- Mert Demir - Ateşe Düştüm
Uyan uyan uyan.Aç o gözlerini ve bana bak. Kirpiklerin gölgelemesin yeşillerini. Tenin solmasın, ellerin buz gibi olmasın.
Uyan Göktuğ.
Yine bana aşkla bak. Beni seyrederken yüzünden tebessüm eksik kalmasın. Aç gözlerini, yol göster bana. Arkamda olduğunu hissettir, beni asla bırakmayacağını söyle.
Aç gözlerini ve Rüya de bana. Sanki rüyadaymışım gibi sarıl bana.
Uyan Göktuğ. Uyan ve sıkıca sarıl bana. Sarıl ve asla bırakma.
Dizlerimin üzerinde çöküşüm bir asrın çöküşü, bir imparatorluğun yıkılışı gibiydi. Canım bedenimden çekilmiş, ruhum yükselmiş uzaktan beni seyrediyordu. Kesilen sesler hala duyulmuyordu. İnsanlar kurşun seslerinden dolayı sus pustu. Ama Göktuğ yerde yatmaya devam ediyordu. Elimi yanağına yaslayıp gözlerini açmasını bekledim. Aralık dudakları çektiği ıstıraptan dolayı titrek bir nefesle kıpırdıyordu. Az kalmıştı, o nefesi alamayışına çok az kalmıştı.
Elimi yarasına bastırıp kanamasını durdurmaya çalıştım. Birileri hızlı çekimde etrafımızda koşuyor gibiydi. Dönüyordu, her yer her şey ve insanlar dönüyordu.
Sadece biz sabittik.
Sadece yerde yatan Göktuğ hareketsizdi.
''Atlas!'' diye yeri göğü yırtarcasına bağırdım. ''Atlas yardım et!''
Anons sesleri ardı ardına yankılanmaya başladı. ''Tamam, Rüya sakin ol ambulans yolda.'' Dizlerinin üzerine çöküp ellerini Göktuğ'un yanaklarına yerleştirdi. ''Göktuğ, aç gözlerini abi. Bizimle kal aç gözlerini.'' Elimin tersiyle gözlerimi silip burnumu çektim. Bileğini bırakmayıp sürekli parmağımı nabzının üzerinde tutuyordum. ''Atlas, burası havalimanı nasıl yapabilirler?''
Atlas'ın gözlerinde ilk kez kontrolünü kaybetmişliği gördüm. Öfkesinin gazabının herkesi ezip geçeceği çok açık ve netti. ''Bulacağım Rüya, bu kadar güvenlik önlemini aşıp buraya kadar silah sokan herkesi bulacağım. Ve o silahı onların bir tarafına sokacağım!''
''Ambulans çabuk gelsin lan!''
Ayağa kalkıp her yere bağırmaya başladı. ''Çabuk amirini çağır!'' Parmağını salladığı polis memuruna baktım. Hemen kafasını sallayarak yanımızdan uzaklaştı. Elimdeki baskıyla bakışlarımı yerde yatan Göktuğ'a indirdim. ''Sevgilim,'' diye fısıldadım. Nefesini hissedebilmek için iyice ona yaklaşmıştım. ''Göktuğ aç gözlerini ne olur yalvarırım.'' Gözkapakları titredi. Acıdan kendini sıkıyordu. Kaşının ortasında belli olan çizgiye işaret parmağımı bastırıp okşadım. ''Göktuğ, bana bak sevgilim.''
Alnında biriken teri silip saçlarını okşadım. ''Rüya...'' Adımı nefes gibi söylemişti. Ellerimi yanaklarına yerleştirip beni hissetmesini ümit ettim. ''Buradayım Göktuğ, aç gözlerini hadi. Bırakma kendini, bırakıp gitme beni.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAYEL
Teen FictionHayatını kendi yazdığı kurallarına göre yaşayan Göktuğ Karayel. Yazılan kuralları tek tek silmeye ant içen Rüya Çağlayan. Ufuk çizgisinin ardındaki doğmaya hazırlanan güneş etrafı kızıla boyarken rüzgarı arkasına alan Göktuğ, Karayel'in sırtında Rüy...