Bölüm 26

504 50 30
                                    

Selaaaamm🙋🏻‍♀️ nasılsınız bakalımm umarım iyisinizdirr sizi tutmayayım bölüme dalınn

İyi okumalaaarr

˚ ༘♡ ⋆。˚


"Minhoş mutfaya giydi ve çıkaydı biy muçişe! Akiya geydi ve aydı bütün muçişeleri! Çünküü annesi ve bâbasıyla attaya gidecekti!"

Büyük siyah araba dışarıdan diziden fırlamış, mafya arabası gibi görünse bile içerisi hiç de öyle değildi. Şirin şirin şarkı söyleyen Akira ve ona gülerek eşlik eden Chris ve Changbin sayesinde tatlı bir aile arabasına dönmüştü.

"Bâba bayık da göyecek miyiz âcaba?"

"Eğer şanslıysan bir kaç tane görebilirsin oğlum."

"Şan ne? Anniş şanş ne?"

Chris, arkasını dönüp yumuşak bir tonla küçük çocuğa anlatırken Changbin de yüzünden silmediği gülümseme ile onlara bakıyordu. Bakışları derindi, bir çok anlam içeriyordu.

"Anlâdım!" demiş ve heyecanla el çırpmıştı. Daha sonra ise yeniden şarkı söylemeye başladı. "Anniş iyi oldu aytık! Akiya daha mutlu oydu aytık! Annişle hey şeyi yapacak aytıık!"

Changbin kendini tutamayıp bir kahkaha patlattığında Akira kaşlarını çatarken Chris içi gidiyor gibi bakmaya başlamıştı yanında kahkahalarla gülen adama.

"Bâba çok kıyıcışın!" Kollarını göğsünde birleştirdi. Bu kelimeyi annesinden duymuştu babasına küstüğü zaman söylemişti. O yüzden o da söylemek istemişti çünkü küsmüştü babasına.

"Ne kırıcı mıyım? Sen nereden öğrendin o kelimeyi?"

"Annemden." demişti hemen parmağı ile sarışın olanı gösterirken. Changbin başını sağa sola sallayıp gülerken direksiyonu kırıp villaların dizili olduğu sokağa girdi.

"Neden buraya geldik?" Çocuğa göl dedikten sonra koruma amaçlı diyerek bir havuza getirdiyse elimden çekeceğin var cep boy dedi içinden. "Birini alacağız."

"Biyi kim?"

"Sana arkadaş."

"Ne? Ben iştemem aykadaş falân!"

"Çemkirme hemen iyi anlaşırsınız canın sıkılmaz hem."

"Anne istemiyoyum!"

"Bebeğim, bir sürü oyunlar oynarsınız eğlenirsin hep kötü bir şey değil ki arkadaş." Akira çattığı kaşlarının altından ikisine de ters ters baktıktan sonra kollarını yeniden göğsünde bağladı ve arkaya yaslandı.

Tam o anda araba durmuş kapı açılmıştı. Siyah, kıvırcık saçlı, kocaman gözleri olan çok şirin bir çocuk kapının önünde durup Akiraya baktı. İkisinin de bakışları bozuk atıyordu ama aileleri pek de takmamış gibiydi.

İkili arabadan inip dışarıda bekleyen adamların yanına geldi. Changbin elini uzatıp siyah saçlı adamın elini sıktı. "Nasıl gidiyor Wooyoung?"

(Burada Wooyoungu kullanmadım umarım)

"Gördüğün gibi Jin ile uğraşıyoruz senin nasıl gidiyor?"

"Aynı biz de akira ile uğraşıyoruz gerçi karım da arada sıkıntı çıkarıy- ah!" Chris konuşan sevgilisinin etini sıkıştırıp gülümsemeye devam etti. "Hahah! Hak ettin dostum."

"Ben Wooyoung bu arada bu da eşim San." Chris uzatılan elini tutup sıktı ve hafifçe salladı. "Ben de Chris memnun oldum."

"Biz de memnun olduk. Ee gidelim mi o zaman? Bu arada söylemeden yapamayacağım bu fikri ben soktum kocanın aklına. Tıpkı kendi kocamın aklına soktuğum gibi." Wooyounga bakıp kahkaha attıktan sonra başını eğdi hafifçe. "Nasıl bir iyilik yaptın bilemezsin teşekkürler!"

Set fire to the rain ChanchangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin