bölüm 13; ki sen

256 26 1
                                    

Atlas'ın gözünden;

Gözlerimi derin uykudan güçlükle açtım. Kafamı Ece'nin boyun girintisinden çekip yastığa koydum, yine her zamanki gibi Ece'ye belinden sıkı sıkı sarılmıştım. Ece de yine her zamanki gibi kendi ellerini kendine sarmıştı.

Elimi belinden yüzüne getirdim ve saç tutamlarını yüzünü daha iyi görebilmek adına yüzünden çektim. Yüzünü incelemeye başladım. Bu yüze bakmaktan hiç bıkmayacak gibiydim. Kirpikleri özenle dizilmiş gibiydi. Uzun bir uyku çektiğini belli eden dudakları ve yanakları al al olmuştu. Nefes alışverişleri ise hala derin bir uykuda oldugunu belli edercesine yavaş ve düzenliydi.

Elimin tersiyle istemsizce yanağını okşadım. Bu hareketimi hissetmiş olmalı ki biraz kıpırdandı ve başını iyice bana doğru yaklaştırdı, ne yapacağını merak ederek izledim ama o hala uykuda olduğunu belli eder gibi başını yastığa iyice yerleştirdi.

Gerçekten çok fazla uyuyordu. Her seferinde ondan erken kalkmış olmam beni içten içe kızdırıyordu, göz devirdim.

Sonrasında ise aklıma gelen sinsi fikirle gülümsedim.

Elimi yanağına getirip yanağından uyanacağı kadar sert bir makas aldım.
Ve hemen benim yaptığımı anlamaması içim elimi yanağından omzuna indirdim.

Kaşlarını çattı. Uyandığını belli eden homurtular ve kıpırdamalar da başlayınca hemen gözlerimi kapadım ve uyuyor numarası yaptım. İlk kendisi uyansa nasıl bir tepki vereceğini merak ediyordum.

Gözlerimi belli etmeyecek şekilde açtım.
O ise hiç oyalanmadan, kollarımın arasından anında kurtulup, yatakta sırtüstü uzandı. 

Kollarımdan kurtulunca oluşan boşluk hissi istemsizce kaşlarımı çatmama neden oldu.

Yan dönük bir şekilde, uzanıyor ve uyandığımı belli etmemeye devam ediyordum.

O ise gözlerini yarı baygın, uyanamamış bir şekilde açtı ve tavana dikti. Kendince uyanmaya çalışırken yatakta oturur pozisyona geldi. Hala yarı baygın olduğu için, gözlerim tamamen açık olsa bile beni farketmezdi muhtemelen.
Hatta yanında uzandığımı farkettiğinden bile emin değilim.

Yatakta doğrulduğu için yüzünü göremiyordum. Ellerini kaldırdı ve gözlerini kaşımaya başladı. Uyanmaya çalışıyor gibiydi.
Dün çok içmişti, muhtemelen başı da ağrımaya başlamıştır.

Mırıldanmaya başlayınca tüm dikkatimi ona verdim.
Uyku mahmuru, yumuşak sesiyle
"Uyanmam lazım.." diye mırıldandı.
Ama bir iki saniye sonra bu fikrinden tamamen vazgeçmiş gibi kendini tekrar yatağa attı ve bana sırtını dönüp diğer yanındaki yastığa sarıldı.

Bu hareketi tekrar kaşlarımı çatmama sebep oldu. Ben ona sarıldığımda hiç karşılık vermiyordu. Ama öylesine bir yastığa sarılıyor muydu?

Şu an benim burada olduğumu farketmemiş bile olabilirdi.

Tekrar mırıldandı.
"Beş dakika daha uyusam.." kendini uykuya iyice hazırlamaya çalışır gibi kıpırdandı ve yastığa iyice sarıldı.

Ece'nin gözünden;

Başım çok ağrıyordu. Ama yine de o kadar çok uykum vardı ki, beynim uyanmayı tamamen reddediyordu. Hatta belki uyursam baş ağrım geçer diye geçirdim içimden. Tam uykunun kollarına geri dönecekken, aklıma dolan gerçeklerle yatakta sıçradım ve oturur pozisyona geldim.

"Eyvah! Geç kaldım! Gün doğmuş! Ben ne zamandır uyuyorum!"
Hemen kıpırdandım ve yataktan kalkmak amaçlı ayaklarımı yataktan sarkıttım.
"Hemen eve gitmem gerekiyor!"

KRALİYETİN UZAĞINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin