Bölüm 25

381 47 28
                                    

Çok fazla ödevim var çocuklar ama yazabildiğim kadar yazdım yine umarım seversiniz iyi okumalaaaarr

˚ ༘♡ ⋆。˚


Changbin elindeki siyah metali çevirdikten sonra tetiği çekip hemen önünde duran sarışına uzattı. "Ya Changbin ben öğrenmek istemiyorum," dedikten sonra ince parmaklarını gömleğinin yakasına getirip oynarken, dudaklarını büzdü ve öyle konuşmaya başladı. "Beni sen koruyorsun ya yetmez mi?" Büyük parlak gözleri ile onun kahvelerine derin derin bakarken diğeri bir "tch" sesi çıkardı sadece.

"Öğrenmek istemiyorum ama."

"Olmaz sarışın öğrenmen lazım her an her yerde her şey olabilir o yüzden öğren."

Chris ofladıktan sonra silahı tutup arkasını döndü. Changbin kenardaki sarı kulaklığı eline alıp dikkatlice kulaklarına takıp, kendi kulaklığını da taktı. Tam arkasında duruyordu, göğüsleri sarışın olanın sırtına dayalıydı. Yapılı kollarını öne doğru uzatıp sarışının elini ve silahı kavradı. "Gez, göz, arpacıktan gideceğiz. Karşıdaki hedefe iyi odaklan, kollarını kırma düz tut. Sakinliğini koru. Elindeki silah hafif bir silah zaten fazla zorlamaz seni. Hazır mısın güzelim?"

"Hmhm ama yapamazsam zorlamak yok."

"Bebeğim, iyiliğin için bu."

"Sevmiyorum ben silah ya!"

"Ha ben bayılıyorum yavrum silahlara."

Chris başını hafifçe çevirip güldü. "Bayılıyorsun bu arada." Changbin de gülüp şakağına bir öpücük bıraktı. "Hadi bakalım. En azından sekizi vurabileceğine eminim."

"Bana hedefi bile bulamazmış gibi geliyor."

"Bulur bulur hadi." Chris başını sallayıp yeniden döndü ve Changbinin dediklerini yaptıktan sonra derin bir nefes verdi. Ardından aklına gelen şeyle sırıttı. "İddiaya girmeye ne dersin aşkım?" Aşkım kelimesi diğerinin içini titretirken belli etmemeye çalışarak sordu. "Ne iddiası?"

"Beş atış yapacağız kazanan kaybedene istediğini yaptırır."

"Her istediğini mi?"

"Her istediğini."

"Tamam kabul, başla bakalım." Tekrardan aynı pozisyonu alıp sakinliğini koruyarak, insan profili şeklinde, birden ona kadar bölümlerle ayrılmış olan hedef tahtasına baktı ve bir atış yaptı. Omzu geriye doğru gidip diğerinin göğsüne çarptı. 1'e çarpan kurşun ile dudağını büzdü. "Sorun yok yavrum hedefi buldun en azından." Changbinin keyifli sesi sinirini bozarken karnına dirseği ile vurdu.

"Boğarım seni."

"Uyluklarınla boğacaksan olur."

Onu dinlememeye çalışarak yeniden derin bir nefes verdi. Tekrar bir atış yaptığında bu kez 5'i vurmuştu. "İşte bu!"

"Üç hakkın kaldı sarışın."

Tekrardan bir atış yaptığında ortaya çok yakın olduğu için şaşkın şaşkın önündeki adama baktı Changbin. Kimi yiyordu bu sarışın? Atış yapmayı zaten biliyor olmalıydı yoksa ilk seferde bu kadar iyi bir skor çıkaramazdı. Yüzünde hinlikle dolu bir sırıtış belirirken kasıklarını önündeki adamın kalça arasına itip sürttü. Chris atış yaptığı için kurşun saçma sapan bir yere gitmişti.

"Hile yapma."

"Yapmadım sarılıyorum sadece."

Gözlerini devirip tekrar odaklandığında kalça arasında hissettiği sertlik ile biraz öne doğru sendeledi. Silahtan çıkan kurşun yine sağa sola giderken kasıklarında hissettiği karıncalanma ile dudağını ısırdı. "Hile yapıyorsun."

Set fire to the rain ChanchangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin