. İlk sayfaları ya kaybolmuş yada bilerek yırtılmıştı. Günlüğü aldım ve okumak için yatağıma oturdum.

Sevgili GünlükHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin