-Mabel Matiz - Dalga
İftar sonrası tatlı niyetine yeni bölüm geldi.
Yıldızları görelim mi? ⭐️
2 Saat önce''Ağlamaya devam edecek misin?'' dedim hayretle.
Burnunu çekip kafasını iki yana salladı. ''Ağlamıyorum, vallahi bak.'' Kafamı iki yana sallayıp bakışlarımı dışarıya çevirdim. ''Kerem askere gittiğinde nasıl dayandın sen? İyi ki yanımda ağlamadın Menekşe.''
''Beyim, hatırlatma işte. Daha çok ağlayasım geliyor.''
Çantamı açtım ve paketinden çiçek kokulu bir mendil çıkarıp arka koltuğa uzattım. ''Menekşe, kapıyı açıp seni aşağıya atarım. Yaparım biliyorsun değil mi?''
Mendili alıp burnunu sesli şekilde silince Göktuğ ile gözlerimiz buluştu. İkimizde gülmemek için çenemizi sıkıyorduk. ''Biliyorum. Beyim boşuna sana âşık olmadı.''
Göktuğ tuşa bastıktan sonra arka camı açıp rüzgârın içeriye dolmasına izin verdi. ''Hadi ağlama artık. Geri dönüp seni çiftliğe bırakırım.'' Omzumun üzerinden Menekşe'ye bakıp çenemle Göktuğ'u işaret edip, ''Yaparım dediyse yapar,'' dedim.
Kafasını sallayıp yüzünü pencereye çevirip derin bir nefes aldı. ''Bu kadar ağlayacak ne var anlamıyorum. Götünüz birbirinize yapışmıştı neredeyse.'' Gözlerim büyümüş ağzım o şeklini almıştı. ''Rüya, bakma bana öyle. Tamam, birbirlerini seviyorlar ama bu kadar da mıç mıç olunmaz ki.''
Kollarımı göğsümde birleştirip savunma moduna girmiştim. ''Seninle ben nasılız acaba? Rahat bırak onları. Homurdanma bile!'' Menekşe arka koltukta kıkırdayınca dudaklarımı ıslatıp çenemi dikleştirdim. ''Ben Kerem gibi değilim,'' dedi boynunu sağa sola yatırıp esnetirken.
Menekşe'nin kıkırtısı kahkahaya dönüşünce Göktuğ çatık kaşlarıyla dikiz aynasından arkaya baktı. ''Bir ağlayıp bir gülüyorsun açık hava mı çarptı?'' Menekşe duyduklarından sonra daha da çok gülmeye başladı. ''Kerem gibi değildiniz ta ki Rüya gelene kadar,'' deyip elindeki peçeteyi yüzüne kapatarak gülmeye devam etti.
Uzanıp yüzündeki peçeteyi alıp bir an evvel konuşması için elimi salladım. ''Müsaaden var mı beyim?''
''Ne söyleyeceğini bilmiyorum, müsaade senin. Konuş bakalım.''
''Adı lazım olmayan o kızıl şeytanı görmeye tahammülün yoktu. Onun,'' deyip gözlerini gözlerime dikti. ''Konuşurken her yeri oynardı. Elleri sürekli beyimin üzerindeydi.'' Derin bir nefes alıp onları o halde gözümde canlandırmamaya çalıştım.
''Beyim bir şekilde o dokunuşlardan kaçıyordu.''
Aşk adam.
''Sonra... Sürekli cüretkâr giyiniyordu ama beyimin gözlerinin bir kez bile ona şehvetle baktığını görmedim.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAYEL
Teen FictionHayatını kendi yazdığı kurallarına göre yaşayan Göktuğ Karayel. Yazılan kuralları tek tek silmeye ant içen Rüya Çağlayan. Ufuk çizgisinin ardındaki doğmaya hazırlanan güneş etrafı kızıla boyarken rüzgarı arkasına alan Göktuğ, Karayel'in sırtında Rüy...