☆☆☆☆☆
En son ne olmuştu..?
Bulunduğum yerde birkaç kez hareket edip ayağa kalktım. Kimse yok muydu?
Odanın içerisinde dolanmaya başladım.Pencere ve duvardaki kan izleri beni korkutuyordu. Gittikçe nefesim daralıyor, oda daha fazla daralıyordu.
Ölecek miydim? Odanın kapısı yavaşça açıldı. "Küçük Beyefendi burdaymış" Kafamı çevirip kapıya baktım.
Junwoo..
"Ne işin var burda!" sırıtıp bana yaklaştı.
"Asıl senin burda ne işin var ufaklık? Kapının önündeki -GİRİLMEZ- yazısını görmedin mi?"Gözlerim dolmuştu. Bunun amacı neydi?
Beni öldürmek mi? "Ben kendi iradem ile gelmedim, biri getirmiş olmalı."Sahte bir gülüş sundu. "Ne kadar acınası gözüküyorsun, Changbin seni kurtarmaya gelmeyecek mi?"
"Sanane bundan, bırak gideyim." Gitmek için öne atıldığımda Junwoo beni durdurdu. "İşte o kolay kolay olmayacak"
Gözyaşlarım akmaya şimdiden başlamıştı bile. "Siktir Git!" Elini dudağıma koyup susturdu.
"Sen akıllı çocuksun, küfür etmezsin" Bu adam beni sinirlendiriyordu. "Bu seni ilgilendirmez."
Dediğimi duymazdan gelip, arka cebinden bir silah çıkardı. "Hayır, hayır, hayır" kahkaha atıp bıçağı bana uzattı.
"Korkuyorum, dur" Neden söyledim ki bunu ben? "Şu kadarcık şeyden mi korkuyorsun?"
"Çek şunu!" bağırıp geriye doğru koşmaya başladım. Junwoo'da peşimden koşmaya başladı. "Git, gelme"
Ne kadar bağırırsam bağırıyım, beni umursamıyordu. Öleceğim korkusu beni sarıp sarmalamıştı. "Git artık.."
Bağıracak ne nefesim ne de koşacak gücüm kalmıştı. "Bak..Bir anlaşma yapalım.."
Tek kaşını kaldırıp adımlarını durdurdu.
"Ne anlaşması?" Nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. "Beni öldürme, bütün paramı veririm."Olmayan paramı mı verecektim?
"Paran olduğuna emin misin?" kafamı evet anlamında sallayıp ceblerimi karıştırdım.
Sikeyim...
Almayı unutmuşum. Ne yapacağım şimdi? "İyi baksana" imalı imalı konuşarak iyice sinirlendiriyordu.
Suçu onun üstüne atmalıydım. "Sen çaldın! Sen çaldım paramı." Bağırarak konuştuğumda sırıttı.
"Boşuna beni suçlama, paran yanında zaten yoktu." Ellerimle yüzümü kapatıp ağlamaya başladım. Kimse beni kurtarmaya gelmeyecek miydi?
"Rahat bırak beni! Ben yaşamak istiyorum.." Bıçağı cebine tekrar koyup bana baktı. "Ne kadar çabalarsan çabala, seni kolay kolay bırakmayacağım."
Yere çömelip gözyaşlarımı sildim. "Piç.."
"Terbiyeli konuş benimle, aksi takdirde bıçağı almak zorunda kalırım.""Kendi gücünü kullanamayacak kadar eziksin!" Tokat atmıştı. "Eziksin işte, kabullenemiyorsun bunu.." ve tekrar bir tokat.
"Her dediğim şeyde vuracak mısın?" kafasını sallayıp bir kere daha vurdu. "Amacın ne senin?" elini ovuşturup bana döndü.
"Beni öldürmek mi? İşimden etmek mi?"
"Her ikiside, işinden edip öldürmek" Junwoo'ya doğru atılıp vurmaya çalıştım.
Bir yandanda cebindeki bıçağa ulaşmaya çalışıyordum. Ama alamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐁𝐨𝐬𝐬//𝐉𝐞𝐨𝐧𝐠𝐛𝐢𝐧
Fanfiction"Çalışanlar, patronlarının dediklerini yapmak zorundadır Jeongin. Fakat sen benim dediklerimi yapmıyorsun." "Ama sen bana patronum gibi davranmıyorsun" ┃FemJeong┃ 30.09.23 ‧͙⁺˚*・༓☾ ☽༓・*˚⁺‧͙