KADERİN İKİ YÜZÜ:Freya

Bölüm 13 ~ DORİN!

Evet, yeniden selâm.
Uzun zaman oldu bölüm atmayalı.
Neler oldu neler!

💥💥

Keyifli Okumalar Dilerim.

*****

"Bize katıl Dorin." demiştim sesimin olabildiğince gür çıkmasına özen göstererek.

Hemen arkamda, dostlarımın merak ve soru işaretleriyle dolu yüz ifadelerini sezebiliyordum. Özellikle Aiden'in. Elimdeki tek kozu kullanmaktan başka çarem yoktu. Aksi takdirde bu didişmenin sonunda iki taraf da zarar görecekti ve buna bir kez daha sebep olma niyetinde asla değildim. Karşımda duran Dorin'nin yüzüne umutla baktığım sırada, tuhaf bir şey oldu. Aiden... Yanımda değildi ama sesini duyabiliyordum.

"Şu saçmalığa derhal son ver ve geri yerine dön!"

Tanrım! Cidden sesini duyabiliyordum. Yoksa bu da birleşen ying enerjilerimizin başka bir özelliği miydi? Olabilir miydi gerçekten?

"Ne dedin sen?"

Dorin'in ciddi tonda çıkan sesi kulaklarıma ulaşınca, dikkatimi yeniden toplamaya çalıştım.

"Bize katılın Dorin. Bak, durum kişisel çıkarlarımızdan çok daha önemli ve ciddi. Bu şekilde birbirimizin direncini kırmaya çalışmak sadece yaklaşan tehlikenin önünü acar ve sonunda da kurtarmaya çalıştığın ne varsa, hepsini sonsuza kadar kaybetmiş olursun."

Konuşmamı bitirirken, Dorin'in hemen arkasında hazırda bekleyen askerleri gülmeye başladı. Hatta aralarında fısıldayarak, pek de hoş olmayan şeyler konuşulunca, zor tuttum kendimi. Sorun çıkarmak sahiden istemiyordum. Doğruca Dorin'e baktığımda, askerlerine nazaran başka bir ifade gördüm yüzünde. Bu bakışı tanıyordum fakat kısa bir anlığına tanımamayı diledim.

"Sana son kez emrediyorum Freya!Derhal yerine geri dön! Aksi takdirde olacaklardan yalnızca sen meshul olursun!"

Sesini ikincisi kez duyuyordum. Artık tamamen emindim. Birleşen ying enerjilerimizin bir özelliğiydi bu. İstemsiz yüzümde ufak bir tebessüm belirdi. Sanırım bu durum fazlasıyla hoşuma gitmişti. Fakat yine de geri adım atmayacaktım. Yüzümdeki tebessümü hızla ortadan kaldırırken, Dorin'e baktım tekrar.

"Lütfen, Dorin." dedim son kez.

Fakat cümlemi bitirmemle, hemen arkamdan bana doğru yaklaşan hareketliliği hissettim. Ve anında tek kolumdan tutulup, geri savrulunca öfkeden deliye döndüm. Aiden ne ara gelmişti ki?

"Bırak kolumu!"

"Kes!"

Yüzüme bağırışı ilk değildi fakat bunu alışkanlık haline getirmesi, sinirimi bozuyordu artık. Diğer kolumla onu iterken, tuttuğu kolumu ondan kurtarmayı başardım. Bana bu şekilde davranamazdı. Bu şekilde çirkin hitaplarda bulunamazdı.

"Benimle bu şekilde konuşmaya devam edersen eğer..."

"Yerine geri dön Freya!"

"Bu kadar yeter!"

Dorin hızla aramıza girerken, tek koluyla beni ardına doğru sakladı. Dur biraz, ne!? Canımı almak için gün sayan bir adam, beni sevdiğim adama karşı mı koruyordu? Doğru mu görüyordum?

"Ne yaptığını sanıyorsun?!"

Aiden kınındaki kılıcına sarılırken, Dorin'in askerleri de harekete geçti fakat Dorin hemen araya girdi.

"Herkes yerinde kalsın!"

Dorin'in tek bir emriyle, askerleri yerlerine geri dönünce biraz rahatladım. Ve aslında biraz da şaşırdım. Hızla yutkunurken, Aiden Dorin'e biraz daha yaklaştı ve şimdi burun burunaydılar. Tanrım!