2

120 8 19
                                    

☣︎-Kuzey
︎︎-Emir
-Ömer

---


 
     Kafama giren baş ağrısıyla gözlerimi araladım. Kendi evimde değildim. Kendimi oturur pozisyona getirdim ve başımı ellerimin arasına alıp düşünmeye başladım. Anında aklıma gelen görüntüyle üzerime baktım. Üstüm aynıydı ve herhangi bir iz yoktu. Anlaşılan kimseyle yatmamıştım. Üzerimdeki battaniyeyi  kenara ittirdim ve ayağa kalktım. Tam o zaman gözlerim yanımdaki koltuğa kaydı. Ömer de buradaydı. Gecenin çoğunu hatırlamamış olsamda birlikte olduğumuzu hatırlıyordum.

    Yavaşça yanına gittim ve kolunu dürttüm. Bir türlü uyanmayınca sertçe sarsmak zorunda kalktım. "Hay amk bugün cumartesi! Tatil tatil! " şaşkınca ona bakarken o da gözlerini açmış yeni yeni kendine geliyordu. "Afedersiniz Kuzey bey" demesiyle onu durdurdum. "Bence artık o kadar da resmi değiliz." dedim ve güldüm. Yattığı yerden kalktı ve o da bana baş onayı vererek gülümsedi. "Sanırım Emir'in evindeyiz." dedim mırıldanır bir şekilde. Ömer beni onayladı ve o da üzerindeki battaniyeyi ittirerek ayağa kalktı. "Başın nasıl?" dedi yavaşça yanıma gelerek. "İdare eder." demekle yetindim.

  
    O da üstünü silkeleyip battaniyesini topladı. Bende ona uyarak kendi battaniyemi topladım ve kenarda duran poşeti elime aldım. fark ettiğim şeyle bedenim ısınmaya başlarken adım sesleri gelen kapıya baktım. Emir yarı çıplak bir şekilde içeri girdi. Belli ki duştan yeni çıkmıştı ve saçlarını henüz kurutamamıştı. Altında sadece eşofman altı vardı ve saçlarından damlalar süzülüyordu. "Az önceki sesler neydi?" dedi içeri girerken. Yüzünde alaycı bir gülüş vardı. Ömer donmuş ve bana bakmıştı. İkimizde bunu nasıl açıklayacağımızı bilmiyorduk. Omuz silmekle yetindim. "Bugün tatil gününüz değil mi?" dedi. Onun evinde olmam içime bir huzursuzluk getirse de bana bir iyilik yapmıştı. Yani borçlanmıştım.  

"Evet bugünlük izinliyim." 

"Peki sen? Askerler nasıl çalışıyor hiç bir fikrim yok"

     Bana dönmesiyle bir anlığına onu terslemek istesem de borcumu ödeyene kadar bunu yapmaktan vaz geçtim. 

"İzinliyim." 

     Ne kadar normal bir şekilde cevap vermek istesem de yine tersler gibi cevap vermiştim. Bunları düşünmek yerine Umut'u aramaya karar verdim. Elimi cebime atmamla başka bir şok geçirmiştim. Telefonum, cüzdanım ve anahtarlarım barda kalmıştı. İçimden kendime saydırmaya başlamıştım ki Emir bir şey hatırlamış gibi gidip saniyeler  sonra geri dönmüştü. 

"Bunlar senin olmalı." 

    Elindekileri görmemle neredeyse üzerine atlar gibi kapmıştım. Ona baktığımda yine bana gülüyordu. Her şeyi tekrar cebime yerleştirdikten sonra onlara döndüm. 

"İkinize de yük oldum. Bir sonraki görüşmemizde borcumu ödeyeceğim. Şimdilik gitsem iyi olur." 

Emir başını yavaşça aşağı yukarı salladı ve beni kapıya doğru yönlendirdi. Kapıyı açtım ve ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım. Ömer de benimle birlikte gelmişti. O da ayakkabılarını giyince veda etmek adına Emir'e döndüm. Bana dokunuşu aklıma gelip duruyordu.

"Teşekkür ederim, 'her şey' için. "

   İma ettiğim şeyi anlamış olacak ki sırıttı ve kulağıma eğilerek konuştu.

One Heart Three Soul •Threesome•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin